Ulusal güvenlik, milli savunma, istihbarat, terörle mücadele, siber güvenlik. Bunlar, istihbarat kurumlarının kritik sorumlulukları. Ancak koronavirüsün hatırlattığı bir alan daha var, medikal istihbarat.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Dr. Merve Seren, medikal istihbaratın alanlarını ise şöyle anlattı:
“Dünya genelindeki sağlık tehditlerinin neler olduğu, sorunların nasıl cereyan ettiği, yabancı ülkelerdeki medikal şirketlerin yaptıkları yatırımlar, bulaşıcı hastalıklar.”
Pay almak isteyen güçlerin casusluk faaliyetleri
İstihbarat savaşlarıysa artık sadece süper güçler arasında gerçekleşmiyor. Koronavirüs dünyayı tehdit ediyor. Herkes aşı bulunmasını bekliyor ama pastadan pay almak isteyen güçlerin medikal casusluk faaliyetleri ile ilgili haberler sık sık gündeme geliyor.
Dr. Merve Seren, “İngiltere, Rusya, İran gibi farklı ülkelerin de bu savaşlara katıldığı görülüyor. Medikal kapasitesi, bir ülkenin en önemli milli güç unsurlarından birisidir. Bu anlamda medikal istihbaratı da yine siz bu milli güç unsurlarına yapılan en önemli yatırımlardan birisi olarak görmekle sorumlusunuz diyebiliriz” dedi.
Medikal istihbaratı ihmal etmenin bedeli ne?
İngiltere, medikal istihbarat alanına yatırım yaptığı için saldırılardan yeni bir kriptolama yöntemi geliştirerek kurtuldu. Peki, medikal istihbaratı ihmal etmenin bedeli ne? Dr. Seren bunun sonuçlarını anlattı:
“Siz medikal istihbarat alanına yatırım yapmadığınız takdirde, terör örgütleri gibi, farklı uluslararası organize suç örgütleri gibi yapıların aslında koronavirüs krizinden istifade ederek güvenlik ve savunma teşkilatlarını yumuşak karnından vurabilecek, bu süreçte kendilerinde toparlanma ve iyileşme sağlayacak, eylemlerini gerçekleştirebilecek alan ve zaman yaratmış oluyorsunuz.”
Medikal istihbarata yatırım yapmayan ülkeler, saldırıların hedefinde olabiliyor.