Başkent Trablus'taki Şehitler Meydanı'nda toplanan kalabalık, Mevlid-i Nebi günü dolayısıyla Hazreti Muhammed'e sevgi ve anma gösterisinde bulundu.
Gösteride, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un İslam Peygamberi'ne yönelik hakaret içeren karikatürleri yayımlamaktan vazgeçmeyeceklerine ilişkin açıklamaları da protesto edildi.
Gösteriye katılan Trabluslular, Libya bayrakları ile "Peygamberime dokunma", "Fransız mallarına hayır", "Fransa'yı boykot et" yazılı dövizler taşırken, Mevlid-i Nebi dolayısıyla meydana kurulan ses sisteminden ilahi, ezan ve dua yayını yapıldı.
Etkinliği organize edenlerden, Trablus İleri Gelenleri Meclisi üyesi Cemal Muhammed Ahreyzi, "Arap ve Berberi, büyük-küçük, kadın-erkek, Libya'nın tüm kesimlerinden vatandaşlar olarak Macron'un açıklamalarına karşı çıkmak için bir araya geldiklerini" ifade etti.
Macron'un açıklamalarının "1,5 milyar Müslüman'ın duygularını zedelediğini" söyleyen Ahreyzi, "Fransa Cumhurbaşkanı'nın bu tutumu, Fransa devletinin de Fransız kamuoyunun da çıkarına değildir" dedi.
"Macron, karikatürleri kullanarak kendi iç sorunlarını bize taşımasın"
Macron'un son günlerdeki bu çıkışının nedenlerini de değerlendiren Ahreyzi, şöyle devam etti:
"Eğer Cumhurbaşkanı Macron'un Fransız iç siyasetinde sorunu varsa, aşırı sağı memnun etmek gibi bir derdi varsa ve de bu yüzden bu sorununu İslam ülkelerine taşımak istiyorsa, biz bunu reddettiğimizi söylüyoruz. Macron, bu açıklamaları ve karikatürleri kullanarak kendi sorunlarını bize taşımasın. Eğer sorunu fikri ve kültürel ise, o halde Fransa'da 6 milyondan fazla Müslüman yaşıyor, Macron onlara danışabilir ve Hz. Muhammed'in kim olduğunu, Müslümanlar için ne ifade ettiğini onlardan öğrenebilir."
Ahreyzi, İsrail devletiyle ilişkileri normalleştirme yanlısı bazı Arap yönetimlerinin, Fransa'nın tutumuna karşı başlatılan boykot kampanyasının faydasız olduğunu ifade eden açıklamalarına da tepki gösterdi.
Bu yönetimlerin "ümmetin inancı ve değerleri ile alakası olmadığını" kaydeden Ahreyzi, "(Bu yönetimlerin) Liderleri, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Fransa ve diğer sömürge güçleri tarafından Arap-İslam toplumlarını bölmek için ekilmiş tohumların sonucudur" yorumunu yaptı.
"Böyle bir ifade özgürlüğü olamaz"
Müslümanların değerlerine karşı hakaretin "ifade özgürlüğü" olamayacağını savunan Ahreyzi, bu konuda Batı ülkelerindeki genel anlayışı şöyle eleştirdi:
"Ben Batı (ülkelerinde) 25 yıldan fazla yaşadım. Eğer orada siyah bir insana hakaret ederseniz, siyah karşıtı bir ırkçı damgası yerseniz. Kadınlara karşı bir tavır alırsanız, kadın düşmanı sayılırsınız. Yahudilere hakaret ederseniz, antisemitist sayılırsınız. Ama bir Müslümana hakaret ederseniz, ifade özgürlüğünü kullanmış oluyorsunuz. Böyle bir ifade özgürlüğü olamaz. Bu, köklü medeniyete sahip bir topluluğa karşı yapılmış bir hakaret ve aşağılamadır."
"Onlar özgürse biz de özgürüz"
Gösteriye katılanlardan Sara Mübarek de Macron'un Hazreti Muhammed'e yönelik hakaret içeren karikatürleri ifade özgürlüğü olarak değerlendirmesine tepki gösterdi.
"Peygamberimiz bizim için kutsaldır ve son derece önemlidir" diyen Trabluslu kadın, Macron'a hitaben eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Sen, kendini istediğin gibi ifade edebilirsin, istediklerini söylemekte özgürsün. Ancak peygamber bizim için hassas bir konu ve buna saygı duymalısın. Eğer duymazsan bizim de aynısını yapma hakkımız vardır. İlişkimizi kesme, boykot etme hakkımız vardır. Çünkü bizim de özgürlüğümüz var. Çözüm bu kadar, sen özgürsen biz de özgürüz."
Fransa'nın Libya politikasını da eleştiren Mübarek, "Fransa'nın Libya'nın ve Libyalıların hayatının yıkımında büyük rolü oldu. Fransa, (devrik lider Muammer Kaddafi'nin yönetime geldiği) 1969'dan beri satranç oynar gibi ülkemizle oynuyor" dedi.
Libyalı vatandaş Cemal Kamil Titi de Macron'un tavrının Müslümanlar arasındaki yansımalarına ilişkin şunları söyledi:
"Bu tutumlarıyla Peygamberimize ve Müslümanlara zarar veremezler. Çünkü Allah, peygamberi, ona kötülük yapan ve onunla alay edenlerden zaten korumuştur. Hatta bilakis, Müslümanlar olarak peygamber sevgisi konusunda kendimizi yeniden gözden geçirmemize vesile oldular. Onun mesajını ve ahlakını nasıl taşımamız gerektiğini, peygamberin yolundan nasıl gideceğimizi yeniden düşünmemizi sağladılar."