Başta Arakan (Rakhine) eyaleti olmak üzere Myanmar'daki Müslümanlar, ülkede son dönemde yaşanan demokrasi ve insan hakları alanındaki gelişmelerden dolayı geleceğe umutla bakıyor.
Myanmar'daki Müslümanlar, yaklaşık yarım asırdır ülkede yönetimi elinde bulunan askeri rejimin politikaları sebebiyle ciddi sorunlarla mücadele etti. Özellikle Arakan, diğer bölgelere kıyasla bu baskının en çok yaşandığı yer oldu. Arakan, son dönemdeki olumlu gelişmelere rağmen bu sorunları ciddi şekilde yaşamaya devam ediyor.
Ulusal Demokrasi Birliği Partisi (NLD) lideri Aung San Suu Çii önderliğinde ülkedeki demokrasi yanlısı akımın çözüm yanlısı politikaları, Müslümanların bir nebze olsun rahatlamasını sağladı. Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanlığını yürüten ve ülkenin fiili yöneticisi olan Çii, askerlerin ve çözüm karşıtlarının baskılarına rağmen özellikle Arakan konusunda olumlu adımlar atmaya devam ediyor.
Bu kapsamda, eski Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Rohingyalar (Arakanlı Müslümanlar) Danışma Komisyonu'nun başkanlığına seçilmesinin ardından çözüm çabaları artmış bulunuyor. Ülkede 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden ve "devletsiz" sayılan Arakanlı Müslümanlar, özellikle bu son adımdan sonra tüm olumsuzluklara rağmen geleceği olumlu bakıyor.
Evlenmek için devlete, "başlık" parası veriliyor
Myanmar İslami Yardım ve Hizmet Merkezi Başkanı (İslamic Relif and Service Centre of Myanmar) Muhammed Nasir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, askeri yönetimin 1960'larda yaptığı darbenin ardından, ciddi devlet baskısı ve sorunlar altında yaşadıklarını söyledi.
Özellikle Arakan'daki Müslümanların zor şartlarda yaşadığını anlatan Nasir, "Arakan'dakiler kamplarda yaşamak zorunda. Kampların dışına çıkmaları yasak. Evlenmek için devletten izin almaları lazım. Devlet kabul ederse, evlilik parası veriyorlar. En büyük sorunumuz, bize vatandaşlık verilmemesi. Arakan'da bir milyon, ülke genelinde de 6 milyon civarında Müslüman olduğunu tahmin ediyoruz. Müslüman nüfusun sadece yüzde 40'ının kimlik kartı var. Onların da Myanmarlı olduğunu kabul etmiyorlar. Kafalarına göre, Çin, Hindistan, Bangladeş gibi yerlerden geldiklerini kimliğe yazıyorlar." dedi.
Nasir, tüm bunlara rağmen son yıllardaki gelişmelerin kendilerini biraz rahatlattığını dile getirerek, "Ülkede askeri rejimden yavaş yavaş uzaklaşılıyor. Artık seçimlerin olması ve demokrasiye geçiş süreci bizi biraz rahatlattı. Bu kapsamda Kofi Annan'ın başkanlığındaki komisyonun kurulmasından dolayı çok umutluyuz ve bu çalışmayı destekliyoruz. Bu tek başına çare olması zor ama hükumete baskı kurabilir. Bundan dolayı bu süreç yumuşayabilir. Çünkü bu kurum bir otorite değil. Burada otorite olan ve karar verici olan devlet. Ancak bu adımın, devlet üzerinde baskı kurup, sorunların çözümüne katkı yapacağına inanıyoruz." diye konuştu.