Haziran ayından bu yana siyasi krizle uğraşan Batı Afrika ülkesi Mali'de, 18 Ağustos'ta askeri darbe yapıldı. Darbeciler, Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita, Başbakan Boubou Cisse başta olmak üzere birçok siyasetçi ve rütbeliyi tutukladı.
Yüzünde mavi maskesi ile kamera karşısına geçen Keita, takınmaya çalıştığı sakin tavrıyla istifasını açıkladı; "İktidarda kalmak adına kan dökülmesini istemiyorum" dedi. Orduyu düzeltme konusunda başarısız olduğunu söyleyen 75 yaşındaki lider, meclisi ve hükümeti de feshettiğini duyurdu.
Devlet televizyonundan halka seslenen bir grup daha vardı: Bir masanın etrafında yan yana oturmuş 5 darbeci asker.
Kendilerine "Halkın Kurtuluşu Ulusal Komitesi" (CNSP) adını veren darbeciler, kısa vadeli yol haritasını açıkladı.
Ülkede tüm sınırların kapatıldığı ve belirli saatler arasında sokağa çıkma yasağı uygulanacağı söylendi. Seçimlerin en makul sürede yapılacağı da öne sürüldü.
Siyasi kriz, bardağı taşıran son damla oldu
Mali, dünyadaki en fakir ülkelerden biri.
Ülkede terör, çeşitli gruplar arasında çıkan çatışmalar ve siyasi kriz de başat sorunlar arasında.
Ancak tansiyon, mart ve nisan aylarındaki meclis seçimleriyle birlikte daha da yükseldi. 30 kadar seçilmiş milletvekilinin vekillikleri iptal edilerek, yerlerine yenileri atandı. İlk kez 5 Haziran'da sokaklara dökülen protestocular, hareketlerinin adını da bu günden aldı.
5 Haziran Hareketi, hukuki, ekonomik ve siyasi gerekçeler nedeniyle Cumhurbaşkanı Keita'nın istifasını istiyordu.
Ülkenin zenginliği Fransa'ya aktarılıyor
Darbe ile indirilen yönetim, Fransa ile yakın ilişki içerisindeydi.
Mali'nin Fransa ile olan sömürgecilik geçmişi, ülkedeki askeri darbenin öne çıkan nedenleri arasında yer aldı.
Ülke, zengin maden rezervlerine sahip olmasına rağmen, tıpkı diğer 13 Afrika ülkesi gibi gelirlerinin neredeyse tamamını Fransa Merkez Bankası'na aktarıyor.
Fakirlik, açlık ve hastalıklar, Mali'nin sömürgecilik geçmişini bir kez daha ön plana çıkarıyor.
Fransa'ya başkaldırı
Ülkede, bazı liderlerin Fransa'ya başkaldırı girişimleri de oldu.
Darbecilerin alıkoyduğu Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita'nın babası ve ülkenin ilk devlet başkanı Modibo Keita da onlardan biri.
Sosyalist politikalar yanlısı olan ve bağımsız bir Mali için girişimlerde bulunan Keita, 1962'de Fransa'nın güdümü altındaki Afrika ülkeleri için yürürlüğe koyduğu kolonyal para biriminden çekilme kararı aldı.
Ancak bu karar, "özgürlük ve demokrasi yanlısı" Avrupa ülkesi Fransa'nın hoşuna gitmedi. 1968'de Fransız lejyoneri Moussa Traore'nin darbesi ile ülke, 23 yıl cunta rejimi ile yönetildi. Ömrü boyunca gözaltında yaşayan Keita, itibarını ancak 1992'de geri alabildi.
Mali, "Fransa'nın Afganistanı" mı?
Fransa 2013'te ise terör örgütü El Kaide bağlantılı gruplara müdahale gerekçesiyle, askerlerini Mali'ye yığdı.
Bugün hala 5 bine yakın Fransız askeri Mali'de bulunuyor. Batı medyası bu nedenle Mali'yi, "Fransa'nın Afganistanı" olarak nitelendiriyor.
Üstelik, Fransa'nın terör gerekçesiyle askeri müdahalede bulunduğu tek Afrika ülkesi de Mali değil. Moritanya, Senegal, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad, Sudan, Güney Sudan, Eritre ve Etiyopya'yı içine alan bazı "Sahel Kuşağı" ülkeleri de Mali ile benzer kaderi yaşıyor.
Darbeciler kimin tarafında?
Mali'de askeri darbeyi yapan grupla ilgili belirsizlikler sürüyor.
Askerlerin başındaki isim Assimi Goita, Savunma Bakanlığında üst düzey yetkililerle yaptığı görüşmenin çıkışında kısa bir açıklamada bulundu. Goita, bu müdahaleyi yaparken önceliklerinin Mali olduğunu iddia etti.
Darbeyi yapan "Halkın Kurtuluşu Ulusal Komitesi" muhalefetin de desteğini aldı.
Aylardır protestolara önayak olan muhalif M5-RFP platformu da sessizliğini bozdu. Keita'nın istifası ve meclisle hükümeti feshetmesi kararının sevinçle karşılandığı belirtildi.
Siyasi sivil geçiş sürecinin Goita liderliğindeki kadro ile ortaklaşa yürütüleceği vurgulandı. Ancak hala darbenin ülkenin genelini ne kadar temsil ettiği bilinmiyor. Darbeci grubun, ileride Fransa yanlısı bir tutum sergileyip sergilemeyeceği ise merak konusu...