İsrail, 30 Mart 1976'da Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymuştu. Filistin halkı, olayı protesto etmek için genel grev düzenlemiş, İsrail güçlerinin göstericilere ateş açması sonucu 6 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.
Her yıl 30 Mart'ta "Toprak Günü" kapsamında çeşitli etkinlikler düzenleyerek kayıplarını anan Filistinliler, İsrail'in 42 yıl önce olduğu gibi kendilerine karşı ırkçı uygulamalarına ve topraklarına el koymaya devam ettiğini belirtiyor.
İsrail meclisindeki (Knesset) Arap milletvekili Ahmed et-Tıybi, Toprak Günü'ne ilişkin yaptığı açıklamada, "Filistinliler, her yıl olduğu gibi bu yıl da Toprak Günü'nü İsrail'in baskı ve ihlalleri gölgesinde anıyor. İsrail, Negev'de olduğu gibi çeşitli bölgelerde Filistin köylerini yıkmaya devam ediyor" dedi.
Tiybi, Filistinlilere ait on binlerce evin İsrail güçleri tarafından "yıkılma tehlikesi" altında olduğuna dikkati çekerek, "Bir evin yıkılması bir ailenin yıkılması demek. Araplar evleri yıkıldıktan sonra yeni evlerini ruhsatsız olarak inşa etmek zorunda kalıyor. Çünkü İsrail tarafından ruhsat verilmiyor. Arapların ihtiyaçları hiçbir şekilde karşılanmıyor" dedi.
Arap milletvekili Tıybi, toprak meselesinin Filistinliler ve İsrail kurumları arasındaki temel meselelerden biri olduğunu vurgulayarak, 1948'den bu yana Arap topraklarının çoğuna el konulduğunu belirtti.
Tıybi, İsrail'de yaşayan Araplar ile Yahudiler arasında uygulanan ayrımcılığı vurgulayarak, "Ne bütçede ne eğitim, barınma, iş imkanları ne de ibadet özgürlüğünde eşitlik var. Bütün bunlar nüfusun yüzde 20'sini oluşturan Arap azınlığa yönelik İsrail kurumlarının yaptığı eşitsizliğin göstergesi" değerlendirmesinde bulundu.
Knesset'teki bir diğer Arap milletvekili Talib Ebu Arar da İsrail'in 42 yıldır Filistinlileri ve onlara ait arazileri hedef almayı sürdürdüğünü dile getirdi.
İsrail'in özellikle Negev'deki Araplara karşı uyguladığı politikayı eleştiren Ebu Arar, Arap köyleri tanınmayarak buralarda Yahudi yerleşim yerleri ve belediyeleri kurmak için Filistinlilere ait yapıların yıkıldığını, toprakların müsadere edildiğini belirtti.
Her gün Filistinlilerin topraklarının ele geçirildiğini, evlerinin yıkıldığını ifade eden Ebu Arar, tüm bu zorluklara rağmen topraklarına bağlı olduklarını ve vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Arar, şunları söyledi:
"İsrail, kendine demokratik ülke diyor ancak Negev'de yıllardır Filistinlilerin yaşadığı onlarca Arap köyünü tanımayı reddediyor. Bu bölgelere elektrik ve su bağlanmasına, altyapı çalışmalarına, okul ve hastane kurulmasına, halkın en basit ihtiyaçlarını karşılamasına izin vermiyor."
İsrail makamlarının Negev'de yılda bin ev yıktığını aktaran Ebu Arar, şu an için 30 bin yapının da "yıkım tehdidi" altında olduğunu sözlerine ekledi.
"Topraklarımızdan vazgeçmeyeceğiz"
İsrail'deki Arap Vatandaşları İzleme Yüksek Komitesi Başkanı Muhammed Bereke, İsrail'e karşı toprak mücadelesinin 1976'da başlamadığı gibi bugün de sona ermediğini belirtti.
Filistinlilerin her yıl Toprak Günü'nde yeni zorluklarla karşılaştığını ifade eden Bereke, bu yıl da Negev bölgesindeki bazı köylerde binlerce dönüm arazinin İsrail tarafından el konulma tehdidi altında olduğunu, İsrail makamlarının köylülere bölgeyi boşaltma tebligatı ilettiğini aktardı.
Ayrıca bu yıl Toprak Günü'ne Knesset'ten çıkan ırkçı tasarılarla girildiğine işaret eden Bereke, "Her şeye rağmen, topraklarımızda kalacağız. Topraklarımızdan vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA