İsrail'in Filistin'e karşı uyguladığı baskı ve ihlallerin baş mimarlarından biri olarak gösterilen Netanyahu, İsrail ordusu tarafından abluka altındaki Gazze Şeridi'ne düzenlenen 2 kanlı saldırı sırasında başbakanlık görevini yürüttü.
Filistinliler açısından kabusa dönen ve hâlâ devam eden Netanyahu yönetimi oldukça kanlı geçti.
İsrailli insan hakları kuruluşu B'Tselem'in verilerine göre, Netanyahu'nun aralıksız olarak başbakanlık görevini yürüttüğü 2009'dan bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'de en az 3 bin 316 Filistinli, İsrail güçlerinin saldırılarında şehit oldu.
İsrail saldırılarında yaşamını yitiren Filistinlilerden 775'i çocuk, 334'ü de kadın.
İki kez Gazze'ye büyük çaplı saldırı emri verdi
Netanyahu dönemindeki İsrail saldırılarında en ağır bedeli Gazze Şeridi ödedi.
Dört kez başbakanlık koltuğuna oturan Netanyahu, Gazze Şeridi'ne yönelik 2012'deki "Bulut Sütunu Operasyonu" ve 2014'teki "Koruyucu Hat Operasyonu" isimli saldırıların emrini veren kişi oldu.
Can kaybının yanı sıra Gazze'de büyük yıkımlara yol açan bu iki saldırı, son yıllarda İsrail'in Filistinlilere yönelik katliamlarında ön sıralarda yer alıyor.
B'Tselem’in verilerine göre, İsrail'in 2012'de Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 167 Filistinli yaşamını yitirdi.
2014 en kanlı yıllardan biri oldu
Netanyahu'nun başbakanlığında İsrail'in 7 Temmuz 2014'te Gazze'ye başlattığı saldırılar nedeniyle 2014, Filistin tarihindeki en kanlı yıllardan biri oldu.
Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, İsrail ordusu 51 gün boyunca 6 bin hava saldırısının yanı sıra 14 bin 500 tank atışı ve 35 binden fazla top atışıyla Gazze'yi vurdu.
İsrail'in saldırılarında 495'i çocuk, 253'ü kadın olmak üzere 2 bin 104 Filistinli şehit oldu, 11 binden fazla kişi de yaralandı.
Filistin makamları, özellikle hava saldırıları nedeniyle harabeye dönen şehirde 28 bin 366 evin zarar gördüğünü, bunlardan 3 bin 329'unun tamamen, 23 bin 445'inin kısmen yıkıldığını kaydetti.
Saldırılar nedeniyle altyapısı ağır hasar alan Gazze'de 65 bin Filistinli evsiz kaldı.
Dünyanın gözü önünde katliam
Gazze'ye düzenlenen en kanlı saldırılar arasında gösterilen 2012 ve 2014 saldırılarının emrini veren Netanyahu başbakanlığında İsrail güçleri bu yıl bölgede yeni bir katliama imza attı.
Gazze sınırında 30 Mart’tan bu yana "Büyük Dönüş Yürüyüşü" adı altında barışçıl gösteriler düzenleyen Filistinlilere karşı İsrail askerleri, gerçek mermi de dahil olmak üzere aşırı güç kullanımından geri durmadı.
Netanyahu yönetimi, Gazze Şeridi'ne 2006'dan bu yana kara, hava ve denizden uygulanan ablukanın kaldırılması ile topraklarından zorla sürülen Filistinli mültecilere geri dönüş hakkı verilmesi talebiyle sınırda düzenlenen barışçıl gösterilere dahi tahammül edemedi.
Yerel televizyonların canlı yayınlarla takip ettiği gösterilerde İsrail askerleri dünyanın gözü önünde Filistinlileri katletti.
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, gösterilerde 30 Mart’tan bu yana 225'ten fazla Filistinli İsrail askerleri tarafından şehit edilirken, binlerce Filistinli de yaralandı.
İsrail'in Gazze sınırındaki saldırılarında hayatını kaybedenlerin arasında 42 çocuk, 4 kadın, 3 sağlık çalışanı ve 2 gazeteci de yer alıyor.
Gösteriler sırasında İsrail güçlerinin gerçek mermilerle yaraladığı 101 Filistinlinin bacağı veya eli kesilmek zorunda kaldı.
Aynı dönemde İsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava saldırısı ve tank atışlarında da en az 14 Filistinli hayatını kaybetti.
Mescid-i Aksa'ya baskınlarda artış
Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen fanatik Yahudilerin sayısında geçen yıla oranla ciddi artış yaşandı.
