Olağanüstü toplantı çağrısının yapıldığı aynı gün çağrıya hemen cevap verilmiş olmasının kendisini şaşkınlığa uğrattığını ifade eden Şemahi, Libya devletinin Trablus’a saldırı düzenlendiğinde yaptığı çağrının dikkate alınmadığını ve Libya’nın çağrısı konusunda Genel Sekreterin herhangi bir girişimde dahi bulunmadığını söyledi.
Talep etmelerine rağmen geçen yıl zarfında Arap Birliği Genel Sekreterinin Libya’yı ziyaret etmediğini hatırlatan Libya Daimi Temsilcisi Şemahi, “Arap Birliği Trablus’a 9 aydır düzenlenen saldırılar karşısında derin bir uykuya daldı. Şehrin kenar mahalleleri, hastaneler, ambülanslar ve çaresizlerin toplandıkları barınaklar dahi bombalandı. Yüzlerce ve binlerce insan evlerini terk ederek göç etmek zorunda kaldı.” değerlendirmesinde bulundu.
Şemahi, Arap Birliği’nin saldırgan tarafı destekleyen ülkelerin baskısı nedeniyle söz konusu tutumu takındığını bildiklerini ifade ederek, “Hala anlamadık ve ders almadık mı ki, Libya’nın çıkarı demokratik ve sivil bir şekilde yönetilmesinden geçer. Askeri yöntemleri desteklemek Arap ülkeleri ve bölgeye istikrarsızlık ile yıkımdan başka bir şey getirmemektedir.” diye konuştu.
"Dış müdahaleye asıl karşı çıkan biziz"
Şemahi, bazılarının dış müdahaleye karşı olduklarını söylediğini aktararak, "Dış müdahaleye asıl karşı çıkan biziz." dedi.
Saldırganları destekleyen ülkelerin tutumlarının dış müdahale olarak sınıflandırılmak istenmediğine dikkati çeken Şemahi, “Bu nasıl bir çifte standarttır böyle?” eleştirisinde bulundu.
Konuşmasına sorularla devam eden Şemahi, “Birleşmiş Milletler (BM) tarafından görüntülenen ve tescil edilen saldırgan Rus Wagner ve Sudanlı Cancavid paralı askerleri getirildiği zaman yaptığımız uyarılar karşısında Arap Birliği neredeydi? Trablus’a saldırı düzenlendiğinde BM’nin raporlarında saldırganları destekleyen ülkelerin isimleri kamuoyuna deklere edildiği zaman Arap Birliği neredeydi?” ifadelerini kullandı.
Şemahi, Hafter kuvvetlerine silah ve askeri yardım yapan ülkelerin, bu saldırganların işledikleri suçların sorumluluğunu üstlenmesini talep ettiklerini belirterek, “Bu ülkelerin savaş uçakları devlet kurumlarını ve sivil havaalanlarını bombalayarak, onlarca sivilin ölmesine neden oldu. Hepiniz biliyorsunuz ki, saldırganların elinde böyle modern uçaklar bulunmuyor. Her şey delilleri ile belgelenmiş durumda. Libya halkı çocukların öldürülmesine neden olanları asla unutmayacak.” diye konuştu.
Dış müdahale konusunda Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) tutumunun net olduğunun altını çizen Şemahi, şunları kaydetti:
“Çocuklarımızın ölümüne neden olanları hadi söyleyelim. Uluslararası meşruiyeti ve Arap Birliği’nin kararlarını kim ihlal etti? Trablus’a saldırıyı destekleyerek büyük bir trajediye neden olarak bizi bu zor ve tehlikeli duruma kim soktu? Evet biz dış müdahalelere karşı ortak bir tutum takınmalıyız. Ama önce Arap Birliği üyesi bazı ülkelerin saldırganları destekledikleri için sorgulanması gerekir.”
Türkiye ile mutabakat
Son dönemde UMH'nin Türkiye ile imzaladığı mutabakat zaptına da değinen Şemahi, şöyle devam etti:
"Türkiye ile imzaladığımız mutabakat zaptı nedeniyle bazı ülke yönetimleri UMH’nin meşruiyetini zayıflatma girişiminde bulundu. İmzalanan mutabakat zaptının denize kıyısı olan iki meşru hükümet arasında yapıldığı ve başka hiçbir ülkeye zarar vermediğini açıklamamız ve teminat vermemize rağmen, birileri medya marifetiyle bizim üzerimize gelerek konuyu başka mecralara taşımak istedi. Halbuki iki egemen ve meşru hükümet olarak söz konusu mutabakat zaptını BM’ye de ilettik.
UMH'nin Arap ülkelerinin ulusal güvenliğini koruma konusundaki kararlığından hiç kimsenin şüphe duyma hakkı yoktur. Hükümetimiz Arap ülkelerinin iç işlerine karışan dış güçlerle ilgili Arap Birliği’nde yapılan toplantılara katılmış ve kararları desteklemiştir. Arap Birliği’ni Trablus’a yapılan saldırıları durdurmaya, meşru hükümeti desteklemeye ve askeri saldırıları kınamaya çağırıyoruz.
Arap Birliği çifte standartlı bir tutum sergiliyor. Trablus’a saldırı düzenlendiğinde toplantı çağrımızı görmezden gelen Arap Birliği bugün alel acele toplanmıştır. Şimdi düşünme zamanı gelmiştir. Gerçekten Arap Birliği bizim büyük evimiz olmaya devam ediyor mu?”
Libya konusunu görüşmek üzere dün daimi temsilciler düzeyinde toplanan Arap Birliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Libya topraklarının birlik ve bütünlüğünün korunması, yabancı müdahalenin reddedilmesi, Aralık 2015’te imzalanan Suheyrat Anlaşması çerçevesinde krize siyasi çözüm bulunması" gibi kararların alındığı belirtilmişti.
Ayrıca açıklamada, Libya’daki krizin çözümü için uluslararası girişimlere destek verilmesinin önemine işaret edilen toplantıda alınan diğer kararların ise komşu ülkelerin Libya’daki çözüme ortak olması, askeri çatışmaların durdurulması ve terörist unsurlarla mücadele edilmesi olduğu kaydedilmişti.
Kaynak: AA