Gazze'deki katliamın baş mimarı Binyamin Netanyahu ve aşırı sağcı hükümeti, inandıkları dine dayandırdıkları söylemlerle yeni kan ve toprak istiyor.
7 Ekimden sonra Netanyahu'nun dini refarans göstererek hedef gösterdiği Gazzelililer, daha sonra İsrailli aşırı sağcıların hedefi oldu.
Netanyahu'yu İsrail'in sağcı Zehut Partisi'nin kurucusu ve Likud'un İsrail parlamentosundaki eski milletvekili Moşe Feiglin takip etti:
"Tek ve yegane çözüm var, o da Gazze'yi işgal etmeden önce tamamen yok etmektir. Dresden ve Hiroşima'da nükleer silah olmadan yaşanan yıkım gibi bir yıkımdan bahsediyorum."
Katil Netanyahu'yu takip eden aşırı sağ kabine üyeleri, şiddetin dozunu her geçen gün artırdı.
Daha fazla toprak ve kan isteyen bakanların söylemleri, İsrail'in işlediği soykırımın en büyük kanıtlarından biri olarak görülüyor. Şimdi gelin, bu söylemlere yakından bakalım.
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in "Yahudi Devleti" hayali en en çok tartışalanlardan biri oldu:
“Ürdün'ü, Suudi Arabistan'ı, Mısır'ı, Irak'ı, Suriye'yi ve Lübnan'ı kapsayan bir Yahudi devleti istediğimizi çok açık söylüyorum.”
Esasen Smotrich’in bu söylemleri ilk değil. Aşırı sağcı bakan, bir işgalci Yahudi yerleşimci. Maliye Bakanlığı’ndan daha çok kendisinin aşırı taleplerini hayata geçirmekle meşgul.
Smotrich geçtiğimiz aylarda 2024'te Batı Şeria'daki beş işgalci Yahudi yerleşimini daha imara açtı. Bu yerleşimler uluslararası kanunlara göre yasadışı kabul ediliyor.
Başbakan Binyamin Netanyahu'nun iktidar koalisyonunun önemli ortaklarından biri olan Smotrich, Gazze'nin yeniden işgal edilmesini, 2005 yılında kaldırılan Yahudi yerleşimlerinin yeniden inşa edilmesini ve çok sayıda Filistinlinin gönüllü olarak bölgeden göç etmesini destekliyor.
Smotrich’in aşırılıkları bunlarla da bitmiyor. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan 42 binden fazla masumun katledildiği Gazze’de sokaklarda, çoğunlukla çadırlarda hayata tutunmaya çalışan 2 milyondan fazla insanın aç bırakılmasını bile savunuyor.
Öte yandan Smotrich bu söylem ve isteklerinde yalnız değil. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de müttefiklerinin bile şaşkınlıkla izlediği bir katil soğukkanlılığı ile Gazze’de yapılanların ilk olmadığını itiraf ediyor:
"Gazze topraklarını işgal eder ve onlara yaptıklarının bedelini toprakla ödeyeceklerini söylersek, yakıt girişini durdurursak ve gönüllü göçü teşvik edersek, nihayetinde tam bir zafer elde edeceğimize inanıyorum. Bu bizim İsrail tarihinde ilk kez veya iki kez yaptığımız bir şey değil, bunu bir kez daha yapabiliriz"
Gazze’de 42 binden fazla insanın katledilmesinin sorumlularından katil Ben-Gvir, açık açık sivillerin öldürülmesini istedi.
Aşırı sağcı bakan, Batı Şeria ve Kudüs’te işgalci yerleşimcilerin terör saldırılarını da sürekli teşvik ediyor. Öyle ki, son zamanlarda binlerce işgalci yerleşimcinin silahlanmasının ana sorumlulardan biri olarak görülüyor.
Netanyahu’nun esirler konusunda müzakere etmesine de karşı çıkan Ben-Gvir, Gazze’nin tamamen işgal edilmesini istiyor:
"Mümkünse Gazze'de yaşamak istiyorum. En öncelikli şey Filistinlileri gönüllü göçe teşvik etmektir. Yüz binlerce Filistinlinin göç etmesi durumunda yerleşim birimlerine geri dönmenin ötesinde geniş alanlara açılma imkanı olacak."
Öte yandan Filistin karşıtı görüşleriyle öne çıkan Ben-Gvir, sık sık Mescid-i Aksa'ya baskın düzenliyor.
Itamar Ben-Gvir’in işgal altındaki Doğu Kudüs'te yer alan Mescid-i Aksa'da bir sinagog inşa etmek istediği de biliniyor.
Netanyahu’nun kabinesinde yer almış bir başka aşırılık yanlısı isem ise, Miras Bakanı Amihai Eliyahu.
Eliyahu, Gazze'ye nükleer bomba atılmasının olasılıklardan biri olduğunu ve bölgedeki Filistinlilerin ya İrlanda'ya ya da çöle gitmesi gerektiğini söyledi.
Aşırı sağcı bakanın Filistin öfkesi o kadar fazla ki, Filistinli bir tutukluya cinsel saldırı suçlamasıyla gözaltına alınan askerlerin salıverilmesini talep etmek üzere protestoları organize etti ve hapishaneleri bastı.