Puslu 4.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
TRT Haber 08.03.2024 12:15

İsveç’in iki asırlık "tarafsızlık" politikası neden bitti?

Finlandiya’nın ardından İsveç NATO’nun kapısından girdi ve 32. üye olarak adını yazdırdı. Karar, ülkenin 200 yıllık tarafsızlık politikasına da son vermiş oldu. İsveç’in bundan sonra askeri bir ittifakta yer alacak olmasının ardında ise birçok neden var.

İsveç’in iki asırlık "tarafsızlık" politikası neden bitti?

Dünya, küresel siyasetin yeni boyutlar kazandığı dönemlerden geçerken güvenlik ve politikada da yeni stratejiler belirleniyor, yeni kararlar alınıyor.

Öyle ki, Avrupa’da tarafsızlığıyla öne çıkan ülkeler artık yeni kimliklerine bürünüyor.

Finlandiya’nın ardından İsveç de yıllardır süren tarafsız olma politikasından vazgeçerek NATO üyesi oldu.

Bu kararın alınmasının nedeni olarak her ne kadar Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan süreç gösterilse de bu savaş Kuzey Avrupa ülkelerinin ilk kez karşılaştıkları bir savaş değildi.

Zira, neredeyse 200 yıldır süren tarafsızlık politikası sürecinde hem dünya savaşları gibi en kanlı dönemler hem de soğuk savaş gibi küresel siyasetin en gergin dönemleri yaşandı.

İsveç’in iki asırlık "tarafsızlık" politikası neden bitti?

İsveç'in üyelik süreci 

İsveç, komşusu Finlandiya ile üyelik başvurusunu 18 Mayıs 2022'de yaptı.

NATO'ya yeni katılım için onay vermesi gereken 30 üye ülkeden biri olan Türkiye, İsveç ve Finlandiya'dan beklentilerini dile getirdi. Türkiye'nin endişeleri özellikle İsveç'teki PKK/YPG ve FETÖ gibi terör örgütlerinin faaliyetlerinden kaynaklanıyordu.

28 Haziran 2022'deki Madrid Zirvesi'nde Türkiye, İsveç ve Finlandiya ile iki ülkenin terörle mücadelede daha fazla iş birliği taahhüt ettiği Üçlü Muhtıra'ya imza attı. Bu çerçevede üç ülke tarafından Daimi Ortak Mekanizma kuruldu.

Bu sayede iki ülke, üyeliğe resmen davet edildi. 5 Temmuz 2022'de NATO ülkelerinin katılım protokolünü imzalamasıyla İsveç ve Finlandiyalı yetkililer, NATO'nun toplantılarına "davetli ülke olarak" katılmaya başladı.

Bu süreçte üç ülke arasında çok sayıda görüşme yapıldı.

Finlandiya, Türkiye'nin beklentilerini karşılayacağına yönelik taahhütlerinin karşılık bulması üzerine 3 Nisan 2023'te NATO'nun 31'nci üyesi oldu.

İsveç için süreç ise devam etti. TBMM'nin 23 Ocak'ta, Macaristan Ulusal Meclisi'nin de 26 Şubat'ta verdiği onayın ardından, tüm müttefiklerin meclislerindeki onay sürecinin tamamlanmasıyla İsveç'in üyeliğiyle ilgili son aşamaya geçildi.

İsveç, ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen giriş protokolü kabul töreniyle bugün NATO'nun resmen 32'nci üyesi oldu.

İsveç’in iki asırlık "tarafsızlık" politikası neden bitti?

Peki, 200 yıl en zorlu zamanlarda bile taraf olmayı düşünmemiş İsveç şimdi neden taraf oluyor? Giresun Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Göktürk Tüysüzoğlu ile konuştuk.

Stockholm, AB üyesi olmasına karşın, askeri ittifaklara katılmama yönündeki eğilimini Ukrayna’daki savaşa değin sürdürmüştür. Ne var ki, ABD ve İngiltere’nin Avro-Atlantik ittifakı özelindeki sıkıştırma girişimi bu yaklaşımın değişiminde önemli rol oynamıştır.
Giresun Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Göktürk Tüysüzoğlu

“Safları sıklaştırma kararı”

Prof. Dr. Tüysüzoğlu, NATO’ya katılan ülkelerin zayıflayan ittifak için bir güç fırsatı olduğunu belirtiyor. İsveç’in NATO’ya katılma kararının "Avro-Atlantik İttifakı’nda safları sıklaştırma" stratejisiyle ilgili bir yaklaşımın ürünü olduğunun altını çiziyor. Kararın alınmasının ardındaki nedenlere şöyle değiniyor.

“Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, özellikle Londra ve Washington açısından uzun bir süredir zayıflama emareleri gösteren ittifakı güçlendirme ve bu anlamda henüz ittifaka üye olarak da katılmamış olan ülkeleri de ittifak şemsiyesinin altına alabilme açısından bir fırsat olarak değerlendirilmiştir.

Nitekim Soğuk Savaş’ın sona erdiği dönemden itibaren, Avrupa’da NATO’dan bağımsız askeri güç oluşturma yönünde bir talep alttan alta ısıtılmaktadır. Fransa’nın öncülük ettiği bu fikre ilişkin, AB nezdinde bazı adımlar atılmak istense de Almanya’nın isteksiz tutumu ve yasal sınırlamalarının yanı sıra, İngiltere’nin böyle bir durumu engelleme yönündeki girişimleri etkili olmuştur.”

Diğer önemli husus ise Rusya’nın Finlandiya Körfezi üzerinden Baltık Denizi’ne ve yine Arktik özelindeki etkinlik arayışına paralel olarak Finlandiya, Norveç ve İsveç’e uzanacak bir saldırı girişiminde bulunması ihtimalini caydırabilmek adına NATO şemsiyesi altına girerek kendisini güvenceye alma beklentisidir.

“İsveç, İngiltere’ye yakın bir ülke”

Tüysüzoğlu İsveç’in NATO kararının arkasında, ABD ve İngiltere’nin bu konudaki girişimlerinin önemli bir faktör olduğuna işaret ediyor.

“İsveç, tıpkı diğer İskandinav ülkeleri gibi siyasi ve kültürel anlamda İngiltere’ye yakın olarak görülebilecek bir ülkedir. İsveç, aynı zamanda önemli bir silah üreticisidir. Buna rağmen, Stockholm’ün dış politikası insan hakları, demokrasi ve uyum gibi söylemlere entegre bir görünüme haizdir. Stockholm, AB üyesi olmasına karşın, askeri ittifaklara katılmama yönündeki eğilimini Ukrayna’daki savaşa değin sürdürmüştür. Ne var ki, ABD ve İngiltere’nin Avro-Atlantik ittifakı özelindeki sıkıştırma girişimi bu yaklaşımın değişiminde önemli rol oynamıştır.”

“NATO-Rusya gerginliğinin tırmanması bekleniyor”

Rusya’nın Avrupa için gittikçe büyüyen bir güvenlik sorunu olması ise Kuzey Avrupa ülkeleri için asıl itici sebep. Rusya’nın hem boru hatlarına olan sabotajının hem de bundan sonra NATO ile gerilimin artmasının beklenmesi, Baltık ülkelerini tarafsızlık politikasından vazgeçmesinin nedeni olarak görülüyor:

Diğer önemli husus ise Rusya’nın Finlandiya Körfezi üzerinden Baltık Denizi’ne ve yine Arktik özelindeki etkinlik arayışına paralel olarak Finlandiya, Norveç ve İsveç’e uzanacak bir saldırı girişiminde bulunması ihtimalini caydırabilmek adına NATO şemsiyesi altına girerek kendisini güvenceye alma beklentisidir. Rusya ile Karelia ekseninde uzun bir sınırı olan Finlandiya’nın NATO’ya girme kararı, İsveç’in de bu yöndeki istekliliğini güçlendirmiş ve bu anlamda toplumsal bir meşruiyet sağlamıştır.

Özellikle Baltık Denizi’ndeki boru hatlarına yönelik bir sabotaj gerçekleştirilmesi ve bu yöndeki saldırıların devam etmesi ihtimali de Stockholm’ü NATO’ya itmiştir. Zaten önümüzdeki süreçte Baltık Denizi-Finlandiya Körfezi eksenindeki NATO-Rusya gerginliğinin tırmanması da beklenmektedir.

ETİKETLER
Sıradaki Haber
İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de can kaybı 30 bin 878'e yükseldi
Yükleniyor lütfen bekleyiniz