Libya'da özellikle başkentte hemen hemen her yerde bayraklar asılı. Herkes, "devrim" olarak adlandırılan 17 Şubat'ın yıl dönümünü kutluyor. Etkinlikler nedeniyle meşru hükümet, pazar ile birlikte pazartesi gününün de tatil edildiğini açıkladı. Şehitler Meydanı'nda yoğun bir kalabalık var.
Peki Libya halkı mutlu mu? Değil. Mutlu değil çünkü "devrim" olarak nitelendirilen tarihten bu yana hiçbir şey yolunda gitmedi. Ülkede istikrar bir türlü sağlanamadı.
42 yıllık Muammer Kaddafi rejiminin yıkılmasının ardından ulusal geçiş konseyi bu süreçte görevi devraldı ve 2012 yılının temmuz ayına kadar sürdürdü. Temmuz ayında yapılan seçimlerde göreve Milli Genel Kongre geldi. Anayasayı koyacaktı, ülkenin yönetim sistemini belirleyecekti. Ancak görevde kaldığı yaklaşık 2 sene içinde bunların hiçbiri olmadı. Aksine, seçilen kongre içinde de kutuplaşmalar ve arkasından silahlı çatışmalar yaşandı. Bu sürecin ardından ülkede çok sayıda silahlı grup ortaya çıktı. 2011 sonrası istikrarın sağlanamadığı Libya'da tarihler 2014'ü gösterdiğinde, Zintan'ın bir bölümünde yer alan silahlı gruplarla Halife Hafter darbe girişimi başlattı. Bu da Libya'da yeni bir kriz ve savaş sürecinin başlangıcı oldu. Kaddafi sonrası istikrarın sağlanamadığı Libya'da yeni süreç, darbe girişiminde bulunan Hafter'in saldırılarıyla başka bir boyut kazandı. Libya'da artık bir yanda meşru hükümet olarak belirlenen Başbakan Fayiz es-Sarac yönetimindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) vardı, bir diğer tarafta da Trablus'u ele geçirme hedefinden olan darbeci Hafter.
Hafter'in 2019 yılının nisan ayında milislerine verdiği Trablus'u ele geçirme talimatı sonrası Libya'da çatışmalar arttı. Özellikle de Trablus'un güneyinde, ülkenin en büyük havaalanını olan Trablus Uluslararası Havaalanı’nın hemen yanı başında. Çatışmalar farklı noktalara da yansıdı ve bugüne kadar gelindi. Hala da devam ediyor. Darbeci Hafter'e bağlı milisler sön dönemde özellikle sivillere yönelik saldırılarını sürdürüyor. Sokakta oynayan çocuklardan, evde yemek yapan kadın ve üniversite öğrencilerine kadar tüm siviller Hafter'in hedefinde. Sokaklara düşen roketler, insanların ölümüne neden oluyor. Ülkede ateşkes ve ardından istikrarın sağlanması için özellikle Türkiye büyük çaba harcıyor. Ancak her görüşme ve kararın ardından Hafter "siyasi çözüm" kabul etmediğini sahada saldırılarıyla ortaya koyuyor. Meşru hükümete bağlı güçler, darbeci Hafter'e karşı etkin mücadelesini sürdürüyor ve saldırılarını yaptığı mevzileri etkisiz hale getiriyor. Ancak darbeci Hafter, özellikle başta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere, Mısır, Fransa ve Rusya'nın desteğiyle sivillere yönelik saldırılarını artırdı ve birçok sivilin ölmesine neden olmayı sürdürüyor.
17 Şubat'ın üzerinden geçen 9 yıla genel olarak bakıldığında, tüm bu yaşananları göz önünde bulunduracak olursak, halkın mutsuz olması çok da şaşırtıcı değil. Tarihi ve coğrafyasıyla en etkileyici ülkelerden biri olan Libya'da sokaktaki çocuklar bile gülmüyor. Nasıl gülsün ki; ya evlerinden göç etmek zorunda kalmışlar ya aile fertlerini kaybetmişler ya da Hafter milislerinin saldırılarında sokakta top oynadıkları arkadaşlarının üzerine roket düşmüş, arkadaşlarını kaybetmişler. Gençler umutsuz, nasıl umutlu olsunlar ki; 2020 yılının ilk günlerinde Hafter'in saldırısı sonucu 30 askeri liseli öğrenci hayatını kaybetti, 33 öğrenci yaralandı. Üniversitelere saldırıların arttığı bir dönemde umuttan bahsetmek çok zor. Kadınlar, erkekler, yaşlılar... Onlar korkuyor ve endişeli. Nasıl olmasın ki; Hafter milislerinin attığı roketlerin herhangi birinin kendi yaşadıkları alana düşmeyeceğinin garantisi yok.
İşte böyle bir ortamda 17 Şubat'ın yıl dönümü için meydanda toplandı Libya halkı. Hafter'in bu etkinlik alanlarına bir saldırı düzenleme ihtimali üzerine güvenlik en üst düzeyde.
Halk, "devrim" olarak adlandırdığı bir tarihin "kutlama etkinliklerinde" mutsuz, umutsuz ve endişeli. Yarınını ise bilmiyor.
Hafter, Çad Savaşı sonrası Libya'da ne zaman ortaya çıktı?
1943 yılında doğan Hafter, 1969 yılında Kaddafi'nin Kral İdris'i devirmesinde önemli rol aldı. Daha sonra Kaddafi'nin en güvendiği isim haline dönüştü. Kaddafi başa geçtikten kısa süre sonra Genelkurmay Başkanı oldu. Kaddafi, albay rütbesi verdiği Hafter'i 1986 yılında Çad ile çatışan güçlerin başına getirdi. Fransa'nın desteklediği Çad güçleri 1987 yılında Libya'yı yenilgiye uğratarak, Hafter ve 300 askerini esir aldı. Kaddafi, Hafter'i “hain” ilan etti Daha sonra Amerika'ya kaçan Hafter, burada tutuklandı ve bir süre sonra serbest kaldı. Uzun yıllar Libya'da görünmeyen Hafter, 2011 yılında Kaddafi'nin devrilmesinden sonra Libya'ya döndü ve bazı görevlerde yer aldı. 2014 yılına kadar devam ettiği bu sürecin ardından Zintan'ın bir bölümünde yer alan silahlı gruplarla darbe girişimi başlattı. 2019 yılının nisan ayında Hafter'in milislerine verdiği Trablus'u ele geçirme talimatı da ülkede yaşanan çatışma ortamını artırdı.2020 yılının şubat ayında hala Hafter, Türkiye'nin öncülüğündeki ateşkes çabalarına rağmen siyasi çözümü kabul etmiyor ve saldırılarını sürdürüyor.