İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve Lübnan'daki Hizbullah'la çatışmalar devam ederken, hükümet ve toplumdan, Haredi olarak da bilinen Ultra Ortodoks Yahudilerin orduda görev alması yönündeki çağrılar artıyor.
Ultra Ortodoksların zorunlu askerlikten muaf tutulması onlarca yıldır ülkedeki en büyük tartışmalardan biri olageldi.
Bugünlerde ise bu tartışma hem siyasi hem de sosyal fay hatları arasındaki ayrımı daha belirgin hale getirdi.
Laik kesim ile Ultra Ortadoks Haredi Yahudiler arasında uzun yıllardır devam eden anlaşmazlık, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun hükümetini bile devirebilir.
Çoğu dini gerekçelerle askere gitmeyi reddeden Harediler, 9 milyonluk ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 13’ünü oluşturuyor.
Ülkedeki Haredi Yahudilerinin büyük çoğunluğu Batı Kudüs'teki Meaşerim Mahallesi'nde ve başkent Tel Aviv yakınlarındaki Bney Brak kentinde yaşıyor.
İsrail'de 1 Kasım 2022 seçimlerinden zaferle ayrılan Likud lideri Netanyahu'nun koalisyon ittifakında aşırı sağcı partilerin yanı sıra Ultra Ortodoks Şas ve Birleşik Tevrat Yahudilik partileri yer alıyor.
Laik Yahudilerle aralarında birçok konuda görüş ayrılığı olan ve toplumun geri kalanına entegre olmayı reddeden Haredi Yahudilerin çoğu, orduda dinlerinin gerektirdiği şekilde yaşayamayacakları gerekçesiyle askerlik yapmayı reddediyor.
Kadın ve erkekler için İsrail'de 3 yıl zorunlu askerlik hizmeti bulunuyor. Ultra Ortodoks Yahudi inanca sahip Harediler ise 26 yaşına kadar Tevrat kurslarında (Yeşiva) eğitim almaları halinde askerlikten muaf tutuluyor.
İsrail'de koalisyon ortağı Haredi partiler, "Tevrat eğitiminin temel hak olduğu" yönünde bir kanun geçirerek temsil ettikleri kesimin askerlikten muaf tutulmasını yasal güvence altına almayı planlıyordu.
Ultra Ortodokslar için muafiyetler, topluluğun yüksek bir doğum oranına sahip olması ve artık nüfusun yaklaşık yüzde 13'ünü oluşturması nedeniyle on yıllardır süren bir sorun.
6'dan fazla çocuk doğurganlık oranıyla, topluluğun 40 yıl içinde nüfusun üçte birini oluşturması bekleniyor.
Hayatlarını din eğitimine adayan bu Harediler, geçimlerini diğer İsrail vatandaşlarının bağışları ve devlet yardımlarıyla sağlıyor.
Bu durumun Ultra Ortodokslar ile Ultra Ortodoks olmayanlar arasında büyük bir eşitsizlik yarattığı düşünülüyor.
Halihazırda 69 bin Haredi erkeğin askerlik hizmetinden muaf olduğu öne sürülüyor. Peki, kim ne düşünüyor?
Haredi Yahudiler genellikle dini eğitimlerine ve toplumsal yaşamlarına odaklanmayı tercih ediyorlar. Onlara göre, askerlik hizmetini yerine getirmek, dini yükümlülüklerini yerine getirme süreçlerini aksatabilir veya zorlaştırabilir.
Bu nedenle Haredi liderler, genellikle topluluklarının askerlik hizmetinden muaf tutulmasını savunuyor.
Bu konuda devletin Haredi toplumun hassasiyetlerine saygı göstermesini ve istisnai düzenlemeler yapmasını talep ediyorlar. Son zamanlarda sık sık protesto düzenleyen genç Harediler ise, "Ölürüz ama orduya katılmayız" diyor.
İsrail'in seküler kesimi ve birçok siyasi lider, ülkenin her vatandaşının askerlik hizmetini yerine getirmesi gerektiğini savunuyor.
Askerlik hizmetinin bir vatandaşlık görevi olduğunu düşünüyor ve Haredi Yahudilerin toplum içinde entegrasyonunu ve eşitliğini sağlamak adına askerlik muafiyetlerinin sınırlı olması gerektiğini dile getiriyorlar.
Birçok kişi Haredi toplumunun askerlik hizmeti dışında kalmalarının ekonomik ve sosyal adaletsizliklere neden olduğunu iddia ediyor.
İsrail Yüksek Mahkemesi, 25 Haziran'da oybirliğiyle Ultra Ortodoks Yahudi (Haredi) erkeklerin zorunlu askerlikten muaf tutulmasının yasal dayanağının bulunmadığına ve askerliğe uygun olanların göreve alınması gerektiğine karar vermişti.
Kararda, askere alınmayanların kamu tarafından finanse edilen sosyal yardım ve eğitim yardımlarından da yararlanamayacaklarına yer verilmişti.
Kararın, zorunlu askerliğe uygun olduğu tahmin edilen 69 bin Haredi erkeğe toplu mu yoksa kademeli biçimde mi tevdi edileceği henüz kesinleşmedi.
Haredi erkeklerin askerlik hizmetini yerine getirmesi gerektiği yönündeki kararın siyasi ve toplumsal sonuçlarının olması bekleniyor.
Tarihi öneme sahip bu karar, İsrail'de yeni bir iç kargaşaya neden olma ve kültürel bir çatışmayı körükleme potansiyeline sahip.
Askerlik yapmayı reddedenler artık devlet desteği alamayacak. Ultra Ortodoks Yahudileri askerlik hizmetinden kurtaran yasal muafiyet Mart 2024'te sona ermişti.
Başbakan Binyamin Netanyahu’nun koalisyon hükümeti Ultra Ortadoks partileri de bünyesinde barındırıyor.
Netanyahu destekçisi partiler ve milletvekilleri İsrail Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından kendilerini koruyamayan hükümetten desteklerini çekebileceklerini söylüyor.
Zira, muafiyeti uzatan kanun teklifi İsrail Meclisi Knesset’te oylandığında Netanyahu’nun partisinden bazı milletvekillerinin destek vermediği biliniyor. Bu durum Harediler arasındaki öfkeyi artıyor.
Bilindiği üzere geçtiğimiz ay Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz'ın hükümetten istifa etmesinden bu yana, Netanyahu'nun iktidardaki koalisyonu 120 sandalyeli Knesset'in yalnızca 64'ü ile ayakta duruyor.
Hükümetin geleceği, Netanyahu'nun koalisyonunu oluşturan küçük partileri mutlu etmesine bağlı. Ancak Haredi Yahudilerin son yaşananlardan sonra pek mutlu olduğu söylenemez. Parti temsilcileri de sık sık koalisyondan desteği çekme tehdidinde bulunuyor.
Zaten Hamas’la süren esir takası müzakereleri ve yeni işgalci Yahudi yerleşim yeri açılması konusunda süren tartışmalar da koalisyonun kırılganlığını artırmış durumda. Likud milletvekillerinin bile Knesset’te Netanyahu’nun kararına karşı gelmeleri gerginliği artan güvensizliğin en büyük göstergeleri arasında.