1946’dan bu yana çift meclisli yasama sisteminin geçerli olduğu ülkede parlamentonun üst kanadı Cumhuriyet Senatosu’nun yasama yetkilerini ciddi ölçüde törpülemeyi öngören anayasa referandumu için İtalyanlar, 4 Aralık Pazar günü sandık başına gidecek.
İlk bakışta yasama organında sadeleşme gibi görünse de söz konusu anayasa referandumu, İtalyan iç siyasetinin gidişatını, İtalya-AB ilişkilerini ve de piyasaları etkileyebilir.
Oylamaya sayılı günler kala kampanyalara hız verilirken, referandumdan "hayır" çıkması durumunda, Başbakan Matteo Renzi hükümetinin istifa ederek yerine teknokratlar hükümetinin kurulması, erken seçim ihtimalleri, batık kredi krizi yaşayan İtalyan bankalarının riske girmesi ve diğer belirsizlik durumları dile getirilen kötü gidişat senaryoları arasında yer alıyor.
Referanduma gidiş
İtalya'da 2013 yılındaki genel seçimlere girmeyip milletvekili seçilmemesine karşın, 22 Şubat 2014'te koalisyon iktidarının büyük ortağı Demokrat Partinin lideri seçilerek başbakan olan Matteo Renzi, 3 yıla yaklaşan iktidarının en önemli sınavını bu referandumla veriyor.
Ülkesinin mali borç krizinden sadece hızlı bir reform süreciyle çıkabileceğini sıklıkla dile getiren ve ülkede bir yasa çıkarmanın çok uzun süreler aldığından dert yanan Başbakan Renzi ve Anayasal Reform ve Parlamento ile İlişkiler Bakanı Maria Elena Boschi, referandumda oylanacak anayasa reformunun mimarları oldu.
Renzi hükümetinin yaklaşık 2 yılda hazırlayıp, parlamentonun iki kanadından geçirdiği ve halk oylamasına sunarak son aşamaya getirdiği Senato reformu, kanun tasarılarının ve güven oylamalarının hem Temsilciler Meclisi hem de Senato onayından geçmesi zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.
İtalya için devrim niteliğindeki bu adımın yanı sıra reform paketi, senatör sayısının 320’den 100’e indirilmesini, böylelikle de parlamenter giderlerinde tasarrufa gidilmesini hedefliyor. 100 kişilik Senato’nun üyelerinin de doğrudan seçimle değil, yerel seçimlerde seçilen bölgesel konsey üyeleri (74), büyükşehir belediye başkanları (21) ve cumhurbaşkanlarının atadığı hayat boyu senatörlerden (5) belirlenmesi öngörülüyor.
Referandumda oylanacak reform, Temsilciler Meclisi’ni daha yetkili hale getirse de Senato’nun yasama yetkilerini tamamen kaldırmıyor. Paket, halktan onay alması durumunda Senato’nun, anayasa değişiklikleriyle, bölge ve belediyelerle, İtalya-AB ilişkileri hakkındaki temel anlaşmaların onaylaması, Senato’nun yapısı ve işleyişi, azınlıkların korunması ve referandum ya da seçimlerle ilgili konulardaki yasa tasarılarında Temsilciler Meclisi ile aynı yetkiye sahip olmasını düzenliyor.
Muhaliflerden pakete otoriterleşme itirazı
Referandumda oylanacak reforma karşı çıkanlar, söz konusu paketin kabul edilmesi halinde ülkede merkezi iktidarın ve şu anda icraatin başında bulunan 41 yaşındaki Başbakan Renzi’nin gücünün artacağı tezini savunuyor.
Çift meclisli sisteminin, ülkedeki denge mekanizmasının önemli bir unsuru olduğu belirten "hayır" kampı, Senato’nun yetkilerinin törpülenmesinin ülkeyi diktatörlüğe kadar götürme riski olduğunu savunuyor.
Renzi’nin siyasi rakipleri, Beppe Grillo’nun başını çektiği ana muhalefetteki 5 Yıldız Hareketi, diğer muhalefet partileri; Silvio Berlusconi liderliğindeki Forza Italia, Matteo Salvini liderliğindeki Kuzey Birliği, otoriterleşme tezine ek olarak 4 Aralık’ı Renzi’den kurtulma günü olarak benimsemiş durumda.
Kampanya dönemi boyunca muhalefet, referandumun aslında anayasa reformuna yönelik değil, Renzi ve hükümeti üzerine olduğu tezini işleyerek, genç başbakanın oylamayı kaybederse evine dönmek zorunda kalacağını savunuyor.
