Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, 5 ülkenin ortak yayınladığı liste ile ilgili "Biz bu listeye baktık ve burada yer alan kişilerin ve örgütlerin büyük bir bölümünün Katar ile ilişkisi olmadığını gördük." dedi.
Al-Sani, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile Wolfenbüttel kentinde görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır’ın ortak yayınladığı listenin Katar’a karşı sebepsizce suçlamaların bir parçası olduğunu belirtti.
Listede isimleri yer alan kişilerin büyük bölümünün hayatları boyunca Katar’da bulunmadıklarına işaret eden Al-Sani, listede güvenlik konseyinin bazı üyelerinin veya hiçbir örgüte üye olmayan gazetecilerin isimlerinin yer aldığını kaydetti.
Fahri çalışmalar gerçekleştiren ve Birleşmiş Milletler'e (BM) danışmanlık yapan örgütlerin de listede bulunduğuna dikkati çeken Al-Sani, "Biz bu listeye baktık ve burada yer alan kişilerin ve örgütlerin büyük bir bölümünün Katar ile ilişkisi olmadığını gördük." dedi.
Bu tür terör listelerinin uluslararası standartlara uygun olması gerektiğini, ancak bu listede bu tür standartların bulunmadığına işaret eden Al-Sani, “Bu liste için böyle standart bilmiyoruz. Burada bize karşı sebepsiz suçlamalarda bulunuyor." şeklinde konuştu.
Al Sani, kendilerinin bu listeyi derinlemesine tartışmayacaklarını belirterek, bunun yerine listede Katar ile bağlantısı olmayan insanlarla ilgili arka planı anlatacaklarını kaydetti.
Almanya'ya, gösterdiği destek ve dayanışmadan dolayı teşekkür eden Al-Sani, ülkesine ekonomik abluka uygulandığını, bunun bir dizi körfez ülkesi tarafından Katar’ın toplu bir şekilde cezalandırılması anlamına geldiğini ifade etti.
"Bununla uluslararası ve insani hukuk ihlal ediliyor." diyen Al-Sani, bunun Körfez'deki toplumlar için olumsuz etkisi olacağını aktardı.
Al-Sani, bu uygulamaların düşman ülkelere karşı bile alınmadığını, ancak şimdi Körfez'de iş birliği içinde bulunan dost bir ülkeye karşı uygulandığına işaret etti.
Bunun sebeplerini sorduklarını ifade eden Al-Sani, "Katar hangi suçu işledi ki bu şekilde cezalandırılıyor. Uluslararası hukuk ihlal edilerek. Uluslararası standartlar ve yasalar var. Modern bir çağda yaşıyoruz. Orman kanunlarının geçerli olduğu zamanda değil." dedi.
Diyalog ve diplomasiden yana olduklarını belirten Al-Sani, bu krizi azaltmaya çalışan ülkelere de teşekkür etti.
''Uluslararası toplum ve Almanya endişe duyuyor''
Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel de, Körfez’deki krizi çözmek için uluslararası alanda çalışıldığını belirterek, ortak bir şekilde ihtilafların bertaraf edilmesi ve gerginliğin daha fazla artmaması konusunda görüşmelerin yapılacağına ilişkin ümitli olduğunu belirtti.
Körfez bölgesinde istikrara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Gabriel, “Körfez bölgesindeki gelişmelerden dolayı uluslararası toplum ve Almanya büyük endişe duyuyor." dedi.
Bölgede zaten derin ihtilafların yaşandığını ifade eden Gabriel, Almanya'nın Körfez ülkeleriyle iyi ilişkilere sahip olduğunu ve ihtilafın barışçıl bir şekilde çözülmesinin herkesin çıkarına olacağını kaydetti.
Avrupa kıtasının tarihinde ülkelerin birbiriyle görüşmemelerinin çok kötü sonuçlar doğurduğunu anımsatan Gabriel, şimdi Körfez'de diplomasi vakti olduğunu belirtti.
Gabriel, gerginliğin artmaması ve sorunun hızlı bir şekilde çözülmesi için herkesin elinden geleni yapacağını kaydetti.
Katar’ın DAEŞ'e karşı mücadele koalisyonunun bir parçası olduğunu da hatırlatan Gabriel, koalisyonda bir arada kalınması gerektiğini belirtti.