Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Taliban ile Afgan hükümeti arasındaki barış görüşmelerine ilişkin Associated Press'e konuştu.
Taraflar arasındaki görüşmelerde kilit isim olarak değerlendirilen Karzai, 10 yıllarca süren savaş ve çatışmaların ardından Afgan halklarını huzura kavuşturmak için can attığını vurgulayarak, "Barış için acele ediyorlar" dedi
Karzai, ABD tarafından öne sürülen barış teklifinin her iki tarafın da yaptığı bazı revizyonlarla Afganistan'a barışı getirmeye yardımcı olabilecek önemli hükümler içerdiğini kaydetti.
ABD'nin söz konusu teklifinin savaştan bıkmış ülkeyi seçimlere götürebileceğinin, kadın ve azınlıkların haklarını koruyacağının, anayasal reformu gerçekleştirmenin yolunu sunabileceğinin altını çizerek, "Barış, Afgan halkının derinden arzuladığı bir dileğidir. Barışa ulaşmak için ne kadar acele ettiğimizi tahmin edemezsiniz" sözlerini kullandı.
Karzai, ABD'nin önerisinin her iki taraf için 1 Mayıs'tan önce barışta bir "katalizör" görevi görmesini umduğunu vurguladı.
NATO birliklerinin 1 Mayıs'ta Afganistan'dan çekilmesine karşı
ABD ve NATO birliklerinin 1 Mayıs'ta Afganistan'dan çekilmesine karşı olduğunu söyleyen Karzai, söz konusu durumun kaos yaratacağı görüşünü savundu. Karzai, ABD ve müttefikleriyle son 20 yılda Afganistan'da bulunan güçlerin sorumlu olması ve kalıcı barış getirecek çalışmalar yapılmasının son derece önemli olduğunu dile getirdi.
Karzai, üyesi olduğu Afganistan Ulusal Uzlaşma Konseyi'nin pazar günü toplanacağını ve ABD'nin önerisini inceleyerek kısa sürede önerilen revizyonlarla yanıt vereceğini dile getirdi.
Öte yandan, Karzai, barışçıl bir Afganistan'ın tüm komşularının, özellikle de 1,5 milyon Afgan mülteciye ev sahipliği yapan Pakistan'ın ilgisini çektiğini sözlerine ekledi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 7 Mart'ta, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah'a barış görüşmeleri için önerilerini sunduğu bir mektup göndermişti.
Mektupta, ABD'nin 1 Mayıs'a kadar Afganistan'dan tamamen çekilmeyi planladığının anımsatılarak, çekilmenin ardından Afgan ordusuna mali desteğin devam edeceği, ancak ülkenin güvenliğinden endişe edildiği ve Taliban'ın bunu fırsat bilerek toprak kazanma arzuna kapılabileceği kaydedilmişti.
Birleşmiş Milletlerden (BM), Rusya, Çin, Pakistan, İran, Hindistan ve ABD'nin dışişleri bakanlarını ve temsilcilerini, Afganistan'da barışı desteklemeye yönelik görüşmeleri gerçekleştirmeleri için bir araya getirmesinin isteneceğinin bildirildiği mektupta, bu ülkelerin, istikrarlı bir Afganistan konusunda kalıcı ortak çıkarları paylaştığına ve başarılı olmak için birlikte çalışmaları gerektiğine vurgu yapılmıştı.
Blinken, mektubunda, "Türkiye'den gelecek haftalarda, barış anlaşmasının sonuçlandırılması için ev sahipliği yapmasını isteyeceğiz" ifadesini kullanmıştı.
Barış görüşmelerinin seyri
ABD, ilk kez eski Başkan Barack Obama yönetiminde Afganistan'da barış amacıyla Taliban ve Afgan hükümetleri arasında görüşmeler yürütülmesi için girişimlerde bulundu. ABD'nin 2011, 2012 ve 2013'teki girişimleri sonuçsuz kaldı.
Donald Trump'ın, 2017'de ABD başkanı seçilmesinin ardından müzakerelerin başlaması yeniden gündeme geldi. ABD ile Taliban temsilcileri, 25 Şubat 2019'da barış görüşmeleri için Katar'ın başkenti Doha'da ilk kez bir araya geldi.
ABD Başkanı Trump'ın Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, Eylül 2019'da taraflar arasında anlaşmaya varıldığını, anlaşmanın Trump'ın onayını beklediğini açıkladı ancak aynı günlerde Kabil'de yaşanan terör saldırısında bir ABD askerinin ölmesi üzerine Trump, anlaşmayı erteledi.
ABD ile Taliban arasında Aralık 2019'da yeniden başlayan görüşmeler, "şiddetin azaltılması" adı verilen fiili ateşkes kararıyla sonuçlandı. 22 Şubat 2020'de başlayan 7 günlük sürenin sonunda 29 Şubat'ta barış anlaşması imzalandı.
Afganistan'da yıllardır süren savaşı sonlandırmak amacıyla Taliban ile Afganistan heyeti arasında 12 Eylül'de Katar'ın başkenti Doha'da başlayan barış görüşmeleri de görüş ayrılıkları nedeniyle askıya alınmıştı.