Arakan Rohingya Birliğinin (ARU) İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) sunduğu, Myanmar'daki Müslüman azınlığın durumuna ilişkin aylık rapora göre, Myanmar Seçim Komisyonu, ağustosta başlayan adaylık başvuru sürecinde, 10 Arakanlı Müslüman adayın Temsilciler Meclisi ve Eyalet Meclisi adaylık başvurularını reddetti.
Komisyon, 5 adayın Temsilciler Meclisi adaylığı, 5 adayın ise Arakan Eyalet Meclisi adaylığı başvurusunu geri çevirdi.
Ret gerekçesinde, "Rohingya" sözcüğünü kullanmaktan kaçınan Komisyon, "İslami inanca mensup" diye tanımladığı başvuru sahiplerinin, "aday olabilmeleri için ebeveynlerinin en az birinin Myanmar vatandaşı olması gerektiğini, başvuranların bu şartı karşılamadığını" ileri sürdü.
"Soykırım niyetinin açık göstergesi"
Raporda, Komisyonun kararının askeri yönetim tarafından 1982'de çıkarılan ve Arakanlı Müslümanları daha önce sahip oldukları vatandaşlık statüsünden yoksun bırakan Vatandaşlık Yasası'na dayandığı ve bu şartın daha önceki seçimlerde uygulanmadığı anımsatıldı.
Raporda görüşüne yer verilen, kişisel güvenliğini tehlikeye atmamak için adı açıklanmayan bir Rohingya aydını, komisyonun kararını şu sözlerle eleştirdi:
"Reddin gerekçesi, son derece gülünç ve anlamsız: Burma (Myanmar) hükümeti, bu insanlara ve onların atalarına tevdi ettiği Ulusal Kayıt Sertifikalarını yok sayıyor. Oysaki milyonlarca Rohingya, bu ülkede 70 yıldır bu sertifikalarla oy kullanıyor, halen 26 Rohingya parlamenter ulusal ve eyalet düzeyinde hizmet veriyor.
Kendi soykırım planlarını hayata geçirmek için her şeyi istismar ediyorlar. Bu hükümetin, ordunun öteden beri yürüttüğü yok sayma siyasetinin benimsemesinin tipik bir örneği. Bir etnik grubu soluksuz bırakarak nihayetinde kendi ana vatanından kovmayı hedefleyen bir sistem bu, soykırım niyetinin açık bir göstergesi."
Raporda, Komisyonun şu ana kadar şartları taşıdığı belirtilen, Maungdaw bölgesinden tek bir Rohingya adayın Eyalet Meclisi adaylık başvurusunu onayladığı, bölgedeki Arakanlı Müslüman halkın büyük bölümü çatışmalar nedeniyle Bangladeş'e kaçmak zorunda kaldığı ve oradaki mülteci kamplarında yaşadığı için söz konusu adayın da seçilmesinin olası görülmediği kaydedildi.
Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor
Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar, "devletsiz" sayılıyor.
Birleşmiş Milletlerce (BM) "dünyada en fazla zulüm gören azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, ülkede şiddet olaylarına, yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
Myanmar'ın Bangladeş sınırı yakınlarındaki Arakan eyaletinde yaşayan Müslüman azınlık, bugüne kadarki yönetimlerce "Bangladeş'ten gelen göçmenler" olarak görülüyor ve resmi belgelerde, "Bengalli" olarak adlandırılıyor.
Hala 135 ayrı etnik grubun resmi olarak tanındığı Myanmar'da, radikal milliyetçi Budistler, Arakanlı Müslümanların tanınmasına karşı çıkıyor.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar'ın Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
BM'ye göre, Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtlamıştı.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.