Avustralyalı gazeteci ve aktivist CJ Werleman, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının Batı'daki İslam ve Müslüman algısına etkisini değerlendirdi.
Werleman, Batı medyasının 20 yıldır Müslümanları güvenlik tehdidi olarak nitelediğini belirterek, "Teröre karşı savaş söylemi nedeniyle Müslümanlar, Amerikalıları ve Avrupalıları öldürmek isteyen, kahverengi tenli, sakallı adamlardan oluşan meçhul bir yığın olarak karalandı. Gazze'de yaşanan olaylarsa İslam ve Müslümanlar hakkındaki bu yanlış söylemi tersine çevirdi" görüşünü paylaştı.
Gazze'deki halkın hayal bile edilemeyecek zulüm, baskı ve acıya rağmen işgale karşı meydan okumaya devam ettiğini dile getiren Werleman, insanların Gazze'ye baktığında "alçak gönüllü, zor koşullarda güçlü kalan, gururlu ve asil bir halk" gördüğünü söyledi.
Werleman, bombalanan binaların enkazından çıkarılan pek çok Filistinlinin her şeye rağmen Allah'a şükretmeye devam ettiği görüntülerin basına yansıdığını aktararak, "Bu görüntüler İslam ve Müslümanlar hakkındaki yanlış söylemi tersine çevirdi çünkü insanlar, (Gazze'de) yoksulluk ve korkudan kurtulmaktan başka bir şey talep etmeyen asil bir halk görüyor. Bu nedenle pek çok Batılı artık Kur'an-ı Kerim'i eline alıyor ve İslam'ı öğreniyor" diye konuştu.
Ateşkes talep eden yüzlerce insan işinden kovuldu
Ana akım medya ve sosyal medya platformlarında Filistin yanlısı sesleri susturmaya, tehdit etmeye ve cezalandırmaya yönelik sistematik ve senkronize bir çaba olduğundan bahseden Werleman, savaşın daha ilk ayında yüzlerce akademisyen, gazeteci, yazar ve aktivistin Filistin yanlısı tutumları nedeniyle işlerine son verildiğini hatırlattı.
Werleman, sadece ateşkes talep etmesine karşın pek çok kişinin işten çıkarıldığını veya tehdit edildiğini vurgulayarak, "Bu insanlar antisemitizm veya Hamas'ı destekledikleri için tehdit edilmiyor veya işten atılmıyorlar, yalnızca ateşkes veya Gazze'ye atılan bombaların durdurulması çağrısında bulundukları için işlerinden atılıyorlar" ifadelerini kullandı.
"Dünya sonsuza dek değişti"
Batılı medya kuruluşlarının soykırımın mağduru ve failinin yerini değiştiren bir çerçeveyle haber ürettiğine dikkati çeken Werleman, bu çerçevede 7 Ekim sonrası İsrail'in mağduriyetine ağırlık veren haberler yapıldığını ve Filistinli ölümleriyle ilgili raporların gerçekliğinin sorgulandığını belirtti.
Werleman, Avrupa'nın en büyük basım şirketlerinden Axel Springer'ın, yakın zamanda editörlerine "Filistin ölümlerini önemsiz gibi gösterme" talimatı verdiğinin ortaya çıktığını ifade ederek, ana akım medyanın, İsraillilerin mağduriyet hikayelerine öncelik verip Filistinli ölümleri terörizm iddiasıyla eşleştirerek haber yaptığını söyledi.
Karartma ve sansüre rağmen İsrail'in Gazze'deki şiddetine ilişkin filtrelenmemiş bilgi ve görüntülerin günlük akışının, dünyayı sonsuza dek değiştirdiğinin altını çizen Werleman, sözlerini "Dünya artık değişti, bu nedenle ABD ve Avrupa şehirleri düzenli olarak çok büyük Filistin yanlısı yürüyüşlere ev sahipliği yapıyor." şeklinde tamamladı.