Kudüs İşleri Bakanı ve Kudüs Valisi Adnan el-Hüseyni, yaptığı açıklamada, "100 yıl önce Yahudilere hakları olmayan ve sahip olmadıkları bir Yahudi devleti kurmaları için Filistin'de hak tanıyan Balfour vaadi (deklarasyonu) vardı. Şimdi ise Trump vaadi var. Öyle görünüyor ki her 100 yılda bir acılarımıza acı katacak kişiler gelecek." dedi.
Trump'ın söz konusu fikrini uygulamaya koyduğu takdirde bunun her şeyin tıkanacağı anlamına geleceğini ifade eden Hüseyni, "Trump Kudüs'ün dünya için ne anlama geldiğini bilmiyormuş gibi görünüyor. Bu sebeple ona bu adımı atmaması yönünde talepler iletiliyor." ifadelerini kullandı.
Balfour Deklarasyonu örneği
Fetih Merkez Yürütme Komitesi üyesi Muhammed İşteyh de ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınacağı yönündeki açıklamaları "yeni Balfour Deklarasyonu" şeklinde nitelendirerek, "İngilizler Filistin'i Yahudilere verdi. Trump ise Kudüs'ü Yahudilere vermek istiyor." görüşünü dile getirdi.
"Büyükelçiliğin Kudüs'e taşınması Arapları, Müslümanları ve Hristiyanları tahrik eder. Bu da bütün barış umutlarını yıkar" ifadesini kullanan İşteyh, "Tüm dünya Kudüs'ü 1967'de işgal edilmiş Filistin kenti olarak görüyor. Kudüs olmadan Filistin devleti olmaz. Ayrıca Kudüs'ün durumunun değiştirilmesi Filistin'in haklarına saldırıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Balfour Deklarasyonu
İngiliz savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Arthur Balfour, 2 Kasım 1917'de, dönemin önde gelen Siyonist liderlerinden Lord Rothschild'e gönderdiği mektupta, Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurulması konusunda İngiliz hükümetinin destek vereceğini bildirmiş, söz konusu deklarasyon daha sonra Fransa, İtalya ve ABD'nin de desteğini almıştı.