Malcolm X'in kişiliğinden ve mücadelesinden etkilenerek Müslümanlığı seçen beyaz Amerikalı Brian Anthony, oğlu ile ilk kez ziyaretine geldiği New York'ta bulunan Ferncliff kabristanındaki Malcolm X'in mezarı başında AA muhabirine konuştu.
Pennsylvania’nın Allentown bölgesinde yaşayan ve bir teknoloji şirketi için yazarlık yapan Anthony, Malcolm X’i büyürken genellikle sadece televizyondaki belgesellerden duyduğunu söyledi.
Anthony, Malcolm X ile gerçek tanışmasının 1992'de Spike Lee'nin filmiyle başladığını anlatarak, "Filmi görür görmez, Malcolm X'in hayatı beni çok etkiledi ve hemen Alex Haley’in Malcolm X’in otobiyografisini anlatan kitabını aldım. Ondan kısa süre sonra da ilk Kur'an nüshamı satın aldım. Malcolm X ile gerçekten ilk tanışmam onun hayatını, felsefesinde yaşadığı bağlamı, İslam'la olan ilişkisini anlamam böyle oldu." ifadesini kullandı.
Beyaz bir Amerikalı olarak Malcolm X’ten nasıl etkilendiğine değinen Anthony, şöyle devam etti:
"Malcolm X'in hikayesinde gördüğüm şey, onun dönüşümüydü. Bu adamın suç dolu, yozlaşmış, zayıflık ve güçsüzlük dolu bir hayattan tamamen farklı bir yaşama nasıl bu kadar inanılmaz bir dönüşüm yaptığı, işte bende merak uyandıran şey gerçekten bu oldu. Kendi kendini eğitmesi, yetiştirmesi, 20. yüzyılın en büyük konuşmacılarından biri haline gelmesi, onurlu ve özsaygılı bir yaşam sürmesi, tüm insanlara ilham vermesi, aile kurması... Tüm bu türden şeyler, bu dönüşüm bana seslendi ve İslam'a olan ilgimi ateşledi."
Anthony, araştırmalarından sonra 1996'da Müslüman olduğunu aktararak, oğlu ile Malcolm X’in mezarını ziyaretine ilişkin de "Burada sadece sözlerini okumaktan, filmlerini izlemekten daha derin bir şekilde bağ hissediyorsunuz." dedi.
Çocukken babası beyaz ırkçılar tarafından öldürülmüş Malcolm X'in kendi şartları içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Anthony, şunları aktardı:
"Martin Luther King, barış, birlik ve işbirliği mesajı dolayısıyla her zaman 'sivil haklar hareketinin olumlu yüzü' olarak görüldü. Malcolm X, esas olarak olumsuz bir figür, en azından bir şekilde sivil haklar hareketinin karanlık bir tarafı olarak sunuldu. O, yüzleşmeyi ve işbirliği eksikliğini temsil ediyordu."
"Malcolm X'in hayatını anlamak için yapılacak daha çok iş var"
Oğluyla Harlem’de Malcolm X’le ilgili tarihi mekanları da gezdiğini anlatan Anthony, özellikle son yıllarda "Siyahilerin Hayatı Önemlidir" (BLM) hareketi gibi siyahi ırkçılık ve mücadele bilinci konusunda çok şeyin değiştiğini ancak hala yapılacak çok iş olduğunu söyledi.
Anthony, "Örneğin; okul müfredatına alınma gibi, Malcolm X ve onun gibi insanların hayatını anlamak için yapılacak daha çok iş var. Böylelikle öğrenciler, Malcolm X'i öğrenebilir, felsefesi ve düşüncesi hakkında bilgi edinebilir ve hayatını inceleyebilir. Dolayısıyla yapılacak daha çok iş var, işler daha iyiye gitti ancak Malcolm X ve mesajına ilişkin kamuoyu anlayışını, algısını ve kabulünü genişletmek için daha gidilecek çok yol var." diye konuştu.
