Çok Bulutlu 3ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
01.08.2018 15:17

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

Gazze'de başlayan "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerinden bu yana 8 Filistinlinin cenazesini alıkoyan İsrail, Filistinlileri, yakınlarının cenaze töreninden bile mahrum bırakıyor.

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

Filistinliler, İsrail'in yıllardır Gazze Şeridi'nde uyguladığı ablukanın sebep olduğu zorlu hayat şartları, saldırılarda yaşanan acı kayıpların yanı sıra, yakınlarının cenaze töreniyle son vedadan da mahrum bırakılıyor.

İsrail 2016'dan beri 25 cenazeyi alıkoydu

İsrail, 30 Mart'ta Gazze'de başlayan işgal karşıtı "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerinden bu yana 8 Filistinlinin cenazesini alıkoyarak yakınlarına teslim etmedi.

Tel Aviv yönetiminin 2016'dan bu yana Filistin'in tüm bölgelerinde alıkoyduğu ve yakınlarına teslim etmediği cenazelerin sayısı ise 25'e ulaştı. 

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

Gazze'nin Refah kentinde sınıra yakın bölgede düzenlenen Büyük Dönüş Yürüyüşü'nde İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu yaralanan ve iki arkadaşıyla birlikte gözaltına alınan, 2 Temmuz'da El-Mizan İnsan Hakları Merkezi aracılığıyla şehit olduğu haber verilen 17 yaşındaki Filistinli Halid'in annesi Selva Abdulal, evladının cenazesine dahi kavuşamadığını söylüyor.

Filistinli anne, alnından son kez öpüp vedalaşabilmek, ara sıra ziyaret edebileceği bir kabre defnedebilmek için oğlunun cenazesine kavuşmayı bağrı yanarak beklediğini belirterek, "Şu ana kadar oğluma ne olduğunu bilmiyorum. Tüm bildiğim, ona ateş edildiği, işgal güçleri tarafından alındığı ve daha sonra şehit olduğu haberinin gelmesi" dedi. 

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

"Son vedadan mahrum bırakıldık"

Oğlunun şehit edilmesinden birkaç gün önce liseyi bitirdiğini söyleyen Abdulal, olay gününü şöyle anlattı:

"Halid, o gün barışçıl gösterilere katılan tüm çocuklar ve gençler gibi arkadaşlarıyla sınırın yaklaşık 300 metre uzağındaki Geri Dönüş Caddesi'ne gitti. Onları gözetleyen İsrail askerleri, üzerilerine ateş açtı, 200-250 metre kadar içeri girerek onları alıkoydu. Bu zamandan sonra akıbetlerine ilişkin bir bilgimiz yok. Sadece El-Mizan İnsan Hakları Merkezi, Halid'in şehit olduğunu bize iletti. Oğlumun mezuniyetini kutlayamadık derken şimdi vedadan bile mahrum bırakıldık." 

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

Halid'in Türkiye'de hukuk okuma hayali

Anne Abdulal, oğlunun üniversiteyi Türkiye'de okuma isteğini belirterek, "Halid, okuldayken ders kitaplarındaki adres kısmına 'İstanbul' yazardı. Türkiye'de hukuk eğitimi almak ve hakim olmak istiyordu. Ancak işgal güçleri bizi mutluluktan yoksun bıraktı, oğlumu da dünyadaki diğer çocukların sahip olduğu umutlardan mahrum etti" diye konuştu.

"Barış yanlısı bir sivil olan oğluma neden ateş edildi ve cesedine neden eziyet edildi?" diye soran acılı anne, oğlunun alıkonulduğunu ve görmelerine izin verilmediğini söyledi.

Selva Abdulal, oğlunun yaralı halde alıkonulması için bir gerekçe olmadığını belirterek, "Evladım, insanlar önünde insanlık dışı bir şekilde öldürüldü. İsrail'in iddia ettiği merhamet, adalet ve demokrasi nerede?" dedi.

Halid'in cenazesinin iadesi için tüm kesimlerin olaya müdahale etmesini isteyen anne, şunları söyledi:

"Oğlumla vedalaşabilsem belki kalbimde yanan ateş söner. Evladımı, yakınlarda bir kabre defnedeyim, kabri başında ruhuna bir Fatiha okuyabileyim. Bir çocuğun cenazesinin yakınlarına teslim edilmemesiyle ancak çekilen acıların artırılması hedeflenir."

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

"Ateş etmeyin"

İsrail'in 29 Nisan'dan bu yana cenazesini alıkoyduğu 15 yaşındaki Yusuf Ebu Cezer'in 40 yaşındaki babası Casir Ebu Cezer de oğlunun cenazesinin yolunu gözleyen Filistinlilerden.

Oğlunun diğer çocuklar gibi "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerine katılmak için sınır yakınındaki bölgeye gittiğini söyleyen Ebu Cezer, İsrail askerlerinin, güvenlik çitinin yaklaşık 10 metre uzağındaki oğlunun üzerine ateş açtığını söyledi.

