Balkanlar'da bölgesel işbirliğini artırmak amacıyla başlatılan Brdo-Brijuni Süreci kapsamındaki toplantıya, Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski, Slovenya Cumhurbaşkanı Natasa Pirc Musar ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanoviç ev sahipliği yaptı.
Zirveye, ev sahiplerinin yanı sıra Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç, Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bajram Begaj, Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç ile Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Boşnak üyesi Denis Becirovic, Hırvat üyesi Zeljko Komsic ve Sırp üyesi Zeljka Cvijanovic de katıldı.
Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, toplantının ardından İngilizce metin üzerinde anlaşmaya varılan deklarasyonda, Batı Balkanlar'ın Avrupa Birliği'ne (AB) entegrasyon sürecinin hızlandırılmasının hayati önemine, iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama ihtiyacına ve gençlerin Batı Balkanlar'dan göç etmesinin önüne geçerek toplumların canlılığını sağlamaya yönelik tedbirlerin tartışılmasının önemine vurgu yapıldı.
Batı Balkanlar liderleri ile Hırvatistan ve Slovenya Cumhurbaşkanları, AB'nin genişleme politikası ve Batı Balkanlar'a üyelik perspektifine ilişkin tutumlarını yeniden teyit etti.
Liderlerin, AB'ye katılım sürecini hızlandırmak ve bölgenin ihmal edilmesini önlemek amacıyla AB kurumlarıyla stratejik diyaloğu yoğunlaştırma yönündeki kararlılıkları ifade edilen deklarasyonda, "Bu hedefe ulaşmak için Batı Balkanlar'ın yanı sıra AB'nin de mümkün olan en kısa sürede, en geç 2030'da, genişlemeye hazır olması gerekiyor." ifadesi kullanıldı.
Ayrıca deklarasyonda, "Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik devam eden saldırganlığı ve bunun Batı Balkanlar'a yayılma etkisi göz önüne alındığında, Batı Balkanlar'ın da parçası olduğu güçlü, dayanıklı ve kapsayıcı bir AB'nin gerekliliğini yineliyoruz." denildi.
Deklarasyonda, "Kapsamlı siyasi, ekonomik ve sosyal reformların AB'ye katılımın anahtarı olduğu gerçeğinin bilincindeyiz. Amacı hukukun üstünlüğünü, ilerlemeyi, demokratik kurumların işleyişini ve kamu yönetimini güçlendirmek olan reformların Batı Balkanlar'da uygulanmasına yönelik çabalarımızı yoğunlaştırmayı taahhüt ediyoruz." ifadelerine yer verildi.
Ayrıca liderler, karşılıklı güven, anlayış ve çözüme kavuşmamış ikili meselelerin barışçıl ve kalıcı çözümüne dayalı bir atmosferin geliştirilmesi için birlikte çalışma taahhüdünde bulundu.
Deklarasyonda şunlar kaydedildi:
"Resmi katılımdan önce bile Batı Balkan vatandaşları için gözle görülür kazanımlar ve fırsatlar elde etmenin önemini vurguluyoruz. Buradan AB'yi, Batı Balkanlar'ın belirli AB politikalarına, girişimlerine ve fonlarına erişmesini sağlayacak yolları açmayı düşünmeye ve böylece AB üyeliğinin bazı kazanımlarını Batı Balkan halklarına bugünden daha da yakınlaştırmaya davet ediyoruz."
İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele
İklim değişikliğinin etkileri ve bunların azaltılmasıyla mücadele noktasında, iklim değişikliğine uyumun hükümetlerin, sivil toplumun, özel sektörün ve uluslararası ortakların ortak çabasını gerektiren ortak bir sorumluluk olduğuna işaret edildi.
Deklarasyonda, "Karbon ayak izimizi azaltmak ve sürdürülebilir bir enerji geleceği sağlamak amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmaya ve enerji verimliliğini artırmaya kararlıyız. Bu, su, güneş, rüzgar ve jeotermal kaynaklara yönelik çevreye duyarlı yatırımları içerebilir." ifadeleri kullanıldı.
Bu yıl Slovenya ve Hırvatistan'ı etkisi altına alan sel felaketleri ve bölgedeki orman yangınlarının, ortak zorluklarla mücadele noktasında ortak çalışma ve karşılıklı yardımlaşmaya duyulan ihtiyacı vurguladığı belirtildi.
Gençleri Batı Balkanlar bölgesinde tutmak
Gençlerin Batı Balkanlar bölgesinden göç etmesinin önüne geçilmesi meselesine de değinilen deklarasyonda, bunun, toplumların uzun vadeli canlılığı, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve sosyal ilerleme açısından önemli sonuçlar doğurduğu kaydedildi.
Gençleri bölgede tutabilmek adına liderlerin inovasyonu, girişimciliği ve istihdam yaratmayı teşvik eden çekici ve rekabetçi bir iş ortamı yaratmayı taahhüt ettikleri belirtilen deklarasyonda, "Gençleri Batı Balkanlar'da tutmanın hayati öneminin farkındayız. Gençlerin potansiyelinden yararlanmanın, toplumlarımızın ilerlemesi ve uzun vadeli refaha ulaşma açısından hayati önem taşıdığına inanıyoruz." ifadelerine yer verildi.