On binlerce Filistinli, sabah saatlerinden itibaren cuma namazını kılmak için Mescid-i Aksa’ya akın etti.
Cuma namazı öncesi Mescid-i Aksa’nın kapılarında bulunan İsrail polisleri, bazı Filistinlilere kimlik kontrolü yaptı; yüzlercesinin de girişine izin vermedi.
Harem-i Şerif’in El-Esbat (Aslanlı) Kapısı'nda ise kimlik kontrolü yapan İsrail polisi, onlarca Filistinliyi geri çevirirken, bazılarını da gözaltına aldı.
İsrail polisi, ayrıca Esbat Kapısı’nda, Mescid-i Aksa’ya girmek isteyen çok sayıda genç ve yaşlıyı da şiddetle darbederken, gazetecileri Esbat Kapısı alanından zorla çıkardı.
İsrail polisinden TRT ekibine müdahale…
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) June 28, 2024
“İsrail işgal güçleri, keyfi bir şekilde Mescid-i Aksa’ya gelen yüzlerce kişiyi ite kaka geri çevirdiler. Biz basın mensupları da oradan uzaklaştırıldık.”
Mücahit Aydemir - TRT Haber Kudüs Muhabiri pic.twitter.com/TVtfzGvQgq
İsrail polisleri tarafından Esbat Kapısı’nda şiddetle darbedilerek Mescid-i Aksa’ya girişine izin verilmeyen 66 yaşındaki Filistinli Ebubekir eş-Şiymi, Arap ve İslam dünyasına maruz kaldıkları zulmü görme çağrısında bulundu.
Şiymi, "Görün yaşadıklarımızı, tüm dünyaya gösterin. Ben yaşlı bir adamım, kime saldırdım. 8 aydır mübarek Mescid-i Aksa’ya giremiyorum." ifadeleriyle maruz kaldığı şiddete isyan etti.
İsrail’e bağlı Akka kenti sakinlerinden olduğunu ve oradan Mescid-i Aksa’yı "savunmaya" geldiğini vurgulayan Şiymi, "13 yıldır buradayım, 15 defa kanım aktı, 40 defa gözaltına alındım buradayım ve burada ölmek istiyorum." dedi.
Şiymi, Mescid-i Aksa’yı terk etmeyeceğine dikkati çekerek, "Mescid-i Aksa benimdir ve ben sahibiyim. Kimse beni bundan alıkoyamaz." diye konuştu.
Öte yandan Esbat Kapısı'ndan geri çevrilen 47 yaşındaki Celal Nassar da ibadet özgürlüğünün engellendiğini vurguladı.
Nassar, İsrail polisinin hiçbir gerekçe göstermeden Mescid-i Aksa’ya girişine engel olduğuna dikkati çekerek, "Bu bir zulümdür, ibadet özgürlüğümüz engelleniyor." dedi.
Burada mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Nassar, "Onlar (İsrail) burada olduğu sürece biz de burada olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Aksa'ya alınmayan 34 yaşındaki Ahmet Fehhum ise İsrail polisinin uygulamasına tepki gösterdi.
Fehhum, İsrail polisi tarafından darbedildiğini söyleyen "Bu bir zayıflık halidir. Hiçbir gerekçe göstermeden bizi geri çeviriyorlar. Bakın hiçbir şey var mı üzerimde, sivilim ben. Namaz kılmaya geldim." dedi.
Mescid-i Aksa’da cuma hutbesini okuyan Şeyh Muhammed Selim, İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşa dikkati çekerek, Arap ve İslam dünyasının Gazze Şeridi’ni yalnız bıraktığını vurguladı.
Gazze Şeridi’nin Arap ve İslam dünyasının yardımına ihtiyaç duyduğuna işaret eden Şeyh Selim, sabır ve mücadelenin zulme galip geleceğini kaydetti.
Şeyh Selim, hutbesinin sonunda Gazze Şeridi başta olmak üzere Filistin halkı ve Mescid-i Aksa için dua etti.
Cuma namazı sonrası ayrıca Gazze Şeridi’nde hayatını kaybeden Filistinliler için gıyabi cenaze namazı kılındı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan açıklamada, 30 bin Filistinlinin Harem-i Şerif'te cuma namazı kıldığı belirtildi.
Ürdün, 1994'te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması uyarınca Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor.
Yine 2013'te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre, Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı da Ürdün'e verildi.
Anlaşmaya göre Mescid-i Aksa; Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa'da "sadece Müslümanların ibadet edebildiği, diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği" tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.
Ancak fanatik Yahudilerin, İsrail polisi korumasında Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.