Hükümetin, ülkede olağanüstü hal ilan edilmesi, uluslararası hava, kara ve deniz ulaşımının 29 Mart'a kadar durdurulması gibi virüsle mücadele kapsamında başlattığı uygulamalar günlük hayatı etkiledi.
Orta Doğu ülkeleri arasında eğlence faaliyetleriyle ün kazanmış Lübnan'da, özellikle virüs kaynaklı 4'üncü can kaybının ardından sıkı tedbirler alındı. Ülkenin çoğu kent ve köylerinde sadece zorunlu durumlarda sokağa çıkılıyor.
Özellikle seyahat, eğlence, ticaret, resmi işlemler ve ibadet gibi yaşamın çeşitli alanlarında alınan bu kararlar, halkı günlük alışkanlıklarını değiştirmeye zorladı.
Camilerde cemaatle namazların askıya alınması
Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında atılan adımlardan biri de ülkedeki Sünni ve Şii dini mercilerin, camileri kapatma kararıydı.
Ülkenin doğusundaki Beka Vakıflar Dairesi Başkanı Eş-Şeyh Muhammed Abdurrahman, yaptığı açıklamada, "Sorgusuz sualsiz gelen bu virüs büyük devletlere bile boyun eğdirdi. Biz de bu önlemlerle cemaati korumaya çalışıyoruz." dedi.
İslam dininin, insanı koruma odaklı olduğunu kaydeden Abdurrahman, ülkedeki kısıtlı sağlık imkanlarının gölgesinde cemaati korumanın bir görev olduğunu söyledi.
Aynı zamanda imamlık görevini yerine getiren Abdurrahman, namazları evlerinde kıldıklarını, tehlike geçene kadar Fetva Kurulunun aldığı kararları uygulamaya devam edeceklerini vurguladı.
Lübnanlı Fuad Fayid (50) ise namazlarını camide cemaatle kılamamaktan ötürü üzgün olduğunu dile getirdi.
Gençliğinden beri namazlarını çok nadir evde kıldığını kaydeden Fayid, bu zor süre zarfında ibadetlerini evden yaptığını ve sosyal medya üzerinden Kur'an-ı Kerim dinlediğini belirtti.
Kiliselerdeki ayinler iptal edildi
Ülke nüfusunun yaklaşık yarısını Hristiyanların oluşturduğu Lübnan'da, kiliselerdeki tüm ayin ve törenler de şimdilik askıya alındı.
Kilisenin, cemaati için endişelendiğini ve duyurulan sağlık tedbirlerinin yerine getirilmesinin gerekli olduğunu belirten Paroisse Notre Dame rahibi Bessam Saad, "Hastalığa yakalananın başkalarına eziyet etmemesi için bunu açıklaması gerekiyor.
Yaşanılan küresel sağlık krizinin düzelmesini temenni ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Lübnanlı İlyas Gastin (45), virüs nedeniyle yaşamlarının farklı alanlarında değişiklikler olduğunu aktardı.
Bu sene Paskalya ayinine katılamadığından dolayı üzgün olduğunu söyleyen Gastin, bulunduğu köydeki kilisenin, Paskalya ayinini Facebook sayfasından yayınlayacağı için mutlu olduğunu dile getirdi.
Medya alanındaki değişimler
Ülkede yayın yapan El-Cedid televizyon kanalında muhabirlik yapan Naim Bercavi ise çalıştığı kurumun, kalabalıktan kaçınılması ve çalışma ortamında en az sayıda personelin bulunması gibi birtakım koruyucu önlemler aldığını söyledi.
Yaşanılan sağlık krizi nedeniyle yeni bir çalışma programı oluşturulduğunu kaydeden Bercavi, "Nöbet sistemiyle çalışıyoruz. Ayrıca tüm röportajları internet üzerindeki iletişim programlarıyla gerçekleştiriyoruz." dedi.
Başka bir haber kurumda çalışan gazeteci Hüseyin El-Cevheri ise çalışmalarının çoğunu evinden yürütmeye çalıştığını söyledi.
Cevheri, editör ve muhabirlerle iletişim programlarıyla iletişim kurduklarını kaydetti.
