Küçük ada ülkeleri, yüksek emisyon salımı yapan ülkelere dava açtı. Duruşmada, aralarında Bahamalar, Tuvalu, Vanuatu, Antigua ve Barbuda'nın da bulunduğu ülkeler, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi'nden sera gazı emisyonlarının gerekli olup olmadığına karar vermesini isteyecek.
Bu durum, ayrıca, iklim krizinin her geçen gün hayatımızdaki yerinin önemini daha net şekilde önümüze koydu. Öyle ki, uluslararası hukuk bu kez ülkeleri iklim değişikliği nedeniyle karşı karşıya getirdi. Zira, deniz suyunun yükselmesiyle küçük ada ülkelerinin su altında kalması uluslararası bir sorun ve sorumluluk…
Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Dr. Onur Çağdaş Artantaş bu meselenin detaylarını ve sorumluluklarını değerlendirdi.
“ABD, Türkiye ve İran deniz hukukuna ilişkin en önemli uluslararası anlaşmaya taraf değil”
Artantaş öncelikle, iklim değişikliğiyle ilgili sorunların hukuki boyutlarının tartışıldığı kuruluşlar hakkında bilgi veriyor. ITLOS (Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi) ve UAD'ın (Uluslararası Adalet Divanı), uluslararası hukukun uygulanması ve uluslararası anlaşmazlıkların çözümü ile ilgilenen iki ayrı uluslararası yargı organı olduğunu söylüyor.
“ITLOS, deniz hukukunun gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi (ITLOS), Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin (UNCLOS) yorumlanması ve uygulanmasına ilişkin devletler arasındaki anlaşmazlıkları çözen uluslararası bir mahkemedir.
UNCLOS, deniz hukukuna ilişkin en önemli uluslararası anlaşma. Anlaşmanın bazı kısımları okyanusların barışçıl kullanımını teşvik etmeyi ve deniz ortamını korumayı da amaçlıyor. UNCLOS, devletlere deniz ortamını koruma ve muhafaza etme konusunda birtakım yükümlülükler getiriyor. ABD, Türkiye ve İran gibi bazı devletlerin UNCLOS’a taraf olmadığını hatırlatmak gerekir.”
İklim Değişikliği ve Uluslararası Hukuk Hakkındaki Küçük Ada Devletleri Komisyonu (COSIS) ise iklim değişikliğinden orantısız şekilde etkilenen 10 küçük ada devleti tarafından 2021 yılında kurulan uluslararası bir kuruluş.
Ada ülkelerinin mahkemeye yönelttiği sorular ne?
Artantaş, kuruluşun görevinin özellikle deniz ortamının korunması ve muhafaza edilmesi başta olmak üzere, iklim değişikliğine ilişkin uluslararası hukuk kural ve ilkelerinin tanımlanmasını, uygulanmasını ve aşamalı olarak geliştirilmesini teşvik etmek ve katkıda bulunmak olduğunu belirtiyor.
Aralık 2022'de ise COSIS, uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi’ne ada ülkelerinin hukuki sorunlarıyla ilgili bazı sorular yöneltiyor. Artantaş o soruları şöyle sıralıyor;
“UNCLOS ve diğer ilgili uluslararası hukuk kuralları, devletlere sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik adımlar atma konusunda yasal yükümlülükler yüklüyor mu?
Eğer öyleyse, bu kurallar kapsamında devletlerin spesifik yükümlülükleri nelerdir?
Bu yükümlülükler, Devletlerin uluslararası hukuk kapsamındaki kalkınma hakkı gibi diğer yükümlülükleriyle nasıl bağdaştırılabilir?”
Bu soruların öneminin büyük olduğunu vurguluyor Artantaş. "Zira ilk kez uluslararası bir kuruluş, uluslararası bir mahkemeden ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik yasal yükümlülükleri hakkında tavsiye niteliğinde görüş talep ediyor" diyor.
“Önümüzdeki dönemde ITLOS'un tavsiye niteliğinde görüşünü bildirmesi bekleniyor. Görüş devletler açısından bağlayıcı olmasa da iklim değişikliğine ilişkin uluslararası hukukun şekillenmesinde etkili olabilir.”
“Küçük ada devletlerin talebi iddialı bir hukuki hamle”
Bahamalar, Tuvalu, Vanuatu, Antigua ve Barbuda gibi 15 küçük ada ülkesi, devletlerin sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik adımlar atmaya yönelik yasal yükümlülükleri hakkında tavsiye niteliğinde görüş almak üzere Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) da bir talepte bulundu.
UAD'nın tavsiye niteliğindeki görüşünü önümüzdeki aylarda açıklaması bekleniyor. Artantaş'a göre dava, tüm ülkelerce yakından takip ediliyor.
“Küçük ada ülkelerinin yönelttiği sorular şöyle; Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) ve diğer uygulanabilir uluslararası hukuk kuralları, devletlere sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik adımlar atma konusunda yasal yükümlülükler yüklüyor mu? Eğer öyleyse, bu kurallar kapsamında devletlerin spesifik yükümlülükleri nelerdir? Bu yükümlülükler, devletlerin uluslararası hukuk kapsamındaki kalkınma hakkı gibi diğer yükümlülükleriyle nasıl bağdaştırılabilir?
Vanuatu ve destekleyen devletlerin talebi iddialı bir hukuki hamle. Bu, UAD ve iklim değişikliğine ilişkin uluslararası hukuk açısından şaşırtıcı bir girişim. Davanın sonucu dünya çapında yakından izleniyor.”
ITLOS’un belirteceği görüşün etkisi ne olur?
Artantaş, Uluslararası Deniz Hukuku Tahkim Mahkemesi'nin bu küçük ada ülkelerinin sorularına vereceği görüşün UNCLOS (Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi) kapsamında devletlerin sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik yasal yükümlülüklerini netleştirebileceğini söylüyor.
“UNCLOS iklim değişikliğini açıkça ele almamakla birlikte deniz ortamını koruma yükümlülükleri içermektedir. ITLOS'un görüşü, devletlerin bu yükümlülüklerini iklim değişikliği bağlamında nasıl yorumlamaları gerektiği konusunda rehberlik sağlayabilir. ITLOS'un görüşü, devletler arasındaki iklim değişikliği anlaşmazlıklarının çözümüne yardımcı olabilir. Sera gazı emisyonlarını azaltma yükümlülüklerinin bulunduğu tespit edilirse, bu durum devletlere yükümlülüklere uymayan diğer devletlere karşı hukuki süreç başlatmaları için bir temel sunabilir. Görüş, yatırımcılara iklim değişikliği yasalarına uyum sağlama ve şirketlerin iklim değişikliği ile ilgili yasal risklerini ve sorumluluklarını anlama konusunda rehberlik sağlayabilir.”
Son olarak, Artantaş, UNCLOS'a taraf olmayan Türkiye, ABD ve İran gibi devletlerin de bu görüşten etkilenebileceğini belirtiyor. Bu devletlerin uluslararası mahkemelerin kararlarından etkilenme potansiyeli olduğunu vurguluyor.