KKTC'de o acı gün herkesin hafızasına “Kanlı Noel” adıyla kazındı. 3 çocuk ve 1 anne evlerinin küvetinde acımasızca katledildi... Onlar, Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın ailesiydi. İlhan o sırada vazifedeydi.
Ailesinin Rum çeteler tarafından öldürüldüğü haberini Türk büyükelçiliğinde aldı. O günlerde yaşadığı derin acıyı Türkiye'ye döndükten sonra dünyaya gelen oğlu Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan’a anlattı.
Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, babasının yaşadığı acılara çocukluğundan beri şahit olmuş. 2016 yılında vefat eden babasının evlat acısını hiç unutamadığını da görmüş...
"Benim oğlum da kızıl saçlı. Rahmetli ikinci ağabeyim Kutsi kızıl saçlıymış. Olaydan 50 yıl sonra bile rahmetli olmadan önce benim oğluma Kutsi diye seslenirdi. Demek ki evlat acısı hiç unutulmuyor" sözleriyle babasının acısını anlatıyor.
Babasının Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı'na baştabip olarak görevlendirildiğinden bahseden İlhan, kardeşlerinin ve babasının hikayesini şöyle anlattı:
"Üçüncü evlatları Hakan ağabeyim dünyaya geliyor ki Hakan ağabeyim şehit edildiğinde daha 1 yaşında bile değildi. Ada'ya gittikten sonra çocuklar okula yazılıyor. Murat ağabeyim, Kutsi ağabeyim, Hakan tabii daha küçük. Devam ediyorlar yaşamlarına. Babam orada sadece Türk askerlerine değil, Kıbrıs Türk halkına hatta oradaki Rum kökenli vatandaşlara da sağlık hizmeti veriyor."
Aile, 1960'lı yıllarda Ada'da başlayan karışıklıklardan etkileniyor. Bu sırada Ada'yı bir Rum adası yapma niyetindeki çeteler tarafından Türklere yönelik tehdit hareketleri devam ediyor:
"24 Aralık gecesinde silah sesleri duyulunca Mürüvvet anne çocuklarla banyoya saklanıyor, ev sahibimizin eşi orada saklanıyor. Ev sahibi başka bir yere, komşular başka bir yere. Ama kapının içine geliniyor, kapı taranıyor, içeri giriliyor ve 'Taksim isterseniz ha, müstakil olmak isterseniz ha!' gibi sloganlarla rastgele ateş açıyorlar gelen Rum çeteler. Bu sırada Mürüvvet anne, Murat ağabeyim, Kutsi ağabeyim ve Hakan ağabeyim ile ev sahibimizin eşi şehit oluyorlar."
Tabip Binbaşı Nihat İlhan, o gece neler olduğunu Türk büyükelçiliğinde öğreniyor. Ancak elçilik binasına gelene kadar umudunu koruyor.
"Olay 24'ünde oluyor. Akşam saat 9 sularında... Bir çoban arkadaşına ertesi gün soruyor. 'Eve ekmek ve süt götürmeyi ihmal etmiyorsun değil mi?' diye. Çoban ağlıyor. 'Onlar Allah'larına kavuştu binbaşım' diyor çoban. İnanmak istemiyor. Çünkü orası güvenli bölge. Şehrin içi, yan tarafta hemen. Rum komşular da söz konusu. Eve gitmek istiyor. Komutan diyor ki 'Söz ver, beraber eve gideceğiz, oradan elçiliğe gideceğiz ama eve girmeyeceksin.' Evin önüne geliyor, evin kapısını taramış, kurşun izleri olduğunu görüyor. Ardından elçiliğe gidiyor. Tabii bu sırada hep aklında sorular var.”
Prof. Dr. İlhan, babasının ailesini kaybettiğini öğrendiğindeki dirayetini de anlatıyor:
"Büyükelçim, 'Her üç evladın ve eşin şehit oldu binbaşım' demiş. Çok zor bunu söylemek aslında. Babamın tek söylediği 'Vatan sağolsun, Allah'a şükür' olmuş. Tabii, biraz beklenmedik bir ifade aslında. 'Hem eşiniz Mürüvvet Hanım, hem üç evladınız şehit oldu' diye bir kez daha tekrarlamışlar. 'Çok şükür. Ya bunları kaçırsalardı? Ya çocuklarımı dağda bayırda kötü işlerde kullansalardı? Ya çocuklarımı Rum militanı gibi yetiştirselerdi? Çok şükür Allah'ına kavuştular' diye sözünü tamamlamış."
Kıbrıs Türklerine o dönemde yapılan eziyetlerin en büyük simgelerinden birisi Barbarlık Müzesi…
Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan müzeye ilişkin pek bilinmeyen detayları anlatıyor:
"Barbarlık Müzesi, Kıbrıs'ın en merkezi yerinde. Şimdi Mürüvvet İlhan adını alan sokağın hemen içerisinde yer alıyor. Bahçesinde bir limon ağacı var. Babam rahmetli limon ağacını çok severdi. Çocukların da limonu çok sevdiğini, hatta limonlarından taze taze yemeyi çok sevdiklerini, altında oturduklarını bize anlatırdı. Hala o limon ağacı duruyor. Bina hala aynı renk ve şeklinde duruyor. Sağolsun TİKA çok güzel bir restorasyon yaptı.”
Prof. Dr. İlhan katliamın ardından Türkiye'nin aileye nasıl sahip çıktığına da dikkati çekiyor.
"Yaklaşık 3 yıl kadar önce Türkiye Petrolleri tarafından bölgede doğal gaz aramasında kullanılan 3 sivil gemiye Murat İlhan, Kutsi İlhan ve Hakan İlhan isimleri verildi. Benim ağabeylerimin isimleri. Bu bizim için çok çok kıymetli. Devletimizin büyüklüğünü gösteriyor. 60 yıl sonra siz bu 3 küçük şehidi unutmamışsınız. 3 şehidin isimlerini vermişsiniz. Gemilerin içinde 1963 Kanlı Noel'i anlatan, üvey annemin, babamın, çocukların isimleri, fotoğraflarıyla bilgiler var. Daha sonra tabii çok daha güzel bir şey yaptı devletimiz. Bir sene sonra da Mürüvvet Anne'nin ismini bir büyük boy gemiye verdi.”
Türkiye Petrollerine ait sondaj destek gemilerine Kıbrıs’ta şehit edilen 3 kardeşin adı verildi.
Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın oğulları Murat İlhan, Kutsi İlhan ve Hakan İlhan artık Mavi Vatan'da yaşatılacak.