Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov,başkent Moskova'da gazetecilere güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Putin'in Biden ile video konferans yöntemiyle dün görüştüğünü anımsatan Peskov, "Aslında, bu görüşme formatı oldukça açık açık konuşmayı sağlıyor. En azından, bu format Putin'in hoşuna gitti" dedi.
Yeni bir görüşme tarihinin belli olmadığını belirten Peskov, "İki başkan, ileride Rusya ve ABD temsilcilerinin temasları sonrası tekrar görüşülmesi gerektiğini konuştu. Ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleşeceği yönündeki sorunun cevaplanması imkansız" şeklinde konuştu.
Rusya ve ABD temsilcilerinin Avrupa'daki stratejik istikrar konusunu görüşeceği tarihin de belirlenmediğine dikkati çeken Peskov, ancak iki liderin söz konusu görüşmenin en kısa zamanda yapılması gerektiğini vurguladığını söyledi.
"Sovyetler Birliği'nin yeniden oluşturulması imkansız"
ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Victoria Nuland'ın, "Rusya'nın yeniden Sovyetler Birliği'ni oluşturmaya çalışma olasılığından tedirgin oldukları" yönündeki açıklamasını da değerlendiren Peskov, "Nuland, Rusya ile ilgili konuları ve eski Sovyetler Birliği alanının tüm ayrıntılarına hakimdir. Nuland'ın, tıpkı bizim ve diğer uzmanların olduğu gibi, Sovyetler Birliği'nin yeniden oluşturulmasının imkansız olduğunu anladığından eminim" ifadesini kullandı.
Eski Sovyetler Birliği coğrafyasında Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ve Rusya ve Belarus "Birlik Devlet Programı" gibi entegrasyon süreçlerinin sürdüğüne dikkati çeken Peskov, ancak bunun Sovyetler Birliği'ni yeniden oluşturma girişimi olmadığını söyledi.
"Almanya ile yapıcı ilişkilerin olacağını umuyoruz"
Dmitriy Peskov, Almanya'da 16 yıldır görev yapan Başbakan Angela Merkel'in yerine Sosyal Demokrat Partili Olaf Scholz'un Federal Meclis'te (Bundestag) yeni başbakan seçilmesine ilişkin de şunları söyledi.
"Rusya Başkanı ve yeni başbakan arasında yapıcı ilişkilerin olacağını umuyoruz. Ayrıca Alman tarafının, eskiden olduğu gibi en zor görüş ayrılıkların çözümünde diyalogdan başka bir alternatif yolun bulunmadığı anlayışından hareket etmeye devam edeceğini umuyoruz."