Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, ABD Başkanı Donald Trump'ın uluslararası hukuku hiçe sayarak Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesi kararını reddeden tasarıyı oyladı.
Trump'ın Kudüs kararını yok sayan karar tasarısı 128 oyla, ezici bir çoğunlukla kabul edildi. Kararda 9 ülke ret oyu, 35'i çekimser oy kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan Kudüs oylaması sonrası ilk mesaj
Başbakan Binali Yıldırım: Bu karar barış çabaları için yeni bir fırsat doğurmuştur
BM'nin Kudüs kararını dünya basını böyle gördü
Abbas BM'nin Kudüs kararına 'zafer' dedi, Netanyahu kararı reddetti
BM'nin tarihi Kudüs kararına siyasilerin ilk yorumları
Toplantıda Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil etti. Türkiye'nin girişimiyle gündeme gelen tasarıda, “Kudüs'ün statüsünü, özelliğini ya da demografik oluşumunu değiştirecek her türlü karar ve eylemin geçersiz sayılmasına yönelik derin teessüfte” bulunuldu.
Tasarıda BMGK kararlarına da atıf yapılarak, Kudüs’ün “ruhani, dini ve kültürel boyutlarının” korunması gerektiği ifade edilirken, Kudüs’ün statüsünün BM kararları çerçevesinde müzakerelerle çözülecek en son konu olduğu vurgulandı.
Karar tasarısında ayrıca ABD'ye "Kudüs'te diplomatik temsilcilik açmaktan kaçının." çağrısı yapıldı.
Tasarı metninde “Kutsal Kudüs şehrinin statüsünde, karakter ve demografisini değiştirmeye gönelik herhangi bir adımın geçersiz, hükümsüz olduğu ve ilgili Güvenlik Konseyi kararları uyarınca feshedilmesi gerektiği beyan olunur ve bu bağlamda tüm üye devletlerden Güvenlik Konseyi 478 (1980) sayılı kararı gereğince Kutsal Kudüs şehrinde diplomatik misyon açmaktan kaçınması çağrısında bulunuluyor” ifadesine yer verildi.
Trump'a Kudüs şoku. BM Türkiye'nin teklifine 'evet' dedi. Genel Kurul'daki Kudüs oylamasında 128 evet oyuyla tasarı kabul edildi. pic.twitter.com/uMJ0dXXx4V
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 21 Aralık 2017
Tasarı aynı zamanda tüm üye devletlere BMGK’nin Kudüs kararlarına uyması ve bu kararlara aykırı atılan adım ve kararları tanımamaları talebinde bulunurken, Filistin’de iki devletli çözümü tehlikeye atan olumsuz trendleri tersine çevrilmesi ve BM kararları kapsamında ve Madrid karaları kapsamında Ortadoğu’da kapsamlı ve kalıcı bir barış sağlanması için uluslararası ve bölgesel çabalara hız verilmesi çağrısında da bulunuyor.
ABD Daimi Temsilcisi Nikki Haley’in ülkelerin BM Daimi Temsilcilerine bir mektup yollayıp daha sonra da sosyal medya hesabından ABD’nin yardımları ile tehdit etmesine rağmen 128 ülke tasarıya destek verdi.
Aralarında Rusya, Almanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, İspanya ve Hollanda'nın bulunduğu ülkeler Amerika Birleşik Devletleri'nin kararına karşı oy kullandı.
ABD, İsrail, Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Micronezya, Nauru, Togo, Palau, ret oyu kullanan ülkeler oldu.
BM'de çekimser kalan tek Müslüman ülke
Bosna Hersek Cumhuriyeti'nin çekimser oy kullanması büyük tepki topladı. Sırbistan'ın Kudüs tasarısına olumlu oy vermesi ise dikkatlerden kaçmadı.
Çekimserler kalan ülkeler:
Avustralya, Antgua-Barbuda, Arjantin, Benin, Bhutan,Bosna, Kanada,Hırvatistan, Çek Cumhuryeti, Dominikler, Ekvator Guine, Fiji, Litvanya,Lesotho, Meksika, Panama, Paraguay, Filipinler, Polonya, Romanya, Tuanda, Soloman adaları, Güney Sudan, Trinida Tobago, Tuvalu, Uganda, Vanuatu
Trump'ın kararının reddine ilişkin tasarı, Pazartesi günü ikinci kez Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne getirilmiş, ancak Washington yönetimi bu tasarıyı veto etmişti. Bunun üzerine benzer bir tasarı bu kez Genel Kurul'a getirilmişti.
"Bu barbarlık ne zaman bitecek?"
BM Genel Kurulu'na hitap eden, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, "Barışın sağlanması açısından Kudüs anahtardır. Uluslararası toplumun bütün olarak bir sorumluluğudur bu. Filistinlerin haklarının teslim edilmesi gerekiyor. Uluslararası toplum halkı savunmak durumda. İki devlet arasında dialoğun teşvik edilmesi gerekmekte. İşgal altındaki bölgeler ve işgalci güçlere karşı sorumluluklar yerine getirilmeli." dedi.
Maliki, "Gururumuzu ve onurumu koruyacağız. İsrail'in işgali ve barbarlığı, insanların geleceğini çalmakta. Masum insanlar keskin nişancılar tarafından vuruldu. Silahsız savunmasız insanlar. Bunlar ne zaman bitecek? Bu barbarlık ne zaman bitecek? Ve biz ne zaman haklarımızı geri alacağız? Kudüs'ün bütün Müslümanlar için değeri söz konusu. Kudüs'ün hariç bırakıldığı bir barış planını kim hayal edebilir. Kudüs barışın da savaşın da anahtarıdır." diye konuştu.