Malcolm X'in deneyimleri ve İslam'la ilişkisi konusunda Müslümanların da alması gereken dersler olduğuna işaret eden Anthony, şu ifadeleri kullandı:
"O, İslam'ı özgürlük için bir çekiç gibi yıkıcılığı ve de yeniden yapabilirliği olan bir alet olarak gördü. Bundan bir ders alınabilir, yeni sorunlara karşı uygulanabilir. Ve bence bu, siyah topluluğun bir parçası olmayan bizler için bile Malcolm X hakkında çok ilham verici bir şey. Kendi zamanımızda İslam'ı nasıl kullanabiliriz? Nasıl yeni bir şey yapabilir ve onu bugün karşı karşıya olduğumuz yeni sorunlara uygulayabiliriz? Malcolm X'in İslam'ı alıp olduğundan daha büyük, hatta olduğundan daha önemli bir değere dönüştürmek için yaptığı gibi ahlaki hayal gücümüzü nasıl kullanabiliriz? Bence bu, onun hayatından öğrenilmesi gereken önemli bir ders."
Malcolm X kimdir?
ABD’de sivil haklar ve ırkçılık karşıtı mücadelenin sembol isimleri arasında anılan Malcolm X Little, 19 Mayıs 1925'te 7 kardeşin 4'üncüsü olarak Nebraska'nın Omaha şehrinde dünyaya geldi.
Annesi Louise Little, siyahilerin hakkını savunan bir sendikada sekreter, babası Earl Little ise ABD'de beyazların arasında siyahilere yer olmadığını düşünen ve köle olarak getirildikleri Afrika'ya tekrar göç etmeleri gerektiğini savunan bir rahipti.
Little ailesi, o yıllarda beyaz ırkçı örgüt Klu Klux Klan'dan defalarca ölüm tehdidi aldı, birkaç kez eyalet değiştirse de beyaz ırkçıların tacizinden kurtulamadı.
Malcolm, 4 yaşındayken bir gece evleri ateşe verildi. 6 yaşındayken de babası bir tramvay yolunda şüpheli şekilde ölü bulundu. 7 çocukla ortada kalan anne, üzüntü ve çaresizlikten akli dengesini kaybetti.
Kardeşleriyle annesiz ve babasız kalan Malcolm X, bir süre beyaz koruyucu ailenin yanında yaşadı. Gittiği okulda başarılı bir öğrenci olmasına rağmen avukat olmak istediğini söylediği beyaz öğretmeni, daha gerçekçi olup "marangoz" olmasını tavsiye edince okulu terk etti.
Malcolm, 15 yaşında Boston'a üvey ablasının yanına taşındı. Boston-New York treninde yiyecek satarken, o yılların meşhur siyahi mahallesi Harlem ile tanıştı, sokaklarda karıştığı uyuşturucu ve hırsızlık gibi suçlardan 21 yaşına girmeye birkaç ay kala 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Hapishaneye adı "suçlu" olarak girdi, "siyahi aktivist" olarak çıktı
Hapishane, Malcolm X’in hayatını değiştiren dönüm noktası oldu. Burada, Elijah Muhammed'in lideri olduğu Nation of Islam (İslam Milleti) hareketi ile tanıştı ve demir parmaklıklar ardındaki yıllarını okuyarak ve araştırarak geçirdi.
1952'de cezaevinden çıkan Malcolm, Nation of Islam'ın merkezi Detroit'e gitti. Burada kendine kölelik zamanlarında beyaz efendiler tarafından verildiğini söylediği "Little" soy ismini reddederek, Afrika'daki kayıp köklerine atfen bilinmeyen anlamında "X" soyadını kullanmaya başladı.
Nation of Islam, İslam akidesinin öğretilerini tam olarak kavramamış, beyaz ırkçılığa karşı tepkisel olarak siyah ırkın üstünlüğünü savunan bir hareketti.
Malcolm X, yaklaşık 400 üyesi olan bu marjinal grubun en ateşli savunucusu oldu ve kısa sürede üye sayısını 40 binlere ulaştırdı. 1958'de Dr. Betty Sanders ile evlendi.
