Geçtiğimiz günlerde Akdeniz’de oluşan Daniel Fırtınası'nın Libya sahil kentlerini vurması, büyük bir felaketin kapısını araladı. Ülkenin doğusundaki Bingazi, Derne, Merc, Beyda ve Suse kentlerinde yoğun yağışla birlikte sel etkili oldu.
Kuzeyde Akdeniz ve güneyde Cebel el-Ahdar (Yeşil Dağ) tepeleriyle çevrelenen, ortasından vadi geçen Derne'nin selde uğradığı zarar, diğer kentlerin çok üstünde.
Derne'yi ikiye bölen vadi, Daniel Fırtınası’nın neden olduğu yağmur suyuyla doldu ve su seviyesi benzeri görülmemiş şekilde yükseldi. Dolayısıyla vadideki suyu tutan en önemli iki baraj üzerinde muazzam bir baskı oluşturdu. Sel, barajların çökmesine neden oldu.
Çöken barajlarla birlikte evler ve araçlar enkaza dönerken, binlerce kişi de hayatını kaybetti. 100 bin nüfuslu kentin dörtte biri haritadan silindi; tarım arazileri su altında kaldı.
Akdeniz'deki Daniel Fırtınası ile Derne Vadisi'nin güzergahında oluşan yoğun su akışı nedeniyle patlayan barajların konumları, kentteki büyük yıkımı gözler önüne seriyor.
Sorumlu kim?
Libya’da sel felaketinin yaraları sarılmaya çalışılırken bir yandan da özellikle Derne kentinde binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan barajların yıkılmasına ilişkin tartışmalar sürüyor.
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, konuyla ilgili başsavcıya soruşturma talimatı verdi.
"Başsavcı'ya Derne'deki iki barajın çökmesine ilişkin acil soruşturma başlatılması ve ilgili kurumlara soruşturmayla ilgili tam bir iş birliği içinde olmaları talimatını verdim."
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi de Derne şehri başta olmak üzere ülkenin doğusunu etkileyen sel felaketi için kapsamlı bir soruşturma talep etti.
Libyalılara göre, baraj kaynaklı bir afetin olabilme ihtimali hep vardı. Zira, söz konusu iki baraj da Derne Vadisi’nde oluşabilecek selin kentleri etkilemesini önlemek için inşa edilmişti.
Nitekim 1980’li yıllarda inşa edilen barajların kanalizasyondan sızması sonrasında yine sel felaketi meydana gelmişti.
Libya içerisinde yaşanan “ihmal” tartışmalarını Birleşmiş Milletler’in (BM) yaptığı bir açıklama daha da körükledi.
BM, 14 Eylül'de Libya'nın Derne kentinde selden kaynaklanan birçok ölümün, erken uyarı ve acil durum yönetim sistemlerinin düzgün çalışması durumunda önlenebileceğini belirtti.
Yönetimde istikrarsızlık en büyük neden
Kuzey Afrika ülkesi Libya, 40 yılı aşkın bir süre ülkeyi demir yumrukla yöneten Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilmesinin ardından büyük bir istikrarsızlık sarmalının içerisine sürüklendi.
Halihazırda ülke BM tarafından tanınan Ulusal Birlik Hükümeti ile Temsilciler Meclisi’nin atadığı iki hükümet tarafından yönetiliyor. Felaketin ardından Batı’daki güçlerin yardıma gittiği biliniyor ancak yerel basında çıkan haberlere göre yardım için yola çıkan güçlerin geçişinde bile sorunlar yaşanıyor.
İki hükümet de sıkıntıları giderebilmek için çalışma sözü verdi ancak özellikle yolların hasar görmesi nedeniyle yardımlar güçlükle ulaştırılabiliyor. Üstelik, iki hükümetin birlikte çalışma tecrübesi de yok. Zira her iki taraf da paralel kurumlara ve öneticilere sahip.
Öte yandan ülkenin doğusu uzun bir süredir darbeci General Halife Hafter’e bağlı güçlerin kontrolünde.
Derne kenti de 2019 yılında Hafter'e bağlı güçler tarafından ele geçirildi.
Ülkenin doğusundaki diğer şehirler gibi Derne de, 2011’den bu yana yeniden inşa için yatırım almadı. Uzmanlara göre Hafter Derne’ye “isyan edecek potansiyel güç” gözüyle bakıyor. Örneğin geçtiğimiz yıl Derne için hazırlanan yeniden inşa planında kent sakinleri devre dışı bırakıldı.
Diğer yandan kentte var olan modern altyapının çoğu Kaddafi döneminde inşa edildi.
1970'lerin ortasında bir Yugoslav şirketi tarafından inşa edilen Wadi Derna barajında da gerekli bakımın yapılmadığı biliniyor.
Grafik: Ayhan Akgün