İlk olarak 2006'da bir yıl süreli başbakanlık yapan Abe, 2012-2020 döneminde iktidarda kalarak "en uzun süreli başbakan" unvanını elde etmiş ve ülkenin yakın tarihine damga vurmuştu.
Ekonomide "Abenomics", dış ilişkilerde "Serbest ve Açık Hint-Pasifik" vizyonu ile Dörtlü Güvenlik Diyaloğu "Quad" işbirliği, Abe'nin uzun görev süresinde Japonya siyasetine miras bıraktığı politikalardan bazıları oldu.
Nitekim 8 Temmuz 2022'deki saldırı sırasında Abe, güneydeki Nara kentinde LDP milletvekili adayının seçim kampanyasında konuşma yapıyordu. Abe, açık hava etkinliği esnasında göğsünden vurulmuştu.
Ağır yaralı kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Abe için Temmuz 2022'de basına kapalı, Eylül 2022'de de resmi cenaze töreni düzenlenmişti. Suikast zanlısı Yamagami Tetsuya, saldırıda kullandığı el yapımı silahla gözaltına alınmıştı.
"Birleşme Kilisesi" (FFWPU) bağlantılı gruba destek mesajı sebebiyle Abe'ye kin beslediğini beyan eden Yamagami, polis sorgusunda annesinin dini yapılanmaya yönelik büyük meblağdaki bağışlarının ailesini iflas ettirdiğini öne sürmüştü.
Zanlı Yamagami'nin, mahkemeye çıkarılması için uygun olup olmadığını belirlemek amacıyla psikiyatrik ve fiziksel muayeneleri aylar sürdü.
Ocak 2023'te Yamagami, "Abe'yi öldürmek ve ateşli silah yasalarını ihlal etmekle" suçlandı. Zanlı, suçlu bulunursa ömür boyu hapse veya idam cezasına çarptırılabilir.
Japon kamuoyu, bir yıla yakındır iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) ile ülkede resmen "Dünya Barışı ve Birleşmesi için Aile Federasyonu" (FFWPU) olarak tanınan "Birleşme Kilisesi" arasındaki yakın bağları mercek altına alıyor. Kilise, "Moon Tarikatı" olarak da tanınıyor.
Abe için ölümünün ilk yılı dolayısıyla hafta sonu başkentteki Zojo-ji Tapınağı'nda anma töreni yapılması planlanıyor, hayatını kaybettiği Nara'da ise heykeli dikilecek.
FFWPU'nun Japonya siyasetine etkileriyle suikast zanlısının yargılanma sürecindeki son durum merak ediliyor.
FFWPU'nun statüsü
"Moon Tarikatı" lideri Sun Myung Moon'un, 1954'te Güney Kore'de kurduğu kilise, Japonya'da kayıtlı "dini tüzel" statüde. Kilise, kurumsal haklara sahip ve vergi avantajlarından yararlanıyor.
Japon hükümetinin geçen yıl sonu grubun faaliyetlerinin resmen soruşturulması talebi sonrası kilisenin statüsü tartışılıyor. Soruşturma sonucu yasaları çiğnediği tespit edilirse FFWPU, "dini tüzel" statüsünü kaybedebilir.
Japonya Eğitim Kültür Spor Bilim ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Kültür İşleri Ajansı, "Dini Kurumlar Yasası" himayesindeki sorgulama hakkı doğrultusunda FFWPU'ya 500'ü aşkın soru yöneltti.
Yöneltilen soruların çoğu "ruhani ürün satışları" ile örgüt içi "evlat edinme" dahil tartışmalı alanları kapsıyor. FFWPU, "inanç özgürlüğünden taviz verilmedikçe" hükümet kuruluşlarıyla işbirliği yaptığını beyan ediyor.
Statü hakkında somut bir karar yakında beklenmiyor. Din sosyoloğu Doç. Hotaka Tsukada, örgütün feshi için sürecin mahkemeye intikali halinde kilisenin direneceğini ve böylesi bir davanın uzun süreceğini savunuyor.
Feshedilirse FFWPU, resmi statüsü ve vergi muafiyetlerini kaybedecek, ülke içi faaliyeti ise devam edebilecek.
Kilisenin Japonya'daki üye sayısı ise belirsiz. Kilisenin son verilerine göre Mayıs 2023'te Güney Kore'de düzenlenen törene Japonya'dan bine yakın kişi katıldı.
Olayın Kişida hükümetine etkisi ve zanlının yargılanma süreci
Suikast sonrası, Ağustos 2022'de resmi Kyodo ajansının araştırması, kiliseyle bağlantılarının bulunduğu tespit edilen 100 Japon milletvekilinin yaklaşık yüzde 80'inin, iktidardaki LDP üyesi olduğunu ortaya çıkardı. Bu durum kamuoyunda partiye güveni olumsuz etkiledi.
Mayıs 2022'de yüzde 66'larda seyreden Başbakan Kişida Fumio'ya kamuoyu desteği, aradan geçen sürede yüzde 35'ler seviyesine geriledi. FFWPU'ye bağlı milletvekillerine yönelik parti içi soruşturma başlatılırken Kişida kabinesinde kilise destekli olduğu ortaya çıkan bakanlar istifa etti.
Nisanda ara yerel seçimlerde güven tazeleyen Kişida, parti içi soruşturma ve bakan istifalarına rağmen siyaseti "Moon Tarikatı ilişkilerinden arındıramamakla" eleştiriliyor. Kişida'nın, meclisin hizmete açılacağı sonbahar döneminde erken genel seçim çağrısı yapabileceği de kaydediliyor.
Bu durumda Kişida ve iktidardaki Liberal Demokratlar, iktidarla kilise arasındaki girift ilişkilerin kamuoyuna yansıması sonrası ilk büyük siyasi sınavına girecek.