Soruşturmayı yürüten Ljungqvist, ülkesinin devlet televizyonu SVT'ye, olay mahalline el koyduklarını belirterek İsveç sahasında bulunan gaz sızıntıları incelendiğinde boru hatlarına yönelik sabotaj şüphelerini artırtan delillere ulaştıklarını kaydetti.
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde de yaşananların 1980'den bu yana İsveç'in başına gelen en ciddi güvenlik politikası sorunu olduğunu söyledi.
Linde, "Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarında yaşananlar, Avrupa'da ve yakınımızda kötüleşen güvenlik politikasının bir eseri olarak görülmelidir. Şu anda bunu kimin yaptığından emin değiliz. Ancak sabotaj şüphesi İsveç için askeri bir tehdit olarak da algılanmamalı." ifadelerini kullandı.
İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, gaz sızıntısının cuma günü Çekya'nın başkenti Prag'da liderler zirvesinde ele alınacağını aktardı.
Bu konunun Avrupa Birliği (AB) ülkeleri nezdinde ele alınmasının önemli olduğunu belirten Andersson, konunun Avrupa'nın enerji arzı ile ilgili olduğunu ifade etti.
Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarındaki sızıntılar
Danimarka ve İsveç açıklarında Rusya'ya ait Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarında 4 sızıntı olduğu bildirilmiş, gemilerin "bölgeye yanaşmaması" uyarısı yapılmıştı.
İki ülke de sızıntıların kaza değil, kasıtlı bir eylemin sonucu olduğuna yönelik işaretler bulunduğunu açıklamıştı. Avrupa Birliği (AB) de boru hatlarındaki gaz sızıntılarının kasıtlı bir eylemin sonucu olduğunu, tesadüfi olmadığını kaydetmişti.
İsveç İstihbarat Teşkilatı (SEPO) da olayla ilgili soruşturma başlatmıştı.
Danimarka Enerji Ajansı, Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarındaki gaz sızıntılarının durduğunu açıklamıştı.
Rus enerji şirketi Gazprom da boru hatlarında basıncın normale döndüğünü ve sızıntıların sona erdiğini duyurmuştu.