Mekke-i Mükerreme kentinde bulunan 40'tan fazla ülkenin hac organizasyonu başkanları, Arakan ile ilgili basın açıklaması yayınladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın her yıl Mekke'de düzenlediği, 40'tan fazla ülkelerin hac organizasyonu başkanlarının ve ilim ile fikir adamlarının Arakan'ı konuştuğu etkinlik sonrasında ortak basın açıklaması yayınlandı.
Etkinliğin ev sahibi olarak ortak açıklamayı okuyan Diyanet İşleri Başkanı Vekili Ekrem Keleş, bu yıl kutsal topraklara gelen 40'ın üzerinde ülkeden 100’ü aşkın ilim ve fikir adamıyla bir araya geldikleri etkinlikte haccın amacına ve ruhuna uygun bir şekilde Arakan’da son günlerde yaşanan olayların ele alınarak değerlendirildiğini belirtti.
Keleş, etkinlikte Myanmar temsilcilerinden son durumları ve gelişmeleri dinledikten sonra bütün ülkeler olarak ortak bir açıklama yapmaya karar verdiklerini ifade etti.
"Bu yıl Kurban Bayramını, Myanmar’daki Müslüman kardeşlerimizin geçen asrın ortalarından bu yana maruz kaldıkları baskının iyice artması sebebiyle büyük bir üzüntü ve acı içerisinde idrak etmiş bulunmaktayız." ifadelerine yer verilen açıklamada, baskılardan dolayı Arakanlıların kendi vatanlarındaki en basit vatandaşlık haklarının tanınmadığını, başta yaşam hakkı, eğitim hakkı, sağlık hizmeti alma hakkı, mülkiyet hakkı ve dini özgürlükler gibi dünyadaki tüm insanların yararlandığı temel hakların ihlal edildiği belirtildi.
İslam'ın, sadece insan oldukları için şerefli, onurlu ve saygın bir tek bir varlığa uygulanacak olan zulmü tüm insanlığa karşı yapılmış bir cürüm olarak kabul ettiği ifade edilen açıklamada, " Myanmar’daki Müslüman kardeşlerimize, erkek, kadın hatta çocuk ayrımı yapılmadan uygulanan ölüm, tehcir, işkence ve tecavüz, evlerini ve köylerini yakma, en şiddetli şekilde cezalandırmaya tabi tutma gibi insanlık dışı muameleleri reddettiğimiz bu dönemde yaşananlardan derin bir üzüntü ve acı duymaktayız." denildi.
Açıklamada, Arakan'da yaşanan insanlık suçlarına dünyanın sessiz kaldığına vurgu yapılarak, şunlar aktarıldı:
"Tüm bu felaketler ve insan haklarına yönelik cürümler demokrasi ve medenilik iddiasında bulunan, insan haklarına saygı duyduğunu iddia eden dünya ülkelerinin gözlerinin önünde yaşanmaktadır. Bu yüzden tüm hükümetleri ve dünya halklarını bu cürümlerin işlenmesini engelleme hususunda Myanmar hükümetine, Müslümanlara yönelik bu cürümleri işleyenlerin bir grup aşırılık taraftarı olduğu gerekçesine dayanmaması, Müslüman vatandaşlarını koruması hususunda gerekeni yapması için baskı yapmaları konusunda kendilerine düşen sorumluluğu yerine getirmelerini istiyoruz. Bunun için, Peygamberimizin (sav) Müminler için, “Müminler bir vücut gibidir. Herhangi bir uzvu rahatsızlık duyduğunda diğer azaları da rahatsız olur ve uykusuz kalır” hadisi şerifinde ifade buyurarak tanımladığı müminleri, tüm insani değerleri yok sayan bu alçakça cürümleri kınamaya ve reddetmeye davet ediyoruz. Peygamberimizin “Müslümanların işiyle ilgilenmeyen kimse onlardan değildir. Allah adına, peygamberi adına, kitabı adına, yöneticisi adına ve bütün Müslümanlar adına hassas davranmayan kimse onlardan değildir” uyarısını en güçlü şekilde hatırlatırız."
Açıklamada son olarak zulmün sona ermesi için uluslararası kamuoyuna çağrıda bulunularak, şunlar kaydedildi:
"İnsan Hakları Beyannamesi'nde de belirtildiği gibi dini, mezhebi, tabiiyeti ne olursa olsun her insan için yaşam hakkını, mülkiyet hakkını, tedavi görme hakkını, eğitim alma hakkını, din ve vicdan özgürlüğü hakkını tanıyan Birleşmiş Milletler'i, Myanmar Müslümanlarına yönelik bu insanlık dışı cürümleri sona erdirme ve uygulanan bu zulüm ve şiddeti sona erdirme hususunda elden gelen her türlü çabayı sarf etmeye davet ediyoruz."