İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Erhan Yemelek, Suriye’deki yüz binlerce savaş mağduru sivil ile İdlib ili kırsalı, Afrin ve Azez bölgelerindeki sığınmacı kamplarında yaşayan 1 milyon kişinin koronavirüsten korunmak için desteğe ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Koronavirüse karşı kamplarda sosyal temas noktasında sorunlar yaşandığını belirten Yemelek, çadırların birbirlerine çok yakın olduğunu ifade etti.
Suriye’de savaş mağduru sivillerin yaşadıkları bölgelerde 4 hastanenin bulunduğunu ve bu hastanelerin 5 milyon kişiye hizmet ettiğini anlatan Yemelek, koronavirüse karşı bu hastanelerin yetersiz kalacağını belirtti.
"İdlib’te 10 bin kişiye 1,4 doktor düşüyor"
Bu kapsamda bölgedeki hastanelerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Yemelek, şunları kaydetti:
"Esed rejiminin kontrolü altındaki bölgelerde koronavirüsün görülmesinin ardından İdlib, Afrin ve Azez gibi bölgelerdeki yerel yönetimler tarafından bazı tedbirler alındı. Lakin bu bölgelerde olası bir salgına müdahale etme konusunda kısıtlı imkanlarla alınan tedbirler yetersiz kalacaktır. Zira sadece İdlib’te 10 bin kişiye 1,4 doktor düşüyor. Bu doktorların da birçoğu savaş ortamında mesleğe katılan tecrübesiz sağlıkçılardan oluşuyor. Suriye’nin kuzeybatısına ilk yeni tip koronavirüs (COVID-19) tanı kitleri 26 Mart tarihinde Türkiye, BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından gönderildi. Bu süreçte teşhis ve tedavinin en kritik aşamalar olduğunu unutmamak gerekiyor. Bölgedeki mevcut şartlar da göz önüne alındığında hem tanı kitlerinin hem de sivil hastanelere tıbbi malzeme desteğinin artırılması gerekiyor."
En kötü senaryoya kendilerini hazırlamaya çalıştıklarını ifade eden Yemelek, hangar çadırlarından karantina, sahra hastanesi kuracaklarını ve herhangi bir korona vakası olması halinde tedavilerin bu hastanelerde yapılmasının planlandığını kaydetti.
Suriye’de Esed rejimi karşıtı sivillerin yaşadığı bölgelerde koronavirüsün ortaya çıkması ve salgına dönüşmesi ihtimalini değerlendiren Yemelek, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 10 yıldır süren iç savaş nedeniyle Suriye’de çok sayıda derme-çatma yerleşim oluştu. Haliyle bu düzensiz yerleşim tipi, sosyal mesafe tedbirini imkansız kıldığı için bulaşıcı hastalıkların kısa sürede yayılması için elverişli oluyor. Esed rejimi karşıtı sivillerin yaşadığı bölgelerde sağlık merkezi, tıbbi malzeme ve uzman personel yetersizliği ciddi boyutlara ulaştı. Olası bir salgında bu bölgelerde yaşayan çok sayıda sivil etkilenebilir."
"Kendi terzihanelerimizde ürettiğimiz maskeleri ücretsiz olarak dağıtıyoruz"
Vakıf tarafından Suriye içerisinde yeni tip koronavirüse karşı mart ayından itibaren yoğun bir çalışma yürütüldüğünü anlatan Yemelek, sağlık birimlerinin kamplar ve yerleşim yerlerine giderek virüsten korunma yolları hakkında sunum yaptıklarını ve broşür dağıttıklarını belirtti.
Sivillerin genel sağlık taramasından geçirildiğini ifade eden Yemelek, "Kendi terzihanelerimizde ürettiğimiz maskeleri ücretsiz olarak dağıtıyoruz. Bir yandan da kampları dezenfekte ediyoruz. Yine içerisinde sabun, şampuan, kolonya, deterjan ve çamaşır suyu gibi malzemelerin bulunduğu hijyen kitleri dağıtıyoruz. Yapmış olduğumuz tüm bu çalışmalardan son 40 gün içerisinde 100 bin kişi faydalandı. Faaliyetlerimiz devam edecek. " dedi.
Yemelek, koronavirüs tedbirleri kapsamında, vakfın okullarının ve Suriyelilerin kendi okullarının tatil edildiğini vurgulayarak, Türkiye'nin aldığı önlemleri takip ederek bunları Suriye'de ve kamplarda uygulamaya çalıştıklarını kaydetti.