Esed rejimi, başkentin doğusundaki Doğu Guta'yı 5 yıl ablukada tuttuktan sonra, yoğun saldırılar neticesinde 2 hafta önce ele geçirmişti.
Doğu Gutalılar, açlık, hastalık, ilaçsızlık, kimyasal silahları da içeren aralıksız bombardımanlara rağmen rejime direnmiş, ancak Rusya ile bölgeyi kontrol eden askeri muhaliflerin anlaşması üzerine ülkenin kuzeyine tahliye edilmişti.
Fırat Kalkanı Harekatı bölgesi içinde yer alan Azez'e bağlı İlbil köyüne sığınan Doğu Gutalılar, 3 hafta önce Doğu Guta'nın Duma ilçesindeki kimyasal silah katliamında yaşadıklarını paylaştı.
"Saldırı öncesi rejim aralıksız 24 saat bombardıman yaptı"
Ali Mercan, "Kimyasal silah saldırısından önce rejim aralıksız 24 saat boyunca bombardıman yaptı. Sığınaklara sıkışıp kaldık." dedi.
Kimyasal silah ile vurulduğu anda sığınaklarında olduklarını, buna rağmen aniden öksürmeye, gözleri yanmaya ve ağızlarından köpük çıkmaya başladığını belirten Mercan, "Bazıları bayılıp düşmeye başladı. 6 kardeşim etkiledi. Gözümüzün önünde insanlar öldü. Sivil Savunma yardım edemedi. Kız kardeşimi, halamın kızını, yengemi soyduk ve su dökmeye başladık." ifadelerini kullandı.
"2 gün su ve yiyecek alabilmek için dışarıya çıkamadık"
Mercan'ın annesi de kimyasal silah saldırısı öncesindeki 2 gün su ve yiyecek alabilmek için dışarıya çıkamadıklarını, aralıksız bombardıman olduğunu belirterek kimyasal silah saldırısını şöyle anlattı:
"İkindi vakti olduğunda çok güçlü bir koku almaya başladık. Kızım giydiği gömleği çekiştirip 'Boğuluyorum' diye haykırıyordu. Bir şey yapamadım. Kimyasal saldırı düzenlendiğini anlamıştık. Sivil Savunma akşam saatine kadar olay yerine ulaşamadı. Yerlerde cesetler öylece kaldı."
Katliam tanıklarından Ebu Halit de şunları aktardı:
"Rejim Duma hariç tüm Guta'yı ele geçirmişti. Cuma günü (Kimyasal silah saldırısından bir gün önce) rejim ve Rusya'nın savaş uçakları sivilleri vuruyordu. Cephe hatlarına saldırmıyorlardı. Ertesi gün kimyasal silah saldırısı olduğunda 20 aylık kızım hemen vefat etti. Defin edemedik. Sivil Savunma akşam saatlerinde ancak ulaştı ve kimyasal silah saldırısı olduğunu söyledi. Etkilenenleri su ve sirkeyle yıkamamızı istediler. Yetiştirebildiğimiz kadarını yaptık. 200 metre mesafede sahra hastanesi vardı ama saldırılar kesilmediği için etkilenenleri götüremedik. Halen boğazımda bir yanma hissi var. Sürekli öksürüp çıkarmaya çalışıyorum ama gitmiyor. Çocuklarımda da bir hantallık var. O saldırıdan en az 200 aile etkilendi."
Duma'da incelemeler sürüyor
Esed rejimi, başkent Şam'daki Doğu Guta bölgesinin Duma ilçesinde 7 Nisan'da kimyasal silah kullanmış, 78 sivil ölmüştü.
ABD, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne BM içinde katliamın soruşturulması ve sorumlularının belirlenmesi için mekanizma kurulmasını öneren tasarı sunmuş, ancak Rusya veto etmişti.
ABD Başkanı Donald Trump da Esed rejimine karşı askeri seçenek de dahil tüm ihtimallerin masada olduğunu ve eğer saldırıda sorumluluk payı varsa Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de "bedel ödeyeceğini" dile getirmişti.
ABD, İngiltere ve Fransa, 14 Nisan'da Esed rejimine ait üslere hava saldırısı düzenlemişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert de Duma'da iki farklı kimyasal maddenin kullanıldığını belirterek, "Elimizdeki bilgi saldırı sırasında klor ve sarin gazı kullanıldığını düşünmemizi sağlıyor." demişti.
Rus Dışişleri Bakanlığı ise açıklamasında, "Suriye rejimi tarafından klor veya diğer zehirleyici maddeler hakkında enformasyon yalanları devam ediyor. Duma’ya yapılan sözde kimyasal saldırı sıradan, uydurulmuş bilgilerdir." ifadesini kullanmıştı.
Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (KSYÖ), olaydan sonra dün ikinci kez girdiği Duma'daki incelemelerini sürdürüyor.
Kaynak: AA