Nobel ödüllü Malala BM'nin barış elçisi oldu

Pakistan'da okul servisinde Taliban tarafından düzenlenen saldırıda yaralanarak dünya çapında gündeme gelen Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay, kızların eğitimi konusunda Birleşmiş Milletler (BM) barış elçisi olarak atandı.

Malala Yusufzay'ın barış elçisi olması konusunda BM'de tören düzenlendi. Törene Malala Yusufzay'ın yanı sıra BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, diplomatlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda kız öğrenci katıldı.

Guterres, törende yaptığı konuşmada, Malala'nın genç yaşta kavuştuğu üne rağmen çalışkanlık, cömertlik ve alçak gönüllükten taviz vermediğini belirterek, Malala'nın özellikle mülteci kamplarına gidip kızların eğitimine verdiği desteği övdü.

Malala'yı "kahraman" olarak niteleyen Guterres, onun enerji ve aktivizminin BM'nin hedeflerine büyük katkı sağlayacağını dile getirerek, "Malala Yusufzay'ı, BM'nin bugüne kadarki en genç barış elçisi olarak atamaktan gurur duyuyorum. Kendisi kız çocuklarının eğitimi konusuna odaklanacak." dedi.

"Hayatımın gayesi eğitim"

Malala Yusufzay da konuşmasında, eğitimin tüm çocukların vazgeçilemez hakkı olduğunu kaydederek, "Aşırılıkçılar beni durdurmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Öldürmeye çalıştılar ama başaramadılar. Bu benim ikinci hayatım ve bu hayatın gayesi eğitim." diye konuştu.

Salondaki öğrencilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada ise Malala, bir Müslüman olarak bazı hususların kendisini üzdüğünü söyledi.

"Medyanın İslamı yansıtma şekli beni hayal kırıklığına uğratıyor." diyen Malala, dünyada 1,6 milyar Müslüman olduğunu ve az sayıda aşırılık yanlısının yaptıklarının İslama mal edilemeyeceğini vurguladı.

İslam kelimesinin anlamının "barış" olduğunu, Kur'an-ı Kerim'in ilk inen ayetlerinde "oku" emri bulunduğunu dile getiren Malala, "Eğitim, öğrenme ve yeni şeyler keşfetme İslamiyetin bizim unuttuğumuz anahtar unsurları." ifadesini kullandı.

Müslüman olmaktan gurur duyduğunu anlatan Malala, "Müslümanlar birlik olarak teröre karşı güçlü durmalı. 'Onlar bizden değil, yaptıkları hiçbir şeyi kabul etmiyoruz' demeliler." değerlendirmesini yaptı.