Filistin tarihinin aslında Osmanlı ve Türkiye'nin tarihi olduğuna vurgu yapan Sabri, şunları söyledi:
"Kudüs'e de baktığınızda Osmanlı'nın, Türklerin, padişahların izlerini daima görürsünüz. Türk halkının Kudüs davasında durduğu yer çok stratejik, güçlü ve tarihidir. Asla durdukları yeri terk etmeyeceğini bildiğimiz bir konumdur. Konya'nın da tarihte bakıldığında Kudüs davasında durduğu yer açıktır, nettir."
İslam'da dinde zorlama olmadığı ilkesine atıfta bulunan Şeyh Sabri, İslam'a ilgi çoğaldıkça Fransa'da olduğu gibi hakaret içerikli saldırıların da arttığını belirtti.
“İslam güçlü şekilde varlığını sürdürüyor”
Sabri, İslam ülkeleri arasında bazı ihtilafların yaşanmasına karşın İslam'ın güçlü şekilde varlığını sürdürdüğünü vurguladı.
"Avrupa ve Batı medyasının İslam'a karşı yayınlarının asıl sebebi, bu dini zayıflatabilecekleri düşüncesidir. 'İslam'a, Peygambere ve Kur'an-ı Kerim'e saldırırsak bu din zayıflayacak, insanların gözünden düşecek.' düşüncesine sahipler" ifadelerini kullanan Sabri, bu yayınlar karşısında Müslümanların bir araya gelerek güçlü bir duruş sergilediğini, Müslüman olmak isteyenlerin sayısının arttığını dile getirdi.
“İslamiyet barış ve kardeşlik dinidir”
İslam karşıtı yayınlarda ortaya atılan iddiaların İslam'a zıt olduğuna işaret eden Sabri, İslamiyet'in barış ve kardeşlik dini olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Bütün haçlı seferlerinde ve Fransa'nın yaptığı savaşlarda da görüleceği üzere asıl öldüren, katil olan ve vahşet saçan onlar. Bunu tarih boyunca gördük. Peygamberimize çirkin iftiraların yapıldığı Fransa, tarih boyunca terörizmi, sömürgeciliğiyle biliniyor. Cezayir ve Afrika'da binlerce Müslüman'ı katleden, onların varlıklarına el koyan ve yüzlerce yıldır onları sömüren Fransa'dır. Bu çirkinlikleri en iyi bilen de onlardır. Avrupa'ya karşı mücadelemizi sağlam şekilde yapmamız lazım. Duruşumuzu da sesimizi de yüksek şekilde çıkarmamız lazım. Onlara bu tarihlerini hatırlatıp Müslümanlığın ne olduğunu anlatmamız icap eder."