İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, başkent Roma'daki Yabancı Basın Derneğinde İtalya'da mukim yabancı gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Finlandiya'nın bugün NATO’ya üye haline geldiğini söyleyen Tajani, "NATO, Finlandiya’nın üyeliğiyle güçleniyor. En nihayetinde İsveç'in de NATO'nun bir parçası olacağına inanıyorum." dedi.
Tajani, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının, Batı'nın birliğini güçlendirdiğini ifade ederek bu durumun daha önce üye olmayan iki ülkenin NATO'nun bir parçası olmak istemesine yol açtığını dile getirdi.
İtalyan bakan, Avrupa savunması üzerinde çalışmaları gerektiğini belirtti.
İtalya'nın Rusya'ya karşı olmadığını vurgulayan Tajani, "Biz Rusya'ya, Rus halkına karşı değiliz ama uluslararası hukuku çiğneyen saldırganlığa karşıyız." ifadesini kullandı.
Tajani, görevinden ayrılmaya hazırlanan Rusya'nın Roma Büyükelçisi Sergey Razov için de "İtalya’ya yeni büyükelçi atanması o ülkenin kararıdır. Görevinden ayrılacak olan Razov, bazen çok ileri gitti. Normalde diplomatik temsilcilerin yapamayacağı siyasi yorumlarda bulundu." diye konuştu.
Tunus'taki durum
Tajani, Tunus’taki duruma da işaret ederek "Tunus’ta reformların yapılması gerektiğini her zaman söyledik ancak acı çeken Tunus halkını da terk edemeyiz. Tunuslulara bu ekonomik zorluk döneminden çıkmaları için yardım etmeliyiz. Reformlar için teşvik ediyoruz. Afrika'ya Avrupalı gözlüğüyle değil, Afrika gözlüğüyle bakmalıyız." değerlendirmesini yaptı.
İtalya'nın Tunus'u destekleme önerisinin karşılık bulduğunu söyleyen Tajani, Tunus'a reformlar yapması için ivedi 300 milyon avro vermeyi teklif ettiklerini dile getirdi.
"Tunus, ikinci dilimi istiyorsa reformlar konusunda somut sonuçlar elde edilmesi gerekiyor." diyen Tajani hem Avrupa Konseyi'nde hem de ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile yaptığı görüşmede Tunus’un dilimler halinde finanse edilmesi önerisini getirdiğini anlattı.
Düzensiz göç meselesi
Son dönemde Tunus üzerinden düzensiz göçmen gelişlerinin artmasına ilişkin Tajani, "Gelenler Tunuslu değil, çoğunlukla Fildişi Sahili’nden. Tunus'tan 15 bin 625, Libya'dan 10 bin 706, Cezayir'den 199 göçmen geldi. Toplamda 26 bin 530 kişi geldi. Tunus, büyük bir mali sıkıntı içinde. Libya sınırı da son derece serbest. Libya’dan kuzeye doğru gitmek isteyen çok sayıda göçmen geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Tajani, düzensiz göç konusunda Avrupa'dan daha fazla taahhüt görmek istediklerini vurgulayarak "İtalya sahilleri, Avrupa'nın sınırıdır. Balkan rotası konusunda da endişeliyiz. Denizde kurtarma yapan STK’lere ilişkin bazı kurallar getirdik. Bunlar 'denizde taksicilik yapamaz' dedik. STK’lerin kurtarma yapmasının önünde bir engel yok." ifadelerini kullandı.
Düzensiz göçmenleri denizde "kurtarmak istemedikleri" algısının doğru olmadığını savunan Tajani, "Ama insan tacirlerini engellemek gerekiyor. Akdeniz’in mezarlık olmasını istemiyoruz." dedi.
Batı Balkanlar, İran ve Libya
Sırbistan ile Kosova arasındaki anlaşma konusunda da iyimser olduğunu belirten Tajani, "İstikrara kavuşulması ve AB üyeliğini teşvik konusunda kararlıyız. Zaman zaman Avrupa tarafında zaman kaybedilerek hayal kırıklığı yaratıldı. Ancak Batı Balkanlar'ı diğer ülkelerin etkisine açık bırakarak zaman kaybedemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
İran'ın nükleer silah üretimine ilişkin anlaşmalara saygı duyması gerektiğinin altını çizen Tajani, "İran ile geleneksel bir dostluğumuz var ama Tahran, insan haklarına yönelik çağrımızı dinlemedi. Bizim için göstericilere yönelik idam cezası değişmez bir kırmızı çizgidir." diye konuştu.
Tajani, Libya'da seçimlerin yapılması için çalıştıklarını söyledi.
Sağ koalisyon iktidarı "Başkanlık sistemi"ne yönelik çalışıyor
Başbakan Giorgia Meloni'nin İtalya'nın başkanlık sisteminden yana olduğu hatırlatılması ve hükümetin bu konudaki çalışmaları sonuçlandırıp sonuçlandıramayacağı sorusuna Tajani, "Merkez sağın tamamı olarak başkanlık sisteminden yanayız. Reformlardan Sorumlu Bakan Maria Elisabetta Alberti Casellati, tüm tarafları dinliyor. Farklı fikirler, öneriler var. Daha sonra herkesle paylaşacağını umduğumuz bir formül aranacak. Anayasa reformları söz konusu olduğunda tüm güçler bunu yapmalı. Yakınlaşma olursa daha iyi ama önemli olan veto olmamasıdır. Başkanlık sistemini 1994'ten beri savunuyoruz." yanıtını verdi.
Kamu idaresinde yabancı terimler kullanılmasını yasaklayan kanun teklifi
İktidar ortaklarından İtalya’nın Kardeşleri (FdI) partisinden milletvekili Fabio Rampelli'nin kamu yönetiminde yabancı terimlerin kullanımına yasak getiren yasa tasarısı sunmasının Faşist Diktatör Benito Mussolini dönemini hatırlattığına dair soru üzerine Tajani, şunları kaydetti:
"İtalyan dilini her zaman savundum, ana dilim, Dante Alighieri'nin dili. Ancak bu yasa teklifi, bir parlamenterin teklifi, hükümetin değil. Yasalaşması için meclisin, senatonun onaylaması gerek ama İtalyan dilini savunmanın, Mussolini ile alakası yok. Faşizm 1945’te bitti. Geçip gitmiş bir şey, bizi ilgilendirmiyor. Mussolini'nin faydasından çok zararı oldu."