Geçtiğimiz günlerde uluslararası haber ajanslarına düşen bir video her kadar sıcak gündem nedeniyle arka planda kalmış gibi görünse de aslında sonuçları itibarıyla çok geniş bir coğrafyayı doğrudan etkileme potansiyeline sahip.
Habere göre, İtalya'nın güneybatısındaki bir limanda ihbar üzerine arama yapıldı. Güvenlik güçleri bazı konteynerlerde Libya’nın doğusundaki Halife Hafter'e bağlı güçlere gönderilen askeri amaçlı insansız hava araçları (İHA) ekipmanı ele geçirdi. Söz konusu yük Çin’den yola çıkmıştı. Ayrıca, arama yapılmasına dair istihbarat ABD’den gelmişti. Sonuçta, rüzgar türbinlerinin içine paketlenmiş askeri İHA ekipmanlarına el koyuldu.
Sadece bu kadarla da kalmadı. Uzunluğu 10 metrenin biraz üzerinde, kanat açıklığının 20 metre civarında olduğu gibi detaylar da paylaşıldı. Aslında bu veriler doğrudan Çin yapımı Wing Loong 2 tipi İHA’lara işaret ediyordu.
Tüm bunlar, Çin neden Hafter güçlerine yardım ediyor, ABD’nin İtalya’ya istihbarat sağlaması nasıl okunmalı ve yaşananlar Türkiye adına ne anlama geliyor gibi soruları beraberinde getirdi. Bölgeyi yakından takip eden Araştırmacı Emir Şefkatli ile son gelişmeleri konuştuk…
Bugünü anlamak için önce yakın geçmişi hafızamızda tazelemek gerekiyor. Şefkatli bu nedenle genel bir fotoğraf çizerek başlıyor. Önce Rusya-Ukrayna Savaşı ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla Libya’nın bölgesel ve uluslararası gündemin dışına itildiğini söylüyor.
Bu süreci ‘donmuş bir çatışma ortamı’ olarak niteliyor Şefkatli. Aralık 2021’de planlanan seçimlerin ertelenmesiyle siyasi gerilimin askeri kamplaşmaya dönüşerek irili ufaklı çatışmalara yol açtığını anımsatıyor.
Aynı dönemde uluslararası toplumun, BM Libya Misyonu (UNSMIL) üzerinden seçimlerin gerçekleşmesi ve taraflar arası uzlaşı mekanizmaların kurulması yönünde adımlar attığını belirten Şefkatli, “Ancak Libya krizine müdahil ülkelerin tek taraflı politikaları, milis güçlerin lideri Hafter’e bağlı silahlı grupların çıkar temelli yaklaşımları, UNSMIL Genel Sekreteri Abdulaye Bathily’nin çabalarını boşa çıkararak istifaya giden yolu hazırladı” bilgisini paylaşıyor.
Gelinen noktada Libya’da çok aktörlü ve karmaşık bir ilişki ağı olduğuna işaret ediyor Emir Şefkatli. “Öyle ki Batılı diplomatlar, sözde Libya Ulusal Ordusu (LUO) üzerinden ülkenin doğusunda önemli bir askeri figür haline gelen Hafter ile diplomatik temaslarını artırmaya başladı” dedikten sonra şunları söylüyor:
“Bu durum geçmişte olduğu gibi yeniden çok başlılık yaratmaya devam ediyor. Türkiye ise bu süreçte, hem BM tarafından tanınan Dibeybe hükümeti ile temaslarını ve iş birliklerini hem de 2021 yılında Tobruk merkezli Parlamento ile başlattığı normalleşme girişimlerini belli ölçüde sürdürüyor.
Bilindiği gibi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, şubat ayındaki temaslarında Bingazi Konsolosluğu'nun yeniden açılmasını gündeme getirmişti. Türkiye açısından öncelik, Libya’daki demokratik sürece geçiş. Seçimlerin gerçekleşmesi adına gerekli ortamın hazırlanması, Libya ile ekonomik ve siyasi anlamda güçlü ilişkilere sahip Türkiye’nin en önemli amaçlarından biri. Bu noktada, batıdaki Türk askeri varlığını da olası kalkışmalara ve iç savaş tehlikesine karşı bir caydırıcı unsur olarak görmek mümkün.”
Bu genel tablonun ardından Çin’e ait İHA’ların ambargo kararına rağmen Libya’ya gönderilmesi meselesine geçiyoruz.
Şefkatli, ele geçirilen İHA parçalarının Wing Loong II modeline ait olmasına ayrı bir parantez açıyor. Söz konusu hava aracının, 2020 yılında Hafter’in Trablus işgal girişimi esnasında başkentteki askeri akademiye düzenlenen ve 26 genç subayın hayatını kaybettiği saldırılarda kullanıldığını anımsatıyor.
Libya’da devam eden BM ambargosuna dikkat çeken Şefkatli, şöyle devam ediyor:
“Söz konusu ambargo Libya’ya yönelik silah ve askeri ekipmanların satışını yasakladığı gibi ülkedeki çatışmaların şiddetini azaltmak ve siyasi çözüm arayışını desteklemek amacıyla uygulamaya alındı. Ancak zamanla bu ambargonun Libya siyasetini dizayn etme ve kendi çıkarlarını maksimize etme noktasında ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri için bir siyasi araca dönüştü.
Wing Loong II’lerin ABD’li yetkililerin uyarısı üzerine İtalyan yetkililer tarafından ele geçirilmesi de bu yönde dikkat edilmesi gereken bir husus.
Bugüne kadar belli başlı enerji ve altyapı projeleri üzerinden ekonomik bir aktör olarak kendini gösteren Çin’in Libya’daki siyasi ve askeri denkleme dahil olması, orta-uzun vadede mevcut dengeleri değiştirebilir. Burada statüko bozulursa geniş çaplı çatışmalar ve buna paralel olarak petrol üretiminde aksamalar yaşanabilir. Bu da ABD’nin kırmızı çizgisinin aşılması anlamına gelir.”
Konu ABD’ye gelmişken sahadaki bir gerçeklikten de bahsediyor Emir Şefkatli… Rusya Savunma Bakanlığı tarafından teşkil edilen Afrika Lejyonunu hatırlatıyor önce. ABD’nin bu hamleye karşı Libya’nın batısındaki milis grupları üzerinden bir dengeleme yoluna gittiğini söylüyor.
Çin’in Libya’daki güvenlik denklemine dahil olmasını ABD’nin istemeyeceğini belirtiyor Şefkatli ve “Pekin yönetimi Aden Körfezi ve Kızıldeniz’deki bölgesel ağını genişletmek istiyor. Yeniden inşa ve kalkınma alanında etkili olduğu Libya’daki güç alanını artırmak olası hedefler arasında. Çin, Trablus merkezli hükümet ile güçlü ilişkilere sahip. Doğudaki etkisi sınırlı olan Hafter ile de silah ticareti aracılığıyla daha net bir bağ kurmak, ileriye dönük hareket esnekliği kazanabilmek istiyorlar. Haliyle aslında Pekin kendi içinde rasyonel bir yol izliyor. Tüm bunlar Ankara’nın yakından izlediği meseleler. Gelecek dönemde bölgeyi daha sık duyabiliriz” diyerek sözlerini tamamlıyor.