İki gün sürecek duruşmada, aralarında Bahamalar, Tuvalu, Vanuatu, Antigua ve Barbuda'nın da bulunduğu ülkeler, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi'nden sera gazı emisyonlarının gerekli olup olmadığına karar vermesini isteyecek.
Gezegenin en büyük karbon yutaklarından biri olan okyanus, karbondioksit emisyonlarının yüzde 25'ini emer, bu emisyonların neden olduğu ısının yüzde 90'ını yakalar ve dünyadaki oksijenin yarısını üretir.
Çoğu ülkenin, deniz kirliliğini önlemek, azaltmak ve kontrol etmek için önlemler alma konusunda yasal olarak bağlayıcı BM Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında yükümlülükleri var.
Küçük Ada Devletleri İklim Değişikliği ve Uluslararası Hukuk Komisyonu (Cosis) tarafından açılan dava başarılı olursa, bu yükümlülükler arasında karbon emisyonunun azaltılması ve halihazırda CO2 kirliliğinden zarar görmüş deniz ortamlarının korunması da yer alacak.
Eyaletler, bu belgenin, sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C (2,7F) üzerine çıkmasını önlemek amacıyla Paris iklim anlaşması kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmek için gerekli emisyon azaltımları konusunda ülkelere rehberlik sağlayacağını umuyor.
Mayıs ayında bilim insanları, dünyanın 2027 yılına kadar 1,5 derece hedefinin aşılmasının muhtemel olduğu uyarısında bulunmuştu.
Tuvalu başbakanı Kausea Natano yaptığı açıklamada, " Deniz seviyeleri hızla yükseliyor ve topraklarımızı okyanusun altına batırmakla tehdit ediyor Her geçen yıl sayısı ve yoğunluğu artan aşırı hava olayları insanlarımızı öldürüyor, altyapımızı tahrip ediyor. Isınan ve asidik hale gelen sularda tüm deniz ve kıyı ekosistemleri ölüyor.” dedi.
Tahminlere göre Tuvalu'nun başkenti Funafuti'nin yarısı 2050 yılına kadar sular altında kalacak.