Renzi’nin referanduma götürdüğü reform kendi partisini de tam olarak ikna etmiş değil. Partisi PD içinde ağırlığı olan ve bir dönem genel sekreterlik için yarıştığı Pierluigi Bersani başta olmak üzere, Roberto Speranza ve Massimo D’Alema gibi isimler de “hayır” cephesinde yer alanlardan.
Parti içi muhalefet, söz konusu reforma ülkede siyasi dengeleri bozacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor.
Renzi’nin hatası
Başbakan Renzi, geçen yıl yaptığı bir konuşmada, “Referandumdan 'evet' çıkmazsa bırakırım.” sözünü verince "hayır kampı kampanyasını Renzi’nin gitmesi üzerine kurdu.
Destekçilerinin de dert yandığı "kibirli Renzi" profilinin de etkisiyle anayasa reformuna yönelik referandum kamuoyunda Renzi için “tamam ya da devam” olarak algılanmaya başladı.
Genç başbakan bu algıyı yıkmak için “Referandumu kişiselleştirerek hata yaptım.” açıklamasını yapsa ve sık sık “Bu referandum benim üzerime değil, anayasa üzerine. Benim siyasi kariyerim, anayasa reformundan daha az önemli.” dese de ağustostan kasıma kadar olan sürede “hayır” oylarının yükselmesine engel olamadı.
Siyasi analistlere göre Renzi bu duruma karşılık, AB içinde İtalya’yı bir süredir rahatsız eden ekonomi politikalarında esneklik gösterilmemesi ve sığınmacı konusunda Birlik içindeki Orta Avrupa ülkelerinin yeterli dayanışmayı göstermemesini gerekçe göstererek zaman zaman AB’ye sert çıktı.
Matteo Renzi, son olarak yaptığı açıklamada, referandumda çıkacak sonuca göre bir değerlendirme yapacaklarını belirtti fakat öncekilerin aksine, istifa edeceği konusunda açık konuşmaktan kaçındı.
Kendisinden sonra teknokrat hükümet kurulabileceğini, bunda da yer almayacağını dile getiren Renzi, belirsizlik senaryolarının çok uzak ihtimal olmadığına işaret etti.
Kamuoyu araştırmaları
İtalya’da seçim ve referandum yasaları gereği oylama tarihine iki hafta kala herhangi bir anket ya da araştırma sonucu açıklanamıyor.
Yaklaşık 10 gün önce açıklanan son anketlerde “hayır” oyları önde gözükse de kararsızların oranının da oldukça yüksek olması dikkati çekmişti. Bu açıdan 4 Aralık Pazar gecesi çıkacak sonucu tahmin etmek zorlaşıyor.
Ünlülerin tercihleri
Referandum için günler kala bazı ünlü isimler de tercihlerini açıklamaya başladı. “Evetçi” ünlüler arasında; eski Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, eski Başbakan Romano Prodi, anayasa hukukçusu Stefano Ceccanti, tenor Andrea Bocelli, Oscar ödüllü oyuncu Roberto Benigni, Oscarlı yönetmen Paolo Sorrentino, İtalyan vatandaşlığı da bulunan Türk yönetmen Ferzan Özpetek, aşçı Massimo Bottura, eski futbolcu Marco Tardelli gibi isimler yer alıyor.
Oylamada "hayır" kampında yer alan ünlüler arasında ise anayasa hukukçuları Gustavo Zagrebelsky ve Alessandro Pace, aktör Toni Servillo, aktris Sabrina Ferilli, şarkıcılar Fiorella Mannoia ve Piero Pelu ile yazar Erri De Luca bulunuyor.
Referanduma, İtalyanların dışında bazı önemli devlet adamları da ilgiyle yaklaşıyor. Bunlardan en dikkat çekici olan ise ABD Başkanı Barack Obama. Görevden ayrılmaya hazırlanan Obama, Beyaz Saray’da İtalya Başbakanı Renzi’yle son görüşmesinde, İtalyan olsa referandumda “evet” vereceğini açıklamıştı. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble da "evet" kampına destek açıklaması yapmıştı.
İngiliz dergisi Economist, kritik oylama öncesi, Renzi’nin sunduğu reformun “güçlü adam” sistemi kuracağı gerekçesiyle hayır oyu verilmesi çağrısı yaparken, Financial Times ise referandumdan hayır sonucunun çıkması durumunda 4’ü büyük ölçekli 8 İtalyan bankasının iflas riskiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu. AA