O yıllarda Elijah Muhammed'i referans göstererek yüzlerce konferans veren, medya ve üniversitelerde konuşmalar yapan Malcolm X, uzun boyu, karizmatik kişiliği ve güçlü hitabeti ile sadece ABD'de değil tüm dünyada adını duyurmaya başladı.
Nation of Islam içinde en etkili ama aynı zamanda en dalgalı dönemi 1960-1964'te Malcolm X'e ve ailesine yönelik FBI ve polis takibi artarken, kendi hareketi içinde de kıskançlıklar ve çıkar sorunları gün yüzüne çıkmaya başladı.
ABD Başkanı John F. Kennedy'nin 1963'te suikastına yönelik yaptığı yorum nedeniyle Nation of Islam yönetimi, Malcolm'a 3 ay konuşma yasağı getirdi. Bu dönemde, Malcolm X, özellikle peygamber gibi gördüğü lideri Elijah Muhammed'in yanında çalışan genç kadınlarla uygunsuz ilişkilere girdiğini de öğrenince fikirlerini savunduğu Nation of Islam konusunda sorgulamalar yapmaya başladı.
Kutsal topraklara ziyareti ırkçılık düşüncesini değiştirdi
Nation of Islam ile 1964'te ilişkisini tamamen koparan Malcolm X, aynı yıl nisanda hacca gitti ve burada dünyanın dört bir yanından gelen her renkte insanın birlik ve dayanışmasından etkilenerek, Sünni İslam'ın kardeşlik öğretisinin ABD’deki ırkçılığa çözüm olacağına inanmaya başladı.
Hac dönüşü "El Hac Malik el Shabazz" ismini kullanmaya başlayan Malcolm X, siyahi topluma karşı uygulanan adaletsizlik ve ırkçılığa karşı Amerikan sistemindeki ikiyüzlülüğü uluslararası platformlara taşımak için Birleşmiş Milletler (BM) ile yapılabilecek ortak projeler üzerine çalışmalara başladı.
Aynı dönemde Malcolm X'e karşı Nation of Islam'ın tehdit ve baskıları arttı. 14 Şubat 1965'te saat 03.30 civarı evine yangın bombası atıldı. Malcolm X, saldırının "Elijah Muhammed'in emriyle" yapıldığını söyledi.
39 yaşında konferans kürsüsünde suikasta uğradı
Bir hafta sonra da henüz 40 yaşına basmamışken Malcolm X, Harlem'de Audubon Ballroom Konferans Salonu'nda yaklaşık 400 kişiye konuşma yapmak için çıktığı kürsüde suikasta uğradı. Vurulduğunda eşi Betty Shabazz, en büyüğü 7 yaşında 4 kızıyla salondaydı ve Malcolm X'in hiç göremeyeceği ikiz kızlarına hamileydi.
Malcolm X'i kimin öldürttüğü konusu tam olarak açıklığa kavuşmadı. Suikastta Nation of Islam üyelerinin kullanıldığı, onların ardında ise FBI'ın öldüğü şüphesi her zaman tartışıldı.
Otobiyografisinin yazılması için 1963'te yazar Alex Haley ile çalışmaya başlayan Malcolm X, "Bu kitap yayımlandığında ben hala yaşıyor olursam, bu bir mucize olacak." demişti. Ölümünden birkaç ay sonra Haley, kitabı tamamladı ve "Malcolm X'in Otobiyografisi" adıyla yayımladı.
1992'de ünlü oyuncu Denzel Washington'un canlandırdığı ve çeşitli ödüller kazanan "Malcolm X" filminin de kaynağı olan kitap, 1998'de Time tarafından "20. yüzyılın en etkili 10 kitabı" arasında gösterildi.
Malcolm X’in mezarı, New York şehrine yaklaşık bir saat uzaklıkta, herhangi bir dini gruba ait olmayan Ferncliff kabristanında bulunuyor.