İtalya'da, geçen yıl yapılan genel seçimler ve bunun akabindeki zorlu istişare sürecinin ardından Başbakan Giuseppe Conte liderliğinde 1 Haziran 2018'de oluşturulan koalisyon hükümetinin sonuna gelindi.
Geçen yılki seçimlerde en çok oyu alan düzen karşıtı 5 Yıldız Hareketi (M5S) ile aşırı sağcı Lig Partisi'nin kurduğu koalisyon hükümeti, Lig'in ay başında "erken seçim" istemesiyle krize girdi ve Conte'nin dünkü istifasıyla ömrünü tamamladı.
Başbakan Conte hükümeti, 15 ay kadar görevde kalabildi.
Conte'nin istifası, demokrasiyle idare edilen çoğu ülkede siyasi istikrarsızlık gibi değerlendirilen sık yaşanan kabine değişikliği konusunda, İtalya'nın ilginç bir istikrarı yakaladığını ortaya koydu.
Sık kabine değişikliğinin sebebi iç siyasetteki tıkanıklık
İtalya'da son 10 yılda 6 başbakan görev aldı. Ülkede bu kadar sık kabine değişikliği olmasının arkasında ekonomik krizden parti içi liderlik mücadelesine, seçim yenilgisinden koalisyonun bozulmasına kadar iç siyasette tıkanıklığa yol açan önemli nedenler yer aldı.
Son 10 yıllık dönemde Conte'den önce başbakanlık yapan isimler ve görev süreleri şöyle:
Giuseppe Conte: 1 Haziran 2018 - 20 Ağustos 2019 (15 ay)
Paolo Gentiloni: 12 Aralık 2016 - 1 Haziran 2018 (yaklaşık 18 ay)
Matteo Renzi: 22 Şubat 2014 - 12 Aralık 2016 (34 ay)
Enrico Letta: 28 Nisan 2013 - 22 Şubat 2014 (10 ay)
Mario Monti: 16 Kasım 2011 - 28 Nisan 2013 (yaklaşık 18 ay)
Silvio Berlusconi: 8 Mayıs 2008 - 16 Kasım 2011 (yaklaşık 43 ay)
"En uzun" Berlusconi, "en kısa" Letta
Son 10 yılda, başbakanlık koltuğunda "en uzun" süre oturan isim, İtalyan siyasetinde bir döneme damgasını vuran Silvio Berlusconi oldu.
Berlusconi, 2008'deki erken genel seçimleri kazanarak, yaklaşık 43 ay başbakanlık yaptı.
Ülkede aynı zamanda, toplam süre bakımından da 3 bin 339 günle bu görevi en uzun süre icra eden isim Berlusconi, Kasım 2011'de ekonomik krizin etkisiyle görevini ekonomi profesörü teknokrat Mario Monti'ye devretmek zorunda kalmıştı.
Bu sürede görev yapan başbakanlar arasında "en kısa" süre görevde kalan ise Enrico Letta oldu. 2013'teki seçimlerin ardından hükümet kurulamaması nedeniyle dönemin Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano tarafından uzlaşmacı yapısı dolayısıyla hükümet kurma görevi tevdi edilen Letta, 10 ay görev yapabildi.
Letta, merkez soldaki partisi Demokratik Parti'de liderliği Matteo Renzi'ye kaptırınca, başbakanlığı da Renzi'ye devretti.
"Son seçilmiş Başbakan" Berlusconi
İtalya'da son yıllarda sık görülen hükümet değişikliği ilginç bir istatistiği daha ortaya çıkardı.
Hükümet ve dolayısıyla başbakan değişikliğinin rutin hal aldığı ülkede, son 10 yılda görev yapan 6 başbakandan sadece birinin seçimlerde başbakan olmak için yarışıp, seçimleri kazanarak bu görevi üstlendiği dikkati çekti.
2008'deki erken genel seçimlerine o dönemki Özgürlükçü Halk Partisi'nin (PDL) başkanı ve başbakan adayı olarak giren Berlusconi, seçimlerden zaferle çıkarak başbakanlık görevini üstlenmişti.
Berlusconi, 2011'de ekonomik kriz dolayısıyla hükümetten ayrılmak zorunda kalırken, kendisinden sonra gelen hiçbir isim, seçimlerde başbakanlık için adaylığını koyup, bu göreve gelen kişilerden olmadı.
Berlusconi'nin ardından başbakanlık yapan 5 isim de bu göreve, bizzat cumhurbaşkanları tarafından getirilen isimler olma özelliği taşıyor.
Son 10 yılda 7'inci hükümet mi yoksa 2'inci erken seçim mi?
Koalisyon ortağı Lig Partisi'nin erken seçim talebiyle başlayan ve Başbakan Conte'nin istifasıyla zirve yapan krizde, ipler artık Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'nın elinde.
Dün, Conte'nin istifasını kabul ettikten sonra, parlamentoda temsil edilen siyasi partilerle istişarelerini bugün vakit kaybetmeden başlatacak Mattarella'nın hakemliği, geçen yılki seçimlerle oluşan 18. yasama döneminin kaderini tayin edecek.
Mattarella, vereceği kararla son 10 yılda ülkeye ya 7'inci hükümet ve başbakanı kazandıracak ya da 2008'den sonra ülkeyi 2'inci kez erken seçime götürecek.
Yeni bir hükümetin kurulabileceği senaryoları dile getiriliyor
İtalya'da teamüller gereği, cumhurbaşkanları siyasi istişarelerde partiler arasında mevcut parlamento aritmetiğinde güvenoyu alabilecek bir hükümet kurulup kurulamayacağına bakıyor.
İstişarelerden sonuç çıkmaması durumunda, cumhurbaşkanı anayasanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak, parlamentonun alt ve üst kanadını feshedip, erken seçim kararını açıklayabiliyor.
Basındaki haberlerde, şu anki parlamento düzeninde sandalye sayılarına bakıldığında en çok sandalyesi bulunan M5S ile ana muhalefetteki sol görüşlü PD ve bazı partilerin katılımıyla yeni bir hükümetin kurulabileceği senaryoları dile getiriliyor.
Buna yönelik iki parti arasında bazı temaslar olduğu ama hem PD hem M5S'den gelmeye devam eden açıklamaların, bu koalisyonu güçleştirdiği yorumları yapılıyor.
M5S ile PD arasında yıllardır süren karşıtlıklar nedeniyle iki partinin bir hükümet kurup kuramayacağı ülkede en büyük merak konusu.
İstişarelerden sonuç çıkmaması halinde, ekimin sonunda ülkenin erken seçime gideceği ifade ediliyor.
Kaynak: AA