Arktik bilimsel seferinin gerçekleştirildiği temmuz ayı dünya sıcaklık ortalamalarına göre "en sıcak ay" olarak tarihe geçti.
Alınan verilere göre, 2022 ve 2023'ün temmuz aylarının ortalama deniz buzu dağılımı incelendiğinde yaklaşık yüzde 3'lük bir azalma gözlemlendi. Bu oran, İstanbul'un 3'te biri boyutunda veya 215 bin futbol sahası büyüklüğünde deniz buzunun eriyerek denize karıştığını ifade ediyor.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleşen ve yaklaşık 1 ay süren seferde bilim insanları küresel iklim değişikliği sebebiyle yüzen deniz buzlarının daha güney bölgelere kadar ilerlediğini tespit etti.
Her yıl Kuzey Kutbu'na sefer düzenleyen Türk bilim insanlarının seyir sırasında yaptığı gözlem ve çalışmalar, insansız hava araçlarıyla da 3 boyutlu sayısal yüzey modeli oluşturulması amacıyla görüntülendi.
"Bu yıl da ortalamanın altında bir deniz buzu yoğunluğu var"
3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Lideri Kaptan Özgün Oktar, deniz buzları ve buzulların erime ölçümlerinin kaydının 16. yüzyıldan bugüne devam ettiğini belirtti.
Gözlemlerin son 60 yılda uydu sistemleriyle daha geniş bölgelerde, daha uzun zaman aralıklarında yapılabildiğini ifade eden Oktar, "Buradaki buzulların ve deniz buzullarının takibini uydular aracılığıyla yapıyoruz. Ancak bölgede buzulların sürekli olarak kırıldığını, denize düştüğünü, azaldığını ve deniz içindeki bu parçaların da hızla eridiğini gözümüzle görüp şahit olabiliyoruz." diye konuştu.
Oktar, buzulların yaz sezonunda bulunulması nedeniyle parçalanmış olmasının dünyanın rutin bir döngüsü olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Kış geldiği zaman kutup bölgesinde deniz donarak deniz buzu oluşturuyor, yaz geldiğinde bunların bir kısmı eriyor, bir kısmı da bir sonraki yaz, bir sonraki kışı geçirecek şekilde kalmaya devam ediyor. Ancak uzun zamanlı gözlem verilerinin bizlere gösterdiği şey, özellikle Arktik bölgedeki deniz buzunun yıllara sari bir şekilde azalıyor olduğudur. Yine bu yıl da ortalamanın altında bir deniz buzu yoğunluğu ve kaplama alanı olduğunu takip edebiliyoruz."
"Buzulların erimesi iklimin küresel düzeyde farklı şekillenmesine sebep"
Oktar, deniz buzullarının dünyanın en büyük beyaz yüzeyini oluşturduğunu ve azaldıkça daha koyu renkte okyanus sularının güneş ışınlarını soğurarak ısının artmasına sebep olduğunu anlatarak, şu bilgileri verdi:
"Aslında hepimizin belki de ilkokuldan beri hatırladığı bilgi, yaz geldiği zaman beyaz giymek, kış geldiği zaman siyah giymekle aynı şeyden yola çıkarak bu yaklaşımı ortaya koyabiliriz. Ama bunun yanı sıra deniz buzları dünya iklim sisteminin temelini oluşturan büyük okyanus akıntılarının da başladığı alanlar. Tabii ki buradaki miktarın azalıyor olması, bu akıntılardaki değişikliklere de sebep oluyor ve bu değişen akıntılar dünyadaki aslında iklimin küresel düzeyde farklı şekilde şekillenmesine sebep oluyor. Bunu kimi zaman daha fazla kar, kimi zaman daha fazla yağmur yağışı, kimi zaman kuraklık, kimi zaman da orman yangını olarak görüyoruz."
"Belki de 15 yıl sonra bu günlerde hiç buz göremiyor olacağız"
Azalan deniz buzullarının bir daha yerine konulamadığına işaret eden Oktar, ancak bu alanlarda yeni deniz canlı kaynaklarına, deniz tabanındaki diğer hidrokarbonlara ve yine bu bölgelerdeki denizcilik faaliyetlerine yer verebildiğini kaydetti.
3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Lideri Kaptan Özgün Oktar, "Özellikle Rusya ve Norveç kıyılarında hızla devam eden deniz buzunun kaybolması bu bölgede yeni rotaların oluşmasına ve deniz ticaretinin daha hızlı bir şekilde yapılabilmesine olanak sağlıyor. Tahminler, 2030 yıllarında yaz sezonunda artık deniz buzullarının tamamen kaybolacağı yönünde kötümser tablolar çiziyor. Yani şu an görülen deniz üzerinde belki de 15 yıl sonra bu günlerde hiç buz göremiyor olacağız." şeklinde konuştu.