Japonya'nın Kore Yarımadası'nı kolonileştirdiği 1910-1945 döneminde "zorla çalıştırılan Koreli işçiler" konusu, Doğu Asya komşuları arasında hassas sorun olarak biliniyor.
Seul yönetimi, 35 yıllık koloni döneminde 700 bini aşkın Korelinin Japon firmalarca zorla çalıştırıldığını iddia ederken, Japonya 1965 mutabakatıyla sorunun çözüldüğünde ısrar ediyor.
AA muhabiri, savaş dönemi işçi tazminatlarının iki ülke ilişkilerinde yol açtığı kriz ile Seul hükümetinin bu soruna yönelik açıkladığı yeni planın detaylarını derledi.
Güney Kore'de Moon Jae-in'in 2017-2022'deki devlet başkanlığı döneminde, işçi tazminatları dahil bazı sorunlar, Japonya ile ilişkilerde gerginlik oluşturdu.
Yüksek Mahkeme 2018'de, Japon firmalar Mitsubishi Heavy Industries (MHI) ve Nippon Steel Corp (NSC) aleyhine, zorla çalıştırılan işçilere tazminat ödemesi kararı verdi.
Japon firmaların, mahkeme kararına rağmen Tokyo hükümetinin ısrar ettiği 1965 mutabakatına işaret ederek tazminat ödemeye yanaşmaması süreci akamete uğrattı.
Mayıs 2022'de Güney Kore Devlet Başkanlığını üstlenen Yoon Suk-yeol ve yönetimi ise son dönemde Japonya ile "gelecek odaklı komşu diplomasisi" vurgusu yaptı.
Yoon, yakın tarihli son açıklamasında Japonya'nın "geçmiş militarizminden, evrensel değerleri paylaşan ortağa dönüştüğünü" belirtti.
Böylelikle Yoon, Japonya'nın, koloni dönemine ait pişmanlıklarının yetersiz olduğunu savunan diğer Güney Koreli liderlerden kendini ayırmış bir pozisyon elde etti.
Japonya'nın Kore Yarımadası'nı kolonileştirdiği 1910-1945 döneminde Japon firmalarca "zorla çalıştırılan işçiler" sorunu için Güney Kore'den yeni öneri geldi.
Seul hükümeti bu hafta başında, İkinci Dünya Savaşı'nda Japon firmalarca zorla çalıştırılan bazı Koreli işçilere, tazminat ödenmesine yönelik vakıf fonu planını açıkladı.
"En yakın komşumuz Japonya ile çalışmayı ümit ediyoruz"
Güney Kore Dışişleri Bakanı Park Jin, pazartesi günü yaptığı açıklamada, İkinci Dünya Savaşı'nda Japon firmalarca zorla çalıştırılan bazı Koreli işçilere tazminat ödemeyi planladıklarını söyledi.
Bakan Park, "Hükümet olarak, Kore yarımadasındaki ciddi ortam karşısında, evrensel değerleri savunan en yakın komşumuz Japonya ile çalışmayı ümit ediyoruz." dedi.
"Uzlaşmaya dayalı ilişkiler" vurgusu yapan Park, "Bu, Güney Kore ile Japonya arasındaki çatışmaların ötesinde, geleceğe yönelik fırsatlar için yeni bir pencere." ifadelerini kullandı.
Yeni plan
Paket plana göre, savaş dönemi zorla çalıştırılan bazı işçilerin tazminatı, Seul hükümeti destekli kurulacak vakıf fonu üzerinden Koreli müştekilere ödenecek.
Buna göre, 1965 mutabakatından fayda sağlayan Güney Koreli şirketlerden Seul hükümeti destekli vakfa aktarılacak finansman, Koreli mağdurlara ulaştırılacak.
2018'de ilan edilen Güney Kore Yüksek Mahkeme kararları ise Koreli müştekilerin, söz konusu tazminatlarını Japon şirketlerin karşılaması gerektiğini beyan ediyordu.
Dışişleri Bakanı Park, kararın verilmesinde, Seul hükümetinin müştekilerin yaş durumları ile ikili ilişkilerde "gelecek odaklı olmayı ve yüksek seviyeyi" dikkate aldıklarını söyledi.
İlişkilerin artık durağan kalmaması" gerektiğini ifade eden Park, "Japon firmaların gönüllü katkılarıyla, (sürece) olumlu yanıt vermesini ümit ediyoruz." ifadesini kullandı.
Seul, plan doğrultusunda, teknolojik malzemelere yönelik Japonya'nın uyguladığı ihracat kontrollerine karşı Dünya Ticaret Örgütündeki (DTÖ) şikayetini geri çekecek.
Japon hükümeti, koloni dönemine yönelik pişmanlık içeren beyanatlarını sürdürdüğünü ve ihracat kısıtlamalarını kaldırmak üzere görüşmeye hazır olduğunu açıkladı.