Filistinli yetkililer, bu yıl Mescid-i Aksa'ya 28 binden fazla fanatik Yahudi'nin baskın düzenlediğini, İsrail güçlerinin Harem-i Şerif'i iki kez Müslüman cemaatin girişine tamamen kapattığını açıkladı.
Geçen yıl 26 bin Yahudi yerleşimci, Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Filistinlilere yaşam hakkı tanınmıyor
Netanyahu döneminde katliamların yanı sıra Filistinliler üzerindeki baskı da giderek arttı.
Özellikle işgal altındaki Doğu Kudüs'te İsrail yönetimi Filistinlilerin ev yapması için imar izni vermezken, bazı evleri de izinsiz inşa edildiği iddiasıyla yıkmaya devam ediyor.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisinin raporuna göre, İsrail bu yıl Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait 133 evi "ruhsatsız" olduğu gerekçesiyle yıktı.
Raporda, Doğu Kudüs'te geçen yıl aynı gerekçeyle 142 evin İsrail tarafından yıkıldığına dikkat çekildi.
Filistinlilerin evlerini yıktıkları yetmezmiş gibi İsrail yönetimi yıkım masraflarını da söz konusu evlerin sahiplerinden alıyor.
İsrail güçleri her gece gözaltı baskınları yapıyor
İsrail'in Filistinliler üzerinde baskı kurmak için kullandığı bir başka yöntemse gözaltılar.
İsrail güçleri, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te hemen her gece evlere baskın düzenleyerek Filistinlileri farklı iddialarla gözaltına alıyor. Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te sıradan hale gelen gözaltılarda kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu Filistinlilerden bazıları günlerce gözaltı merkezlerinde tutuluyor.
Kudüs'teki Esir Aileleri Komitesinin verilerine göre, İsrail işgal güçleri bu yıl sadece Kudüs'te 1600 kişiyi gözaltına aldı. Komite, Kudüs’te gözaltına alınanların dört birinin çocuk olduğunu ve bunlardan 30'unun 14 yaşından küçük olduğunu kaydetti.
Filistin resmi kaynaklarına göre, İsrail hapishanelerinde 52'si kadın, 430'u idari tutuklu, 6'sı milletvekili ve 270'i çocuk olmak üzere 6 bin Filistinli tutuklu bulunuyor.
Batı Şeria’daki gösterilere sert müdahale
İsrail güçlerinin ihlalleri bununla da sınırlı değil.
Ayrım (Utanç Duvarı) ve yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini protesto etmek için Batı Şeria'da özellikle cuma günleri düzenlenen gösterilere İsrail güçleri, gerçek, plastik mermi ve göz yaşartıcı gazla müdahale ediyor.
Bu müdahalelerden basın mensupları ve Filistinli sağlık çalışanları da nasibini alıyor.
Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesine hız verildi
Netanyahu yönetimi, bir taraftan Filistinliler üzerindeki baskını artırırken diğer taraftan da Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesine hız verdi.
İsrailli insan hakları örgütü "Barış Şimdi"nin (Peace Now) eylül ayında yayımladığı rapora göre, bu yılın ilk altı ayında Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimlerine 1073 yeni konut inşasına başlandı. Bu rakamın geçen yılın aynı döneminde 870 olduğu ifade edildi.
Bugün itibarıyla Doğu Kudüs'te 18, Batı Şeria'da ise 250'ye yakın yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerleşim birimlerinde 220 bini Doğu Kudüs'te, 400 binden fazlası da Batı Şeria'da olmak üzere 650 bine yakın Yahudi yerleşimci kalıyor.
Özellikle Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimciler, işgalin boyunduruğu altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Batı Şeria'nın Nablus kenti yakınlarındaki Duma beldesinde 2015'te Filistinlilere ait bir evin Yahudi yerleşimciler tarafından ateşe verilmesi sonucu evde yaşayan ailenin 18 aylık bebeği Ali Devabişe yanarak hayatını kaybetmiş, anne, baba ve 4 yaşındaki diğer çocukları Ahmed ise ağır yaralanmıştı. Filistin ve uluslararası toplumda büyük infiale yol açan saldırının ardından, baba Saad (31) ve anne Riham Devabişe (28) de tedavi gördükleri hastanede hayatını kaybetmişti.
Yahudi yerleşimciler sık sık Filistinlilere ait köylere ırkçı saldırılar düzenliyor, Filistinli çiftçilerin tarım arazilerine ve meyve ağaçlarına zarar veriyor.
Kaynak: AA