Uzmanlar, baraja ilişkin ortak bir anlaşmanın bölgenin kalkınması için hayati öneme sahip olduğu ve uzlaşı sağlanamazsa uluslararası kuruluşların, yaptırımların ve hatta savaşın dahi devreye gireceğini ifade etti.
Afrika Birliği Dönem Başkanı Güney Afrika'nın girişimiyle geçen hafta yeniden müzakerelere dönen taraflar, yıllardır baraja yılda ne kadar su doldurulacağı ve buradan ne kadar su salınacağına ilişkin belirsizliğe son vermeye çalışıyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), son olarak Etiyopya, Mısır ve Sudan arasındaki anlaşmazlığın ''diyalog yoluyla'' çözülmesi çağrısında bulunurken, Etiyopya anlaşma olmasa dahi barajın bu ay doldurulacağını duyurdu.
"Yakın zamanda anlaşma beklemiyorum"
Eski Hedasi Barajı Uluslararası Komisyonu Üyesi Dr. Ahmed el-Mufti, uluslararası hukukun belirlediği sınırlarda olmak şartıyla Nil Nehri üzerine herkesin baraj inşa etme hakkının bulunduğunu belirterek yakın zamanda kesinlikle bir anlaşmaya varılmasını beklemediğini, yıllardır süren krizin ancak BM Güvenlik Konseyinin müdahalesiyle çözülebileceğini söyledi.
Etiyopya’nın anlaşma olmadan barajı doldurması ve işletmesiyle ilgili Mısır’ın tepkisinin ne olacağına dair Mufti, diplomatik ilişkilerin kesilmesi, savaş ilanı dair çok farklı senaryoların masada olduğunu belirtti.
"Mısır tüm diplomatik gücünü kullanacak"
Hartum Üniversitesi Tarih Bölümünden Doç. Dr. Muhammed Tarık Nur, Mısır’ın, su ihtiyacının neredeyse tamamını karşıladığı Nil’i can damarı olarak gördüğünü, bölge egemenliği için tarihten gelen haklara sahip olduğunu iddia ettiğini ve bu sebeple bu konuda çok hassas davrandığını belirtti.
Nur, Kahire'nin Nil sularını kendisi için serbest bir mülk olarak kabul ettiğini söyleyerek "Uzmanlar yıllardır Orta Doğu’da İsrail, Mısır, Türkiye ve Suriye’nin içinde bulunduğu bölgede bir su savaşı çıkabileceğine dair yorumlarda bulundular ancak Etiyopya’nın harbe yol açacak bir anlaşmazlığın merkezinde yer alacağını kimse hesaba katmıyordu." ifadelerini kullandı.
Nur, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Anlaşma olmasa da Etiyopya barajı doldurmaya devam edecektir. Mısır, barajın doldurulmasını durdurmak ya da istediği şekilde doldurulmasını sağlamak için tüm diplomatik gücünü, uluslararası ilişkilerini baskı unsuru olarak kullanacaktır. Tabii büyük güçler ve İsrail, Mısır’dan hayati önem arz eden çıkarlar sağladıktan sonra barajın Mısır’a tehdit oluşturmayacak şekilde doldurulması konusunda adım atacaklardır. Etiyopya da çıkarlarını korumak için Batı'ya birçok tavizde bulunacaktır."
Nur, iki ülke arasında doğrudan bir sıcak çatışma beklemediğini ancak tarafların azınlıklar, etnik gruplar ve ayrılıkçılar gibi meseleler üzerinden çatışmaları körükleyen diplomatik ve istihbarat savaşlarına başvurabileceğini, medya üzerinden propaganda savaşlarının ise çoktan başladığını sözlerine ekledi.
"Ekonomik faaliyetleri olumsuz etkileyebilir”
İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) Afrika Araştırmacısı Dr. Serhat Orakçı, barajın sel ve taşkınların yaşandığı dönemlerde olumlu katkılarının olacağının bilinmesine rağmen, Nil Nehri etrafındaki ekonomik faaliyete de ciddi olumsuz etkilerde bulunma ihtimali olduğunu söyledi.
Barajı milli sermayeyle inşa eden ve tahvil satan Etiyopya'nın bu nedenle aceleci davrandığını belirten Orakçı, su havzasının bir çatışma alanına değil iş birliği alanına dönüşmesi gerektiğini vurguladı.
Orakçı, "Nehir gibi ortak paylaşımı olan doğal unsurlar üzerinde tek bir ülkenin söz söyleme hakkı yok. Bölgede yoğun bir modernleşme ve nüfus patlaması yaşanıyor. Her ülkenin gündeminde öncelikle kalkınma olmak zorunda. " diye konuştu
Sudan yönetiminin baraja yaklaşımda farklı görüşlere sahip olduğunu dile getiren Orakçı, Sudan ve Etiyopya'nın birbirine olan ekonomik ve sosyal bağlılığının ülkelerin birbirine sert bir tavır ortaya koymasını imkansız kıldığını söyledi.
Mısır ve Sudan daha önce Etiyopya’ya danışmadı
İstanbul Teknik Üniversitesinde doktorasını tamamlayan Etiyopyalı Su Kaynakları Mühendisi Saad Ahmed ise Etiyopya'nın barajı tam anlamıyla 7 senede dolduracağını ve yağış dönemlerinde sele yol açan suyu kullanacağını ifade etti.
Ortak kullanılan nehirlerdeki barajlara ilişkin farklı senaryolar olduğunu söyleyen Ahmed, aşağı ve yukarı kıyıdaş ülkelerin istediği sonuç alınmazsa, ya ortak bir anlaşma ya da nüfusa göre su kullanım dağılımının yapılması gerektiğini dile getirdi.
Mısır ve Sudan'ın nehir üzerinde yaptığı barajlarda Etiyopya'ya danışmadığını ve hiçbir şey sormadığını ifade eden Ahmed, "Mısır, Nil üzerindeki hegemonyasını korumak istiyor. " dedi.
Elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 90'ını hidroelektrik santrallerinden sağlayan Etiyopya, Afrika'nın en büyüğü olacak Hedasi Barajı ile yetersiz enerji üretimini gidermeyi amaçlıyor.