Trump’ın kararının Kudüs’ün statüsünü etkilemeyeceğini sadece ABD’nin arabuluculuk statüsünü etkileyeceğini söyleyen Maliki, "Filistin’i destekleyenleri unutmayacağız. Filistinlilerin hakları hiçbir zaman reddedilemez. Bugün BM çatısı altında bizler barış için birlik için biraraya geldik." ifadelerini kullandı.
ABD: Hiçbir oylama bunu değiştirmeyecektir
ABD BM Daimi Temsilcisi Haley ise yaptığı konuşmada "ABD Kudüs'e büyükelçiliğini taşıyacaktır bunu bizden ABD halkı istiyor ve doğru olan da budur. Hiçbir oylama bunu değiştirmeyecektir. Ama bu oylama Amerikalıların BM’ye nasıl baktığı ve bizim bize BM’de saygısızlık yapan ülkelere nasıl baktığımız konusunda bir fark yaratacaktır." dedi.
Birleşmiş Milletler'de Kudüs Oylaması Yapılıyor / CANLI https://t.co/EJURaCjBza
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 21 Aralık 2017
Kudüs'teki yarım asırlık işgal
Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan etti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saydı. BMGK kararı çerçevesinde, ABD dahil uluslararası toplum Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor. İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.
Trump'ın açıklaması tüm dengeleri değiştirdi
ABD Başkanı Donald Trump, 6 Aralık'ta yaptığı açıklamada "Kudüs'ü tek taraflı olarak İsrail'in başkenti olarak kabul ettiğini" ilan etmiş ve Tel Aviv'deki Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs'e taşıması noktasında Dışişleri Bakanlığına talimat verdiğini açıklamıştı.
Uluslararası toplumun tepkisini çeken Trump yönetimi, bölgenin kaosa sürükleneceği ve İsrail-Arap ihtilafının daha da çözümsüz hale geleceği uyarılarını göz ardı etmişti.
ABD Kudüs konusunda BM üyelerini uyarmıştı
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley'nin, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki Kudüs oylaması öncesi diğer diplomatlara e-posta göndererek karara karşı oy kullanmamaları konusunda üstü kapalı tehdit etmişti.
Ülkelerin Kudüs'le alakalı verdiği oyları Başkan Trump'a rapor edeceğini belirten Haley, e-postada, "Başkan oylamayı yakından takip edecek ve benden bize karşı oy kullanan ülkelerin raporunu istedi. Bu konuda bütün oyları not edeceğiz." demişti.
Nikki Haley, diğer ülkelerin ABD gibi büyükelçiliklerini Kudüs'e taşımasını beklemediğini söylüyor ancak buna ilişkin "olması gereken durum" nitelemesini kullanıyor.
Geçen hafta ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) Mısır'ın sunduğu Kudüs tasarısıyla ilgili oylamada, 15 üye arasında aleyhte oy kullanan tek ülke olarak yalnız kalmıştı.
Trump'tan yardımları kesme "tehdidi"
Bu gelişmelerin ardından Trump, BM Genel Kurulunda bugün görüşülen Kudüs tasarısına destek verecek ülkelere "maddi yardımları kesmekle" gözdağı vermişti. Trump, "Yüzlerce milyon hatta milyarlarca dolar alıp sonra bize karşı oy kullanıyorlar. Peki, bu oyları takip edeceğiz. Bırakalım aleyhimize oy kullansınlar, biz de epey (parayı) muhafaza etmiş oluruz. Umrumuzda değil." açıklamasını yapmıştı.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley de Trump'tan bir gün önce BM'de görev yapan diplomatlara e-posta göndererek "karara karşı oy kullanmamaları" konusunda diplomatları "üstü kapalı tehdit" etmiş, "Aleyhte oy kullananların isimlerini alacağız." demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert tepki
ABD yönetiminin bu "tehditlerine" uluslararası kamuoyundan ciddi tepki gelmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump'ın açıklamalarına, "Şu yapılanları gördüğümüz zaman, 'Bu nasıl bir demokrasidir' diye kendi kendimizi hesaba çekmek durumundayız. Demokrasi mücadelesi verilecekse böyle kalkıp iradeleri dolarla satın almak suretiyle engelleyerek değil, bırakın, herkes iradesini özgür bir şekilde kullansın, özgür bir şekilde ortaya koysun. Amerika'ya ne diyorlar, 'demokrasinin beşiği.' Demokrasinin beşiği, dünyada dolarla satın alınacak iradeler arıyor. Sayın Trump, siz Türkiye'nin demokrasi iradesini dolarlarınızla satın alamazsınız. Temenni ediyorum ki bugün Amerika oradan beklediği neticeyi alamaz ve bu konuda dünya, Amerika'ya çok güzel bir ders verir diye beklentim var, temennim var." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, konuyla ilgili değerlendirmesinde, "ABD Başkanı işi zıvanadan çıkarmış görünüyor. Her ülke egemendir, bağımsız karar verecek yetkinliğe sahiptir." ifadelerini kullanmıştı.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ ise konuyla ilgili açıklamasında, "ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kudüs konusunda ABD aleyhine oy veren ülkeleri tehdidi kabul edilebilir bir durum değildir." açıklamasını yapmıştı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da ABD'ye hitaben, "Ne yapacaksınız isimleri alacaksınız da? O ülkelerin de işgal edilmesine müsaade edeceksiniz ya da onları cezalandıracak mısınız? Artık dünya değişti. Artık ben güçlüyüm, o nedenle de haklıyım anlayışı değişti. Artık dünya haksızlıklara isyan ediyor. Artık hiçbir onurlu millet, hiçbir şerefli devlet bu tür baskılara boyun eğmez." yorumunu yapmıştı.
Kaynak: TRT Haber/AA