The Observer gazetesinde makele yayımlayan Londra Belediye Başkanı Sadık Han, hükümetin Brexit müzakerelerindeki performansını eleştirerek halka AB üyeliği konusunda yeniden söz hakkı verilmesini istedi.
Halka "yeni bir oy hakkı" verilmesi çağrısı
“Halk, AB’den ayrılma kararını daha fakirleşmek, ekonominin zarar görmesi, hastanelerdeki nöbetçilerin azalması, polisin toplumsal kargaşaya hazırlanması ve terörle mücadelede AB ile iş birliğimizi zayıflatılıp ulusal güvenliğin tehlikeye girmesi için vermedi” ifadelerini kullanan Han, halka “yeni bir oy hakkı” verilmesi çağrısı yaptı.
AB ile varılacak herhangi bir Brexit anlaşmasının veya anlaşmasız ayrılık opsiyonunun yanı sıra halka AB’de kalma seçeneğini de sunacak yeni bir referandum yapılması gerektiğini kaydeden Han, Brexit’in Londra’yı ve İngiltere’nin bütününü olumsuz etkilemesinden duyduğu endişeyi belirtti.
Han, “Brexit konusunda yeni bir oylama kaçınılmaz değildi. Ben de böyle bir çağrıda bulunacağımı düşünmezdim ancak gerçek şu ki hükümetin başarısızlığı nedeniyle önümüzde duran ‘kötü anlaşma’ veya ‘anlaşmasız ayrılık’ seçenekleri, halka geleceğimiz hakkında yeni bir söz hakkı vermeyi gerektiriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni referandum çağrılarına May'den red
İngiltere Başbakanı Theresa May bugüne kadar Brexit konusunda ikinci bir referandum için yapılan çağrıları bunun “demokrasiye ihanet” olacacağını söyleyerek reddetti.
Han’ın üyesi olduğu İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn de yeni referandum çağrılarına olumsuz baktığını söyledi.
İngiltere çok sayıda milletvekili, bazı sendikalar ile sivil toplum örgütleri ülkenin AB üyeliğinden ayrılmasının yeniden halk oyuna sunulmasını istiyor.
Çeşitli gruplar, Brexit sürecini durdurmaya dönük kampanya yürütürken bu kampanyalardan bazılarına Macar asıllı ABD'li milyarder George Soros da mali destek veriyor.
Brexit süreci
İngiliz hükümeti 6 Temmuz'da açıkladığı yeni müzakere yaklaşımında, AB ile özel serbest ticaret ve gümrük anlaşmaları yapılmasına kapı aralamıştı.
May, Kuzey İrlanda konusunda tarafların mutabık kaldığı bir çözüme ulaşılmadıkça İngiltere'nin belirsiz bir süre için bütün olarak Gümrük Birliği içinde kalmasına yol açacak bir "tedbir" maddesini de kabul etmişti.
Yeni yaklaşımın ilanını takip eden günlerde Brexit Bakanı David Davis ve Dışişleri Bakanı Boris Johnson, peş peşe görevlerinden istifa etmişti.
İngiltere, Haziran 2016'da yapılan referandumla yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almış, 29 Mart 2017'de de Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleterek ayrılık sürecini resmen başlatmıştı.
Haziran 2017'de başlayan müzakerelerde taraflar, geçen yılın sonunda İngiltere'nin AB bütçesine taahhütlerinden kaynaklanan yüklü bir "ayrılık ücreti"nin ödenmesi ile vatandaş haklarının da aralarında yer aldığı bir dizi konuda ön anlaşmaya varmıştı.
Müzakerelerin sonunda bir anlaşmaya varılsa da varılmasa da İngiltere 29 Mart 2019'da AB'den resmen ayrılmış olacak.
İngiliz hükümeti son 2 aydır ülkenin AB ile herhangi bir anlaşmaya varılmadan birlikten ayrılması seçeneğine yönelik hazırlıklarına hız verirken, uzmanlar bunun İngiliz ekonomisi üzerinde yıkıcı etkileri olacağı uyarısında bulunuyor.
Kaynak: AA