Mısır’da demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrildiği 3 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbeye giden süreç, 30 Haziran 2013'te Tahrir Meydanı'nda başlatıldı. Muhalefet tarafından organize edilen eylemlere on binlerce kişi katıldı.
Mısır medyası, Mursi yönetimi aleyhinde yapılan eyleme 30 milyondan fazla kişinin katıldığına halkı inandırdı. Televizyon kanallarında Tahrir meydanı ve meydana çıkan bütün yolların eylemcilerle dolu olduğunu gösteren kareler yayınlandı.
30 Haziran günü akşam saatlerinde "baltacı" olarak isimlendirilen çetelerden oluşan bir grup, Kahire’nin Mukattam bölgesinde yer alan Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) karargahı önünde toplandı.
Bölgede çıkan olaylarda 10 kişi hayatını kaybetti.
“Şiddete hayır” ve “Meşruiyeti savunma” sloganları atıldı
Aynı gün İhvan mensupları da karşı atağa geçerek, “Şiddete hayır” ve “Meşruiyeti savunma” sloganlarıyla farklı gösteriler düzenledi.
1 Temmuz’da Ordu, iktidar ve muhalefete 48 saat süre tanıdığını duyurdu. Ordunun açıklamasında, “Ülkedeki siyasi güçlere 48 saat süre verildiği, söz konusu süre içerisinde halkın isteklerinin yerine getirilmemesi durumunda, silahlı kuvvetlerin gelecek için bir yol haritası hazırlayacağı ve planın hayata geçirilmesini bizzat kontrol edeceği” kaydedildi.
Söz konusu açıklamanın ardından Tahrir Meydanı'nın üzerinden savaş uçakları ve helikopterler uçmaya ve eylemcileri selamlamaya başladı. Ülke genelinde oluşturulan sevinç havasına savaş uçakları Tahrir semalarında gösteri yaparak eşlik etti.
Aynı gün Selefi Nur Partisi Muhammed Mursi’ye erken seçim talebini kabul etmesi çağrısında bulundu. Parti açıklamasında, “Aksi takdirde ordunun siyasete tekrar dönmesinden endişe edildiği” belirtildi.
5 bakan ve 30 milletvekili istifa etti
Ardından 5 bakan halkın isteğini yerine getirmek için istifa ettiğini duyurdu.
Cumhurbaşkanlığı askeri işler müsteşarı devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek dönemi son Genelkurmay Başkanı Sami Anan da görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Anan, darbeden sonra saf değiştiren muhalif isimler arasında yer aldı. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olacağını açıklamasından kısa bir süre sonra gözaltına alındı ve halen hapishanede tutuluyor.
Aynı gün Mısır parlamentosunun alt kanadı Şura Meclisi’nden 30 milletvekili istifa ettiğini kamuoyuna duyurdu. Mısır resmi haber ajansı MENA Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr’ın da istifa ettiğini yazdı.
Haberde bakanın istifa gerekçesine yer verilmedi.
İçişleri Bakanlığı da bir açıklama yaparak orduya destek verdiğini ve ülkedeki bütün siyasi oluşumlara aynı uzaklıkta konumlandığını kamuoyuna deklere etti.
Ordunun açıklaması Mısır borsasını olumlu etkiledi. Borsadaki artışların birkaç saat içinde tavan yaptığı gözlendi.
Cumhurbaşkanlığı ve meşruiyet yanlılarından açıklama
Muhalefet tarafından 2013 yılı başından itibaren başlatılan karalama kampanyasına karşı yönetime yakın hareketler ve şahsiyetler tarafından kurulan “Meşruiyeti Savunma Koalisyonu” bir açıklama yaptı.
Açıklamada, “Bazıları halkın iradesi ve meşruiyete müdahale etmesi hedefiyle orduya baskı yapmaktadır. Söz konusu baskılar kabul edilemez.” ifadelerine yer verildi.
2 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı’ndan bir açıklama yapıldı. Açıklamada, “Ordu tarafından yapılan açıklamanın içeriğindeki bazı kelimeler milli birliği sarsacak niteliktedir.” denildi.
Ülke kamuoyu, medya marifetiyle Mursi’nin devrilmesi hazır hale getirilmiş, birçok siyasi aktör ve entelektüel Mursi’nin görevi bırakması gerektiğine ikna edilmişti.
İhvan kökenli Güçlü Mısır Partisi Başkanı Abdulmunim Ebulfutuh, eski Genelkurmay Başkanı Sami Anan ve yazar Ala el-Asvani de ikna edilenler arasındaydı.
3 Temmuz’da yol haritasının ilanı ve sonraki süreçte bu isimler “Biz bunu murat etmiyorduk.” diyerek, desteklerini çekmiş ve Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi yönetimine muhalefet etmeye başladı. Ama artık iş işten geçmiş ve yeni süre başlamıştı.
Darbenin ilanı
3 Temmuz’da zamanın Savunma Bakanı Abdufettah es-Sisi ordunun yol haritasını açıkladı. Buna göre anayasa askıya alındı, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yeniden yapılacağı duyuruldu.
Ordunun verdiği sürenin sonunda, 3 Temmuz 2013'te ilan edilen darbe ve yeni yol haritasının ardından Mursi, alıkonularak bilinmeyen bir yere götürüldü.
30 Haziran’da başlayan süreç 3 Temmuz’da darbenin ilanı ile sonuçlandı. Üç gün gibi kısa bir sürede halk medya marifeti ile galeyana getirildi, darbenin yolu açılarak Mursi devrildi.
Mursi yanlıları olayı protesto ederek Rabia ve Nahda meydanlarında oturma eylemi başlattı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur, geçici cumhurbaşkanı olarak atandı ve 4 Temmuz'da yemin ederek görevine başladı.
Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) 5 Temmuz'da "Darbeyi Red Cuması" eylemleri düzenledi.
Askeri müdahaleye karşı çıkan gruplar ve İhvan mensupları büyük bir protesto gösterisi yaptı.
Mursi'nin Cumhuriyet Muhafızları Karargahı'nda tutulduğu söylentileri üzerine eylemciler Rabia Meydanı yakınlarındaki karargah önünde eylemlere başladı.
Mursi’nin vefatı
3 Temmuz 2013 tarihindeki askeri müdahalenin ardından bilinmeyen bir yere götürülen Mursi’nin uzun süre deniz üssünde tutulduğu öğrenildi. Aleyhinde 6 ayrı dava açıldı. 4 davadan 43 yıl hapse mahkum edilen Mursi hakkında idam cezası da verdi.
Ancak yüksek mahkeme kararı bozarak tekrar yargılanmasına karar vermişti.
Mursi 17 Haziran 2019 tarihinde yargılandığı “Vadi en-Natrun hapishanesinden kaçış ve Hamas adına casusluk” davası duruşmasında mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Kaynak: AA