Libya Terörle Mücadele Güçleri Komutanı Albay Abdulbasit Tike, Halife Hafter'e bağlı milislere silah taşınan Mısır sınırı denetlenmezken Avrupa Birliği'nin (AB) Akdeniz'de Birleşmiş Milletler'in (BM) Libya'ya yönelik silah ambargosunu uygulama kararını "Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) abluka altına alma" olarak değerlendirdi.
Libya'nın BM nezdindeki meşru temsilcisi UMH'ye bağlı Terörle Mücadele Güçleri Komutanı Albay Tike, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Hafter’e bağlı milislere karayoluyla Mısır üzerinden silah sağlandığını ancak AB veya BM'nin Mısır sınırını denetlemeye ilişkin herhangi bir adım atmadığını söyledi.
Silah ambargosunun karayolu üzerinden delinmesini önlemek için hiçbir şey yapılmazken AB'nin, Libya'ya yönelik söz konusu ambargoyu Akdeniz'de uygulama kararının doğru olmadığını ifade eden Tike, "Avrupa'nın bu adımı, UMH'yi abluka altına alma amacı taşıyor. Hafter'i destekleyen ülkelerin Hafter milislerini karadan tahkim etmesine engel olamıyor. Bu karar bizi bağlamıyor. Savaşlar bu biçimde durdurulmaz. Silah ambargosu, saldırgana uygulanır, kendini savunana değil." diye konuştu.
Uluslararası toplum Trablus'un hedef alınmasına seyirci kalıyor
Hafter milislerinin, Libya'nın başkenti Trablus'un dünyaya açılan tek kapısı Mitiga Havalimanı ve şehrin limanını Grad füzeleriyle defalarca hedef alması karşısında uluslararası toplumun seyirci kaldığını vurgulayan Tike, "Hafter'e giden silahların büyük bir kısmı Mısır kara sınırı üzerinden ulaşıyor ve AB bunları durduramıyor." ifadelerini kullandı.
Halife Hafter, komutasındaki milislere 4 Nisan 2019'da başkent Trablus'u ele geçirme emri vermiş ancak aradan geçen 11 ayda vadettiği "hızlı ve kesin zaferi" sağlayamadığı gibi ülkeyi büyük bir şiddet sarmalına sürüklemişti.
AB ülkelerinin dışişleri bakanları, Libya'ya silah ambargosunu havadan ve karadan denetleme kararı almasının ardından AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ambargoyu denetlemek için Akdeniz'in doğusunda operasyon başlatılacağını duyurmuştu.
Bunun üzerine UMH, aralarında Mısır'ın da yer aldığı Hafter'i destekleyen ülkelerin, Hafter milislerini karayolu üzerinden tahkim ettiğini belirterek asıl bunun engellenmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Trablus'taki çatışmalara Mısır askerleri de katılıyor
Tike, Mısır ordusunun Libya'da doğrudan sıcak çatışmaya girdiğini belirterek, Libya'nın doğusundaki Petrol Hilali, Sirte kenti ve hatta Trablus'un güneyindeki Bin Gaşir cephesinde Mısır ordusundan birliklerin yer aldığı bilgisini paylaştı.
Trablus'un güneyindeki sıcak cephe hattında Mısırlı subayların top bataryalarını komuta ettiğini aktaran Tike, "Mısır güçleri, Libya'da Hafter saflarında sıcak çatışmaya girerek savaşa katılıyor." diye konuştu.
Tike, Mısır ordusu mensuplarının Libya'da bulunduğuna ilişkin sosyal medyada Libya'da çekildiği anlaşılan görüntülerin yansımasının yanı sıra, Hafter güçlerince düzenlenen hava saldırılarında ayırt edilebilmek için Mısırlıların zırhlı araçlarının üzerine sarı bayraklar koyduklarını ve Mısır askerlerine has kamuflajlar gözlemlediklerini aktardı.
UMH komutanı, Libya'da hayatını kaybeden Mısırlı askerlerin Sina'da öldürülmüş gibi gösterilmeye çalışıldığını öne sürdü.
Mısır subayları Kaddafi yanlılarını yönetiyor
Muammer Kaddafi'nin devrilmesinin ardından Mısır'a kaçan Libyalı subayların Mısır ordusu tarafından eğitilerek Hafter saflarına eklendiği iddiasını paylaşan Tike, şunları kaydetti:
"(Eski Mısır Cumhurbaşkanı) Enver Sedat, zamanında Mısır'da kurulan havan topu mermisi fabrikaları kapanmak üzereydi. Libya'daki savaş, kapanmak üzere olan Mısır silah fabrikalarını Birleşik Arap Emirlikleri'nin finansmanıyla harekete geçirdi. Hafter milislerinin silah depolarına düzenlediğimiz baskınlarda Mısır menşeli mühimmatlara rastladık."
Tike ayrıca Fransa'nın Hafter'e askeri ve lojistik desteğinin devam ettiğine işaret ederek, Fransız subayların Hafter milislerine danışmanlık yaptığını, Fransız yapımı Mirage tipi savaş uçaklarının Libya semalarında dolaştığını ve bu ülkeye ait insansız hava araçlarının da Hafter milisleri için gözlem yaptığını belirtti.
Hafter milislerinin başkent çevresindeki hareketliliğinin devam ettiğini söyleyen Tike, Trablus'taki cephelerde Çad, Nijer ve Sudan'dan paralı askerlerin yanı sıra Wagner güvenlik şirketi mensubu Ukraynalı ve Suriye'den getirilen 2 bin kadar paralı asker bulunduğunu söyledi.
Hafter'in Trablus saldırısı DEAŞ'a alan açtı
Terör örgütü DEAŞ militanlarının Sirte kentinde kurduğu hakimiyeti 2016 yılındaki operasyonlarıyla sonlandıran unsurlardan Terörle Mücadele Güçleri'nin Komutanı Tike, Hafter milislerinin Nisan 2019'da başkenti ele geçirmek için başlattıkları saldırıyla DEAŞ'a alan açıldığını belirtti.
Tike, 2016'dan bugüne DEAŞ militanlarının Libya içinde planladığı birçok terör saldırıyı önlediklerini dile getirerek, Hafter'i ele geçirdiği bölgelerde bulunan DEAŞ militanlarının buradan çıkmasına müsaade etmekle suçladı.
DEAŞ'ın Sirte kentinde yenilgiye uğratılmasının ardından taktik değiştirdiğine dikkati çeken Tike, "DEAŞ, Sirte'de yaşadığı hezimetin ardından münferit saldırılara yöneldi. Artık grup halinde hareket etmiyor. Bir ya da iki militanı sivil kıyafetlerle bir kente girerek burada saldırı düzenlemeye çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Tike son olarak DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin hareketlerine ilişkin ABD Afrika Kuvvetleri Komutanlığı (AFRICOM) aracılığıyla Washington'ın kendilerine istihbarat aktardığını kaydetti.