Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ), Kırgızistan'ın kuzeyindeki Narın Bölgesi'nde ortaklaşa yürüttüğü arkeolojik kazı çalışmasında önemli bulgulara ulaşıldı.
Koçkor ilçesi Kum-Döbö köyü yakınlarında, 840-1212 tarihlerinde hakimiyet kuran Karahanlılar döneminde inşa edilen eserleri ortaya çıkarmak amacıyla başlatılan kazılarda bir türbeye ulaşıldığı açıklandı.
"Yer altında kare planlı bir türbeye ulaştık"
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Eravşar, yaptığı açıklamada, “Karahanlılar döneminde önemli bir yerleşim birimi olan Kırgızistan’ın Narın Bölgesi'nde kazı çalışmaları sonucunda yer altında kare planlı bir türbeye ulaştık." dedi.
Eravşar, kazı çalışmaların ilk etabında büyük bir emek sarf edilerek beş metre derinliğinde kare planlı türbenin yüzde 70’ini gün yüzüne çıkarıldığını aktararak, çalışmaların bundan sonraki dönemde konservasyon ve restorasyon şeklinde yürütüleceğini ve yapı üzerinde geçici koruma amaçlı çatı kurulacağını anlattı.
Eravşar, türbenin Türk ve Kırgız ortak tarihine ve kültürüne katkı sağlayacağını belirterek, kazı sonucunda elde edilecek bilgi ve bulguların bölgedeki Türk tarihindeki karanlık noktaların aydınlatılmasına ışık tutacağını ümit ettiğini dile getirdi.
"Hükümdarlardan birine ait olduğunu düşünüyoruz"
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kubatbek Tabaldiyev, türbenin kime ait olduğunu tespit etmeye çalıştıklarını belirterek,"Bu türbenin kime ait olduğunu merak ediyoruz. Varsayımlarımız var ama bize kanıt gerek. Yazılı mezar taşını bulmaya çalışıyoruz. Bu türbenin Karahanlılar döneminde hükümdarlardan birine ait olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Tabaldiyev, Türkiye’nin desteğiyle ortaya çıkarılan tarihi mimari bir yapının sadece Kırgızistan için değil tüm Orta Asya bölgesindeki ülkeler ve halklar için önemli ve büyük bir buluş olduğunu vurguladı.
İki bölümden oluşan türbenin yapımında tuğla kullanıldığını anlatan Tabaldiyev, Kırgız halkının göçebe hayatını sürdürdüğü bölgede bin yıl önce yerleşik bir yaşamın varlığına işaretler alındığını söyledi.