- Salgının, halk gösterilerine etkisi
Koronavirüsün ülkedeki etkilerinden biri de 17 Ekim'den bu yana siyasi ve ekonomik taleplerle düzenlenen gösteriler üzerinde görüldü.
Siyasi aktivist ve avukat Luey Gandur, aylardır düzenlenen gösterilerin son zamanlarda ülkeyi de etkisi altına alan sağlık krizine kadar devam ettiğini kaydetti.
Ancak Gandur, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yaşanan ihlalleri gözlemlemeye devam edeceğini ifade etti.
Ülkenin doğusund aki Baalbek sakinlerinden Muhammed Diyab Osman ise yağmur, kar kış dinlemeden gösterilerine devam ettiklerini ancak bu durumda evde kalma yasağına uymaları gerektiğini dile getirdi.
Günlük yaşantıda yeni alışkanlıklar
İnşaat mühendisi Santia Seruci (30) ülkedeki salgının, maske takmak ve dezenfektan kullanmak gibi yeni alışkanlıkları kendilerine kazandırdığını aktardı.
Maskelerin artık hayatlarının olmazsa olmazı olduğuna işaret eden Seruci, yaşanılan durum karşısındaki duygularını "Zor olmasına rağmen alışmaya çalışıyorum. Ancak ne zamana kadar bu böyle devam edecek?" söz leri ile aktardı.
Muhasebeci Samir Hadşeyti (37) ise arkadaşları ve yakınları ile iletişimini görüntülü ve sesli görüşme programları üzerinden devam ettirdiğini belirtti.
Yaklaşık 10 senedir mesaisinde bir gün bile devamsızlık yapmadığına işaret eden Hadşeyti, salgından dolayı gününü tamamen değiştirdiğini vurguladı.
Sergi salonu sahibi Maya Raad ise ilk andan beri tüm hijyen şartlarını uygulamasına rağmen hem çalışanların hem de müşterilerin sağlığı için iş yerini geçici olarak kapatma kararı aldığını söyledi.
Bu sağlık krizinin aşılacağı günleri umutla beklediğini a ktaran Raad, her zorluğun ardından bir kolaylık olduğunu ifade etti.
Sekreter Fatin Muayki (40) ise alınan önlemlerle birlikte günlük hayatında zorluklar yaşadığını bildirdi.
Bir yandan işlerini internet üzerinden yürütmeye çabaladığını diğer yandan çocuklarının derslerini evde takip etmeye gayret gösterdiğini aktaran Muayki, şartlarını şöyle dile getirdi:
"Evde 4 çocuk var. Onların internet üzerinden derslerini aksatmadan takip etmelerini sağlamaya çalışıyorum."
Muayki ayrıca daha kötüsünden endişe ettiği için eve fazladan yiyecek aldığını da kaydetti.
Orta öğretim öğrencisi Kemil Yezbek ise bu senedeki eğitim döneminin öncekiler gibi olmadığını bu nedenle genel sınavlardan duyduğu endişeyi dile getirdi.
Yezbek, ilgili makamlardan, değerlendirmede yaşanılanları göz önüne almalarını istedi.
Durumun kolektif kaygıya dönüşme tehlikesi
Uzman psikolog Lana Kaskas, bu durumunun kolektif kaygı ve korkuya dönüşmemesi için doğru bir şekilde ele alınması gerektiğini kaydetti.
İnsanın, özellikle tehlikeyle karşı karşıya kaldığında hemen korku ve kaygıya kapılmaya hazır olduğunu bildiren Kaskas, "Bu durum, aklı selim ve sakince değerlendirilmeli.
Sağlık kurumlarının belirlediği önerilere uyulması ve sosyal paylaşım platformlarında yayılan her şeye kulak asılmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kaskas, bu yeni durumla uyum sağlayabilmek için en önemli özelliğin sakinlik ve pozitif bakış açısı olduğunu söyledi.
Lübnanlı uzman, evde geçirilen bu dönemde kişinin yaşamını yeniden düzenlemesi ve öncelik listelerini belirlemesi gerektiğini sözlerine ekledi.