Arap Birliği, Mısır'ın başkenti Kahire'de "Filistin-Arap kimliğini yok etmeyi hedefleyen İsrail ırkçı yasaları" temasıyla bir seminer düzenledi.
İsrail Meclisi'ndeki Arap milletvekillerinden Ahmed et-Tıbi ve Cemal Zehalika seminerde, söz konusu yasanın, apartheid (ırk ayrımı) rejimini getirdiğini, etnik temizlik ve Filistin halkının tehcir edilmesi politikasının uygulanması yönünde açık bir çağrı olduğunu söyledi.
Filistin halkının kendi toprakları üzerindeki varlığını, geri dönüş ve kaderini tayin etme hakkını tanımayan, Yahudi yerleşim birimlerine meşruiyet kazandıran ve uluslararası yasalara meydan okuyan söz konusu yasaya karşı uyarıda bulunan milletvekilleri, yasanın kabul edilmesinin, İsrail'deki radikal sağın yükselişe geçtiğinin göstergesi olduğunu vurguladı.
Yahudi Ulus Devlet Yasası
İsrail Meclisi'nde 19 Temmuz'da çok az bir oy farkıyla kabul edilen Yahudi Ulus Devlet Yasası, iki farklı vatandaş modeli öngörüyor. Buna göre, 8 milyonu aşkın nüfuslu ülkenin yüzde 20'den fazlasını oluşturan Arapların ikinci sınıf vatandaş konumuna düşeceği kaydediliyor.
Halihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları hükme bağladığı eleştirileri yöneltilen yasayla, Arapça resmi dil olmaktan çıktı ve ülkenin tek resmi dili İbranice oldu. Bununla birlikte yasanın en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında şu hükümler yer alıyor:
"Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir. İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi ana vatanıdır. Dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı vardır. Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır. İsrail'in başkenti Kudüs'tür."
Yasada, "İsrail, tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi ana vatanıdır" ifadesine yer verilerek, Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve haklarının da görmezden gelindiği ifade ediliyor.
İsrail, dünyanın değişik bölgelerindeki Yahudileri İsrail'e gelip yerleşmeye teşvik ediyor ancak 1948'de vatanlarından sürdükleri Filistinlilere geri dönme hakkı tanımayı ise reddediyor.
Kaynak: AA