1969 yılında Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın kundaklanmasının ardından Müslüman ülkeler harekete geçti. Bu olay, İslam ülkeleri arasında birlik ve dayanışma ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi.
Böylece 25 Eylül 1969'da Fas'ın Rabat kentinde, "İslam Konferansı Örgütü" adıyla İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) kuruldu. Bugün 57 üyesiyle Birleşmiş Milletler'den sonra en büyük uluslararası örgüt olarak kabul ediliyor ve "İslam dünyasının toplu sesi" olma misyonunu taşıyor.
Kuruluşundan 42 yıl sonra, 2011’de Kazakistan’ın Astana şehrinde düzenlenen toplantıda örgütün adı resmen "İslam İşbirliği Teşkilatı" olarak değiştirildi. Bu değişim, sadece isimle sınırlı kalmadı. Teşkilat, Müslüman dünyasında artan ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlara çözüm bulmak amacıyla daha da güçlendi.
Merkezi Suudi Arabistan’ın Cidde şehri olan İİT, Kudüs İsrail işgalinden kurtarıldıktan sonra asıl merkezini Kudüs'e taşımayı hedefliyor.
İİT, sadece İslam dünyasındaki krizlerle ilgilenmekle kalmıyor; eğitimden çevreye, kalkınmadan insan haklarına kadar geniş bir yelpazede çalışmalara imza atıyor. Ana hedeflerinden biri, Müslümanların onurunu ve haklarını korumak. 57 üyesi bulunan İİT, aynı zamanda dünya barışına katkı sunan projelerle de dikkat çekiyor. Filistin meselesi, kuruluşundan bu yana teşkilatın ana gündem maddelerinden biri olarak öne çıkıyor.
İİT, her üç yılda bir devlet başkanları ve başbakanların katılımıyla düzenlenen zirvelerle önemli kararlar alıyor. Bu zirvelerde Müslüman dünyasını ilgilendiren sorunlar masaya yatırılıyor. Ayrıca her yıl dışişleri bakanları bir araya geliyor ve zirvede alınan kararların nasıl uygulandığı değerlendiriliyor. Teşkilatın karar mekanizması, zirvede alınan kararları hayata geçirmek için hükümetlere önerilerde bulunan Genel Sekreterliktir.
İİT bünyesinde dört ayrı komisyon bulunuyor: Türkiye, Pakistan, Fas ve Senegal bu komisyonların başkanlığını yapıyor.
Türkiye, "Ticari ve İktisadi Yardımlaşma Komisyonu"na Ankara’da ev sahipliği yapıyor. Fas’ın başkenti Rabat’ta Kudüs Komisyonu yer alırken, Senegal’de medya ve kültürel işlerle ilgili bir komisyon bulunuyor. Pakistan’ın İslamabad şehri ise teknik ve bilimsel işlerden sorumlu komisyonun merkezi.
Teşkilatın ayrıca çeşitli ülkelerde fonlar, üniversiteler ve araştırma merkezlerinden oluşan 8 farklı kurum ile de ortak çalışmaları var. İİT’nin bu kapsayıcı yapısı, Müslüman dünyasında ekonomik ve sosyal kalkınmanın hızlandırılması için önemli bir araç olarak kullanılıyor.
Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın kurucu üyelerinden biri olarak, teşkilatta güçlü bir role sahip. 2016-2019 yılları arasında dönem başkanlığını üstlenen Türkiye, İİT’nin uluslararası alandaki etkinliğini artırmak için pek çok önemli girişimde bulundu. 2017 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen Kudüs zirvesi, Türkiye’nin İİT’deki liderliğini pekiştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla düzenlenen bu zirvede, ABD’nin Kudüs'ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı kınandı ve Filistin’in başkenti olarak Doğu Kudüs ilan edildi.
Türkiye, İİT içinde Filistin davasına verdiği destekle ve Kudüs konusundaki hassasiyetiyle biliniyor. 2017'deki zirve, uluslararası arenada İİT’nin rolünü daha da güçlendirdi.
İİT’ye 57 ülke tam üye olarak katılıyor. Türkiye’nin yanı sıra Suudi Arabistan, İran, Endonezya, Pakistan, Mısır, Nijerya gibi ülkeler de bu birliğin içinde yer alıyor. Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Tayland, Bosna-Hersek, Orta Afrika Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu gibi ülkeler de gözlemci statüsüne sahip. Bu geniş katılım, teşkilatın İslam dünyasında ne kadar geniş bir etki alanı olduğunu gösteriyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı, 55 yılı aşkın bir süredir Müslüman ülkelerin karşılaştığı sorunlara çözümler üretmek için çaba gösteriyor. Hem bölgesel krizler hem de küresel barış için çalışmalar yürüten İİT, gelecekte de İslam dünyasının sesini duyurmaya devam edecek. Teşkilat, Müslümanlar arasında birlik ve dayanışmayı güçlendiren önemli bir platform olarak varlığını sürdürüyor.