"Gelecek Genç Fonu" da kurulacak
Uluslararası basının Seul hükümeti kaynaklarına dayandırdığı bilgilere göre, söz konusu paket plan kapsamında iki ülke arasında "Gelecek Genç Fonu" da kurulacak.
Yeni fon kapsamında, karşılıklı yüksek öğrenim fırsatlarını artırmak amacıyla, iki ülke iş lobilerini oluşturan Güney Koreli ve Japon firmalar, öğrenci bursu verebilecek.
Paket plan, son 12 yıldır birbirlerini ziyaret etmediği bilinen komşu liderlerine, yılda bir kez birbirlerini ülkelerinde karşılıklı ziyaret geleneğinin getirilmesini de hedefliyor.
En son komşu lider ziyaretinin, Aralık 2011'de Japon Başbakan Noda Yoşihiko ile Güney Kore Devlet Başkanı Lee Myung-bak arasında Japonya'da gerçekleştiği biliniyor.
Japonya ev sahipliğinde mayıs ayında Hiroşima'da düzenlenecek G7 Liderler Zirvesi'ne, Devlet Başkanı Yoon'un gözlemci olarak davet edilmesinin planlandığı bildiriliyor.
"Gelecek odaklı ve cesur"
Nakasone Barış Vakfı Başkanı ve Japonya’nın eski Washington Büyükelçisi Fujisaki İçiro, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı açıklamada, METI'nin ihracat kontrollerinin müzakere edilebileceği sinyalini olumlu bulduğunu söyledi.
Söz konusu hamleyi "Japon tarafı da atmosferi olabildiğince olumlu hale getirmek istiyor" şeklinde okuduğunu belirten Fujisaki, hükümet değişikliğiyle, Güney Kore'nin yaklaşımının da değişebileceğini kaydetti.
Sasakawa Barış Vakfı (SPF) Uluslararası Barış ve Güvenlik Bölümü Kıdemli Uzmanı Watanabe Tsuneo da Yoon yönetiminin yeni hamlesini Tokyo-Seul çok taraflı ilişkilerine yönelik "gelecek odaklı ve cesur" şeklinde niteledi.
Hamlenin, Japon hükümetinin 1965 mutabakatıyla sorunun çözüldüğüne yönelik "kararlı duruşunun neticesi" olduğunu savunan Watanabe, Japon özel sektörünün de sürece katkılarının umulabileceğini belirtti.
Liderler diplomasisi ihtiyacı
Kobe Üniversitesinden Kimura Kan, ne uluslararası mutabakat ne de uluslararası anlaşma olduğundan, söz konusu plandan Kore tarafının, oldukça kolay şekilde vazgeçebileceğini savundu.
Güney Kore'de ana muhalefet Demokratik Parti lideri Lee Jae-myung'un söz konusu plana karşı çıktığını anımsatan Kimura, komşu ülkede olası bir iktidar değişikliğinde planın lağvedilebileceğini ileri sürdü.
İki ülke liderinin G7 marjında buluşabilmesi ihtimalini değerlendiren Kimura, "Görünen (planlama) Seul açıkladı ve Tokyo övgüyle karşıladı. Ancak iki lider doğrudan konuşursa bu uluslararası taahhüde dönüşür." dedi.
ABD yönetiminin övgüde bulunduğunu anımsatan Kimura, planlamanın akıbeti için, "Tokyo-Seul ilişkilerinin gelecekte istikrarını koruyup korumayacağı Yoon yönetimine bağlı" nitelendirmesi yaptı.
İhracat sınırlaması kaldırılmalı
Kore çalışmaları uzmanı Prof. Kohari Susumu, Seul'un planlamasının "Yoon yönetiminin tavizler verdiği" ve Japonya'nın yeni tazminat ve özür beyanını reddettiği izlenimlerini ortaya çıkardığını belirtti.
Tokyo hükümetinin, buna karşılık, Temmuz 2019'dan beri uygulanan teknoloji malzemelerinin ihracatına yönelik sınırlamaları kaldırması gibi Yoon yönetiminin, kendi ülkesinde kamuoyu desteğine yol açacak adımlar atması gerektiğini söyledi.
Üçüncü taraf ödemesi
Seul merkezli Yonsei Enstitüsü uzmanı Bong Young-shik, “herkesi tatmin edecek bir çözüm olmamasını gerekçe gösteren” Yoon yönetiminin, ABD ile üçlü müttefik statüsü bulunan Japonya ile anlaşmazlıkları hafifletecek bir adım attığını ileri sürdü.
Asan Enstitüsü politika çalışmaları uzmanı Choi Eun-mi ise Tokyo ile Seul arasında 2018'deki mahkeme kararından kaynaklı anlaşmazlık bulunduğunu belirterek, Koreli işçilere üçüncü taraftan ödenecek tazminatların, Güney Kore için tek gerçekçi çözüm olduğunu ifade etti.