Akıncı, Türk Ajansı Kıbrıs'a (TAK) yaptığı açıklamada, yoğunlaştırılmış müzakerelerde gelinen aşamada New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile üçlü zirve yapacaklarını, ardından genel bir durum değerlendirmesinden sonra asıl hedefin garantörlerin de bulunacağı bir toplantıyı hayata geçirmek olduğunu kaydetti.
Kıbrıs'ta eğer uzlaşma isteniyorsa garantörlerin de katılacağı beşli toplantıyı geciktirmemenin önemine işaret eden Akıncı, müzakere sürecinin ucu açık bir şekilde 2017’ye sarkmasının beraberinde getireceği riskler olduğunu kaydetti.
Müzakerelerde bazı başlıklarda önemli gelişmeler sağlandığını fakat bazı konularda hala ayrılık noktaları bulunduğunu dile getiren Akıncı, "Kurucu devlet anayasalarının ve federal yasaların yazımı gibi hususlar 2017’ye de sarkabilir. Ancak 2016 sonuna kadar siyasi çözümü sağlamak gerekmektedir ve bunu sağlamak için Kıbrıs Türk tarafı daha çok çalışma kararlılığı ve iradesine sahiptir.” dedi.
"Kurucu devletler gökten zembille inmeyecek"
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, olası bir çözümde Kıbrıs Türk Kurucu Devleti'nin de Kıbrıs Rum Kurucu Devleti'nin de "gökten zembille inmeyeceğini" belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplumlar, kurumlar ve yapılar evrimleşirler ve dönüşürler. Hiçbir şey yoktan var olmaz, var olan hiçbir şey de yok olmaz. Her iki toplumda da eş zamanlı yapılacak referandumlarla hem kurucu devletler hem de federal devlet yapılanması oluşacak. Bu doğrudur ama bu kurucu devletler de gökten zembille inecek değiller. Herkes biliyor ki Kıbrıs’ın hem güneyinde hem de kuzeyinde iki tarafta da şu an geçerli olan iki yapı var ve bu yapılar, yeni koşullara göre geleceğe uzanacak şekilde dönüşecekler. Oluşacak olan yeni federal devletin yeniden Avrupa Birliği (AB) ve BM üyeliği için başvurmayacağı aşikardır. Ancak bunun kadar aşikar bir unsur daha var: Her iki tarafın da bugüne kadar yaptığı gelmiş geçmiş tüm anlaşmalar, çözüm anlaşması ve yeni anayasaya aykırı olmadıkça geçerliliklerini koruyacaktır. Dolayısıyla devamlılık söz konusuysa bu sadece Kıbrıs Rum tarafının değil Kıbrıs Türk tarafının kurumları ve yapılarını da kapsar."
"Kurucu devletler arasında bir ast-üst ilişkisi olmayacak"
"Kıbrıs Türk Kurucu Devleti ile Kıbrıs Rum Kurucu Devleti arasında bir ast-üst ilişkisi, bir hiyerarşi, bir üstünlük ilişkisi kesinlikle söz konusu olmayacağı gibi federal hükümetle kurucu devletler arasında da böyle bir ilişki söz konusu olmayacak." diyen Akıncı, federal yapılanmaların temel karakteristiğinin bu olduğunu söyledi.
Her iki kurucu devletin konumunun önemine işaret eden Akıncı, gerek kurucu devletlerin kendi arasında gerekse federal hükümetle aralarında hiyerarşinin söz konusu olmadığını, bunun mutabakatın bir parçasını oluşturduğunu kaydetti.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakere ekibiyle yürüttüğü süreçte karşılıklı suçlama ve karşılıklı pozisyon tekrarı ile sürecin tıkanması ve çözümsüzlüğün yeniden üretilmesi alışkanlığından ısrarla kaçındığını dile getirerek, "Benim misyonum adil, makul ve karşılıklı kabul edilebilir çözümdür, çözümsüzlük değil. Kuşkusuz bu, tek taraflı elde edilebilecek bir sonuç da değildir." diye konuştu.
"Nüfusun sabitlenmesi söz konusu değil"
Akıncı, olası bir çözüm sonrası nüfusun sabitleneceği ve Kıbrıslı Türklerin eriyip yok olacağı yönündeki demeç ve köşe yazılarını gerçeği yansıtmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Nüfusun sabitlenmesi kesinlikle söz konusu değil. Burada gözetilen temel prensip, nüfusun hem güney Rum hem de Türk kurucu devletlerinin nüfusunun suni şekilde, doğal nüfus artış hızının dışında maksatlı ve yapay olarak şişirilmemesidir. Bu hassasiyet zaten Kıbrıs Türk halkının da ortak hassasiyetidir. Kıbrıs Türk halkı bu topraklarda kendi kültür ve kimliğiyle güçlenerek güven içinde yaşamak istiyor.
KKTC İçişleri Bakanlığı Nüfus Kayıt Dairesinin resmi ve güncel verilerini alıp müzakere masasına öyle gittik. Sözlü ve tahmini olarak değil yazılı ve resmi olarak. Ne zaman ve ne şekilde KKTC vatandaşı olursa olsun KKTC İçişleri Bakanlığı Nüfus Kayıt Dairesinde kaydı olan, KKTC kimlik kartı olan her KKTC vatandaşı kökenine bakılmaksızın çözüm günü federal Kıbrıs vatandaşı olacak, otomatik olarak da AB vatandaşlığı haklarını elde edecektir. Bu, 48 yıllık müzakere tarihinin nüfus konusundaki en ileri aşamasıdır. Annan planı döneminde çok net hatırlanacağı gibi 40-45 bin kişilik bir liste yapılması söz konusuydu. Şimdi böyle bir liste yapılması söz konusu olmayacaktır. Seçimlerde insafsız şekilde bol bol propagandasının yapıldığı gibi kimse gemiye konulup sınır dışı edilecek değildir."
Garantiler konusu
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, garanti ve güvenlikle ilgili nihai kararın son tahlilde beşli nihai toplantıda varılacak uzlaşmayla halledileceğini belirterek, iki toplumun bir uluslararası antlaşmayı tek başlarına değiştirmelerinin mümkün olmadığını söyledi.
Akıncı, şunları kaydetti:
"Kıbrıs Türk halkı güvenliğini Türkiye’nin garantisinde görüyor. Sarih çoğunluğun düşünce ve algısı budur. Ortada bir risk algısı olduğuna göre, bu riskin gerçekleşmemesi için caydırıcı bir düzenlemenin olması, kurulacak yeni yapının güvenli bir şekilde devamı için gereklidir. 2016 yılında 1960’ın koşullarına göre kurgulanan yaklaşımı aynen muhafaza etmek makul olmadığı gibi 1960’tan günümüze yaşanan acı deneyimleri yok sayarak garanti ve güvenlik konusundaki haklı talepleri çağ dışı olarak nitelemek de gerçekçi değildir."
Kıbrıs'ta Akıncı'nın göreve gelmesinin ardından müzakereler 15 Mayıs 2015'te yeniden başlamıştı. AA