Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute'u Cumhurbaşkanlığı'nda kabul etti ve ardından açıklamalarda bulundu.
Görüşmede 27-29 Nisan'da BM öncülüğünde gerçekleştirilen gayriresmi Kıbrıs konferansını değerlendirdiklerini belirten Tatar, Genel Sekreter'in tarafları Cenevre'ye "yeni fikirlerini" öğrenmek için çağırdığını hatırlattı.
"Devletimizi savunmaya devam ediyoruz ve edeceğiz"
Tatar, Kıbrıs Türk tarafının sürece bir yenilik getirdiğini, yapıcı bir duruş ortaya koyduğunu vurgulayarak BM parametreleri olan "iki toplumlu, iki bölgeli federal model" üzerinde yıllardır uzlaşılamadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, "Biz devletimizi savunmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Bugün de Lute'a Cenevre'deki pozisyonumuzu (Kıbrıs'ta egemen eşitliğe dayalı, iki ayrı bağımsız devlet) muhafaza ettiğimizi söyledik" dedi.
20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı ile Ada'ya barış geldiğini hatırlatan Tatar, 1974'ten bu yana hiç kan dökülmediğini ve barış ortamının devam ettiğini söyledi.
"Yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle bir müzakere süreci başlatılabilir"
Tatar, şunları söyledi:
"Eğer birileri zorlamayla bir çözüm bulmak isterse, o çözüm acaba ne kadar gider? Bizim güvenliğimiz çok önemlidir, 1960'ları tekrar yaşamak istemiyoruz. (Kıbrıs'ta) Bir çözüm olacaksa, eşitlik temelinde, iki devlet arasında yapılacak bir anlaşmanın başarılı olabileceğine inanmaktayız, egemenliğimiz de fevkalade önemlidir. Egemenliğimizi hiçbir zaman pazarlık masasına taşımayız, zaten o bizim kazanılmış bir hakkımızdır. Egemenlik temelinde, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle bir müzakere süreci başlatılabilir. Gelinen aşamada her türlü gayriresmi görüşmeye hazırız, bunu Lute'a söyledim."
"Güvenliğimiz, KKTC'nin yapısı ve halkımızın geleceği önemlidir"
Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerine şöyle devam etti:
"Lute'a ifade ettiğimiz gibi, güvenliğimiz, KKTC'nin yapısı ve halkımızın geleceği önemlidir, bütün bunlar yılların fedakarlığı ve Kıbrıs Türk halkının verdiği önemli bir mücadelenin sonucu olarak elde edilmiştir. Bunlar bizler için vazgeçilmez ve kutsal değerlerdir. Dolayısıyla bunları bir yere itip, sırf bir görüşme ve anlaşma olsun diye bir maceraya girmeyeceğimizi, halkımızın da buna müsaade etmeyeceğini kendilerine (Lute) söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Lute'a, Cenevre'de söylediklerimden hareketle taleplerimizin ne olduğunu tekrar ifade ettik."