KKTC Başbakanı Tatar, COVID-19'la mücadele sürecinde yaşananlar, alınan önlemler, ekonomik gelişmeler ve Türkiye ile ilişkilere dair açıklama yaptı.
KKTC'de ilk kez 10 Mart'ta bir Alman turistte COVID-19 vakasının tespit edilmesiyle sıkı tedbirler aldıklarını söyleyen Tatar, bu konuda birçok ülkeden hızlı davrandıklarını belirtti.
Tatar, virüs ortaya çıkar çıkmaz hükümet olarak tehlikeyi öngördüklerini vurgulayarak, tüm charter uçuşları durdurduklarına, okulları kapattıklarına, binlerce memura idari izinler verdiklerine ve özel sektörde bazı çalışma yerlerini kapattıklarına dikkat çekti.
"KKTC'de virüs yatay seyir izliyor"
KKTC halkına sürekli evde kalmaları yönünde tavsiyede bulunduklarını dile getiren Tatar, halkın alınan kararlara genel manada uyduğunu vurguladı.
Tatar, "KKTC'de COVID-19 olayı gelinen aşamada bir yatay seyir izlemektedir. Günde 2-3 vaka bulunabiliyor, onlar da temaslılardan. Sağlık sistemi ve hastanelerimizde oluşturduğumuz kapasiteyle, şu andaki hasta sayısının kat kat üstünde hasta sayısıyla baş edebilecek bir pozisyondayız" dedi.
Hastanelerde tedavi gören ve sayıları 60'a ulaşan hasta sayısının 33'e kadar düştüğünü vurgulayan Tatar, hastaların taburcu edilmesine de başlandığını söyledi.
Başbakan Tatar, toplamda 100 vakanın görüldüğü KKTC'de virüs sebebiyle iki Alman turist ve iki KKTC vatandaşının yaşamını yitirdiğini anımsatarak, üzüntüsünü dile getirdi.
Alman turistler karantinaya alındı
KKTC'de virüsün görülmesinin ardından 800'e yakın Alman turistin karantinaya alındığını belirten Tatar, COVID-19 testi pozitif çıkan 30 Alman turistin tedavilerinin ardından ülkelerine döndüğünü anlattı.
Son iki Bakanlar Kurulu toplantısını Dışişleri Bakanlığındaki büyük salonda yaptıklarına ve daha mesafeli oturduklarına dikkat çeken Tatar, daha önce telekonferansla da toplantılar yaptıklarını vurguladı.
"COVID-19'a karşı en iyi şekilde mücadele ediliyor"
Başbakan Tatar, Sağlık Bakanlığı ve sağlık çalışanlarının özverili şekilde görev yaptıklarını söyleyerek, "KKTC sağlık sistemi, dar imkanlarına rağmen COVID-19'a karşı en iyi şekilde mücadele ediyor. Bu süreçte KKTC önemli bir sınav vermiştir. Bizim COVID-19'la ilgili yaptığımız çalışmalara göre, PSR testi önemlidir ve PSR testi kapasitemizi artırmaya çalışıyoruz" dedi.
Hükümetin bilim kurulları ve sağlık uzmanlarının vereceği kararlar doğrultusunda hareket edeceğini kaydeden Tatar, acele edilmemesi ve tedbirli olunması gerektiğini vurguladı.
Yerli üretim için yeni politikalar
KKTC'nin ekonomik yapısının büyük ölçüde turizm, yükseköğrenim ve diğer bazı hizmetlere bağlı olduğunun altını çizen Tatar, virüs tedbirleri kapsamında tüm sınır kapılarının kapandığını ve elzem hizmetler haricinde bütün sektörlerin kapalı olduğunu hatırlattı.
Tatar, bu noktada büyük bir ekonomik sıkıntı olduğuna işaret ederek, "Kapsamlı bir şekilde çalışmalarımız devam ediyor. Yavaş yavaş sektörlerimizi açacağız. Dünyanın bu saatten sonrası COVID-19 öncesi ve sonrası gibi bir durumu olacaktır. Yerli üretim, tüketim ve istihdam için yeni politikalar üretmek durumundayız. Bunları yaparken STK, sendika ve diğer siyasi partileri kucaklayan bir politika geliştirmek için uğraşıyoruz" dedi.
"İnsan sağlığı esas"
Bu dönemde kamudan alınan maaşlarda kesintilere gidildiğine değinen Tatar, kesintilerin önemli bölümüyle özel sektörde kapatılmış iş yerlerinin çalışanlarına bin 500 lira ödeme yönünde sosyal bir anlayış geliştirdiklerini, bu ödemelerin nisan ve mayısta yapılmasını planladıklarını aktardı.
KKTC'nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla bu süreçte bir duruş ortaya koyduğunu belirten Tatar, kapıların açılmasıyla KKTC'nin eski ekonomik seviyesine gelebileceğini söyledi.
Tatar, ekonomik olarak eski noktaya gelmenin zaman alabileceğini ancak insan sağlığının esas olduğunu dile getirdi.
"Türkiye her zamanki gibi yanımızda olmuştur"
Türkiye'nin bu süreçte KKTC'ye desteğinin altını çizen Tatar, şöyle konuştu:
"Anavatan Türkiye her zaman olduğu gibi yine yanımızda olmuştur. COVID-19'un başladığı gün hem Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hem de Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay ile görüştüm. Onlardan destek istedim. Türkiye'den heyetler geldi. Malzeme temini ve sağlık açısından yapılan değerlendirmelerle ilgili görüşmelerimiz devam etmektedir. Türkiye bu büyük sıkıntıyı aşarken, KKTC'ye yardımını da her zaman olduğu gibi devam ettirmiştir. Bütün duamız Türk halkıyla."
Başbakan Tatar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetine desteklerinden dolayı da teşekkürlerini yineledi. Tatar, bazı kesimlerin ortaya attığı "bu süreçte Türkiye'nin KKTC'ye hiç yardım etmediği" yönündeki iddiaların söz konusu olmadığına vurgu yaptı.
"Rum tarafından ilaç talep edilmesi anlamsız"
9 Nisan'da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile toplantıya davet edildiklerini hatırlatan Tatar, görüşmede son günlerde ülkede tartışılan "Kıbrıs Rum kesiminden KKTC'ye ilaç gönderileceği" konusunun konuşulmadığını söyledi.
Başbakan Tatar, Rum tarafından ilaç getirilmesi konusuna ilişkin de şunları söyledi:
"KKTC'nin içinde bulunduğu koşullarda Türkiye'nin her zaman her türlü tıp malzemesini buraya verme teveccühü ve iradesi dururken böyle bir ilacın Rum tarafından istenmesi gereksizdi. Benim Sağlık Bakanından aldığım bilgi, şu anda böyle bir ilaca ihtiyacımız olmadığı ve istenildiğinde Türkiye'den getirilebileceğidir. Dolayısıyla bunun gündemi meşgul etmesi ve Rum tarafından ilaç talep edilmesi biraz anlamsızdır. Burada işi başka yere çekmek gibi bir durum var. İnsanı açıdan böyle şeyler olabilir ama bunun bir aciliyeti yok."
"Hayatımda büyük bir değişiklik oldu"
Şahsi olarak COVID-19'la ilgili tedbirler aldığına değinen Tatar, kalabalıklardan uzak durmaya çalıştığını ve toplantılarda bir metre arayla oturduklarını söyledi.
Tatar, "Günde istisnasız belki 500 insanla tokalaşıp, öpüşüyordum. Ne tokalaşma kaldı ne de öpüşme. Bu, hayatımda büyük bir değişiklik oldu" diye konuştu.
Dışarı çıkarken maske takmak gerektiğini vurgulayan Tatar, kendisinin de bunu yapmaya çalıştığını anlattı.
Başbakan Tatar, "Evde sık sık elimi yıkıyorum. Evde de mesafeli durmak ve herkesi korumak önemli. Çünkü ben çok farklı ortamlarda bulunduğumdan eve gittiğimde dikkat etmem lazım. Her sabah yürüyüş yapar ve fotoğraf çekerdim, artık o iş bitti. Koşu bandına biniyorum. Öyle bir neşem de yok, bunu yapmak için neşem olması lazım" dedi.