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

Ebu Cezer, oğlunun "bana ateş etmeyin" diyerek elini kaldırdığına dikkat çekerek, o gün gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan Filistinli bir çocuğun verdiği bilgilere göre olay anını şöyle aktardı:

"Ancak Yusuf'un bedenine birkaç kurşun birden isabet etmiş. Onu kanlar içinde yaklaşık bir saat orada bırakmışlar. Daha sonra Koordinasyon ve İrtibat Müdürlüğü, Yusuf'un şehit olduğu haberini verdi. Onunla birlikte gözaltına alınan kişinin serbest bırakılmasına çok şaşırdık. Oğlumun cesedi, alıkonulmuş durumda kalakaldı."

Oğlunun herhangi bir güvenlik olayına karışmadığını vurgulayan Ebu Cezer, "Bunların neden olduğunu bilmiyoruz, hiçbir gerekçe yok. Oğlum bir parça ekmek ve meyve suyundan başka bir şey taşımıyordu" dedi.

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

"İşgal güçleri Yusuf'un hayallerini katletti"

Ebu Cezer, ailenin en büyük erkek çocuğu Yusuf'un dışında, 10 yaşında Muhammed ve 8 yaşında Murad isimli iki erkek çocuğunun ve onlardan büyük 3 kızının olduğunu söyleyerek, "Yusuf'un her çocuk gibi hayalleri vardı. Eğitimini tamamlamak istiyordu. Berberlik mesleğini öğrenmişti. Ayrıca eğitim için Avrupa'ya gitmek isterdi. Ancak işgal güçleri Yusuf'un tüm hayallerini katletti. Onun sevincinden bizi de mahrum bıraktı, neşemizi söndürdü" dedi.

Oğlunun şehadet belgesini dahi alamadıklarını belirten Ebu Cezer, çocuğunun cenazesinin teslim edilmesi için İsrailli insan hakları kuruluşu B'Tselem ve Filistinli El-Mizan İnsan Hakları Merkezi'yle iletişime geçtiklerini söyledi.

Ebu Cezer, oğlunun cenazesini alma, onu görme ve defnetme hakları olduğunu vurgulayarak, "Eğer defnedildiyse en azından ziyaret etmek için nereye gömüldüğünü bilmek istiyoruz. Herkes çocuklarının başına gidip dua edebiliyor. Ama biz bunu yapamıyoruz" dedi.

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

30 Mart'tan bu yana 8 Filistinlinin cenazesi alıkonuldu

El-Mizan İnsan Hakları Merkezi Avukatı Yahya Muharib, Gazze'de 30 Mart'tan bu yana devam eden gösterilerde alıkonulan Filistinli cenazeleri konusunda ellerinde 8 dosya bulunduğunu, merkezdeki avukatların bu konuda harekete geçtiğini belirtti.

Muharib, avukatların öncelikle İsrail askerleri tarafından götürülen Filistinlilerin teslimi için İsrail hapishaneler idaresiyle iletişime geçtiklerini, hapishaneler idaresinin söz konusu kişilerin hayatta olmadığını sözlü olarak ilettiğini söyledi.

İsrail'in son vedadan mahrum bıraktığı Filistinli aileler

Muharib, bunun üzerine avukatların, alıkonulan naaşların geri verilmesi için harekete geçtiğini, henüz bir sonuç alınamadığını belirtti.

Muharib, kurumun alıkonulan şehit cenazeleriyle ilgili hukuki hizmet verdiğini dile getirerek, İsrail Savunma Bakanlığı'na bu konuda dava açma hakkının bulunduğunun iletildiğini söyledi.

Bunun ardından İsrail Başsavcılığı'na cenazelerin teslim edilmesi için başvuru yapıldığını anlatan Muharib, yapılan başvurulardan bazılarına 'soruşturma sürecinde' şeklinde cevap geldiğini, bazılarına ise henüz cevap alınamadığını aktardı.

Muharib, İsrail Bakanlar Kurulu'nun cenazelerin alıkonulması kararını "Hamas'a mensup olma ve saldırı girişiminde bulunma" gibi çeşitli iddialarla gerekçelendirdiğini, ancak Gazze sınırında şehit olanların çoğunun bu gerekçeleri taşımadığını söyledi.

Naaşların teslim edilmesi için adalete başvurduklarını belirten Muharib, hukuki yollardan hak arayışlarına devam ettiklerini sözlerine ekledi.

İsrail hedeflerine yönelik operasyon düzenledikleri iddiasıyla şehit edilen Filistinlilerin naaşlarının teslimine ilişkin kısıtlamalar getiren yasa tasarısı, İsrail meclisinde Mart ayında onaylanmıştı.

İsrail ordusu, askerlerine saldırı girişiminde bulundukları gerekçesiyle ateş açarak şehit ettiği bazı Filistinlilerin cenazelerini alıkoyuyor. İsrail hedeflerine yönelik saldırılara katıldığı iddia edilen onlarca Filistinlinin cenazesi de ismi yazılmaksızın numaralandırılıp "rakamlar mezarlığı" adı verilen yerlere defnediliyor.

Kaynak: AA 

Sıradaki Haber
İsrail güçleri geçen ay 28 Filistinli gazeteciyi yaraladı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz